- 16-04-2023 13:38
- 9937
CHP İSLAM DÜŞMANI MI?
Hem gerçek hayatta hem de sosyal medyada birçok tanıdığım, CHP’yi neden çok eleştirdiğimi soruyorlar.
Onlara diyorum ki:
“Ben CHP’yi eleştirmiyorum. CHP zihniyetine karşı bir savaş veriyorum. Çünkü bu zihniyet benim ne kadar milli ve manevi değerim varsa hepsini yok etmek için çalışan bir zihniyet taşımaktadır.
İslam dininin sosyal hayattan silinmesi için var gücüyle çalışmaktadır. Ayrıca CHP zihniyeti, 1980’li yıllarda benim yüzlerce ülküdaşımın katledilmesine sebep olmuştur. Bu sebeple benim CHP hakkında yazdıklarımı eleştiri olarak kabul etmeyin.
Ben, CHP zihniyetinin bu topraklardan sökülüp atılması için mücadele ediyorum. Mesele, sizin zannettiğiniz gibi basit bir parti meselesi değildir.”
Bazıları bu açıklamalarıma karşı çıkabilir. Herkesin fikir özgürlüğü vardır ve şiddete dönüşmediği müddetçe herkes düşüncesini açıklayabilir. Benim inanç sistemim böyle bir yol izlememi istiyor.
CHP, bu ülkede İslam adına ne yapılmaya çalışılmışsa karşı çıkmış, yapılanları yok etmek için çalışmıştır. Bu süreçte Müslümanlar, büyük çileler çekmiş, hapislere mahkûm edilmiş ve adeta hayat hakkı tanınmamıştır.
Camilerimizin bazıları ahıra çevrilmiş, bazıları kökten yok edilmiş ve hatta bazıları da meyhane bile yapılmıştır.
CHP zihniyeti, İslam’ı yaşamaya çalışan halkın yanında İslam âlimlerine de büyük işkenceler etmiş, kimilerini astırmış ve çoğunu da yıllarca hapislerde yatırmıştır.
CHP zihniyeti, özellikle 1940’lı yıllardan sonra icat ettikleri “Kemalizm” isimli bir ideoloji ile milli ve manevi değerleri yok etmenin her türlü rezilliğini sergilenmiş ve bugün hala da sergilemeye devam etmektedir.
Hatta Kemalizm ideolojisi, başta Gazi Mustafa Kemal’i tarih sahnesinden silmek için oluşturulmuştur. Bunu fark eden Celal Bayar ve Adnan Menderes, 1951 yılında 5816 sayılı yasayı çıkararak CHP zulmünün elinden Gazi Mustafa Kemal’i korumaya almıştır.
CHP zihniyeti, bu ülkede adına “Başörtüsü” dedikleri İslam’ın kadınlara örtünme emrini uygulatmamak için dünyanın belki de en büyük zalimliğini yapmış, 28 Şubat sürecinde on binlerce kız çocuğu ve kadınımız, bunların yüzünden okullarından atılmış ve çoğu yurt dışına giderek tahsillerini oralarda bitirmek zorunda kalmışlardır.
CHP’nin tarihine baktığımızda İslam düşmanlığının çok açık biçimde sergilendiğini görürüz. Gelin isterseniz bu süreçte CHP yöneticilerinin İslam’a nasıl saldırdıklarını örnekleriyle bir kez daha hatırlayalım:
CHP’nin milli şefi İsmet İnönü: “Elimizde güç varken hocaları kaldıralım, gençliğin kafasını Allah-peygamber gibi boş kavramlardan kurtaralım.”
CHP Milletvekili Falih Rıfkı Atay: “İslamiyet denince aklıma çorap kokusu gelir.”
CHP’li Başbakan Şükrü Saraçoğlu: “Din zehirdir. Türkiye’den dini tamamen atabilmek için bize 30 sene lazım.”
İçişleri eski Bakanı Şükrü Kaya: “Dinler işlerini bitirmiş, vazifeleri tükenmiş, yeniden uzviyet ve hayatiyet bulamayan müesseselerdir.”
Eski Başbakan Recep Peker: “Biz İttihadı Muhammedi’nin bu memleketteki hayat yıkıcı tesirlerini görmüş insanlar değil miyiz? Komünizm denen bir zehirden bünyeyi korumak için şeriat hayatının ikamesi ihtimalini tedbir diye düşünmek, bir öldürücü zehrin onun kadar öldürücü olan başka bir zehirle tedavi edileceğini zannetmekten ibarettir.”
CHP’li Adalet eski Bakanı Mahmut Esat Bozkurt: “İslâm, 14 asırlık sakat bir inançtır. İslâmiyet ilerlemeye engeldir. Bu dinle yürünmez, mahvoluruz. Anayasadan İslam’ı silip Hıristiyanlığı yazmalıyız.”
CHP’li eski Milletvekili Refik Ahmet Sevengil: “Allah’ı da (haşa), Sultan’la birlikte tahtından indirdik. Bizim mabetlerimiz fabrikalardır.”
CHP’nin ünlü Ankara Valisi Nevzat Tandoğan, 3 Mayıs 1944’te başlayan Turancılar Davası’nda sanık Osman Yüksel Serdengeçti’ye yönelik şu talihsiz ifadeleri kullanmıştır: “Ulan öküz Anadolulu! Sizin milliyetçilikle, komünizm ile ne işiniz var? Milliyetçilik lâzımsa bunu biz yaparız. Komünizm gerekirse onu da biz getiririz. Sizin iki vazifeniz var: Birincisi, çiftçilik yapıp mahsul yetiştirmek. İkincisi, askere çağırdığımızda askere gelmek.”
CHP eski Milletvekili Kemalettin Kamu: “Ne örümcek ne yosun, / Ne mucize ne füsun; / Kabe Arap’ın olsun. / Çankaya bize yeter.”
CHP’Li eski Milletvekili Mehmet Şeref Aykut: “Yakılan ve ebediyen çöken Arap-Acem dini tahakkümdü. Ayet ve Hadis saymakta mana yoktur. İslam dini çökmüştür.”
CHP’li Eski Dışişleri Bakan Müsteşarı Tevfik Kamil Köperler: “Biz otuz sene sonra gençliğin kafasını Allah ve Peygamber gibi boş laflardan kurtarmış olacağız.”
CHP’li eski Milletvekili Ruşeni Barkın: “Din yok, milliyet var. Felsefemizde din kelimesinin tam karşılığı ulusalcılıktır.”
CHP İlçe Başkanı Osman Nuri Çerman: “Türk’ün dini Kemalizm’dir.”
CHP’li eski Milletvekili Celal Nuri İleri: “İnsan, hayvandan ayrılınca bir nevi maymun ailesiydi. İlk atalarımız şüphesiz ormanların içinde sürü halinde serseri gibi dolaşıyorlardı.”
CHP’li Yaşar Nabi: “Motorların şarkısı olsun yeni bestemiz/ Yeni din ezanları, minareler yerine/ Bulutlara püsküren bacalarda okunsun.”
İsmail Habib Sevük, bir yandan CHP milletvekilliği yaparken bir yandan da Cumhuriyet’te köşe yazıyordu. Bu ifadeler ona ait: “Namaz, Mekke devrinde yoktur. Mekke ayetlerinde ibadetten müphem bahsedilirdi, bu da sırf Muhammed’e tevcih edilmişti. Mü’minlere değil. Namaz, müminlere Medine’de teşmil edildi. O da üç vakitte; fecirde, grupta, geceleyin. Beş vakit namaz Muhammed İslamlığında katiyen yoktur.”
GÜNÜMÜZ CHP’LİLERİNİN İSLAM DÜŞMANLIKLARI
Sadece geçmişteki CHP yöneticileri değil, günümüzde de aynı düşmanlık devam etmekte ve zihniyet hiç değişmemektedir.
Gelin isterseniz biraz da günümüz CHP’lilerinin İslam’a, milli ve manevi değerlere bakışlarını beraberce okuyalım:
CHP Manisa milletvekili ve CHP TBMM Gurup başkanvekili Özgür Özel: “Çocuklara Kur’an öğretmek orta çağ zihniyetidir.” deme hamakatlığını göstermiştir.
CHP’Li Milletvekili Önder Sav, ondan geri kalır mı? Hacca gidebilmek için yardım isteyen vatandaşa şöyle dedi: “Boş ver, Araplara para kaptırma. Bakarsın orada Muhammed bırakmaz seni, buraya göndermez.”
CHP’li Milletvekili Onur Öymen ise evrimcidir: “Atalarımız maymundan gelmiştir.”
CHP’li Milletvekili Canan Arıtman ise ahlaksızlıkta zirve yaparcasına, “Başörtüsünü Sümerlerde fahişeler takardı.” demiştir.
CHP’li eski Milletvekili Hüseyin Aygün ise Resulullah’ı kastederek, “Arap erkekleri 7. yüzyılda 9 yaşındaki kızları koynuna alıyordu.” deme ahlaksızlığını sergilemiştir.
Seyhan Belediye eski Meclis Üyesi Ali Aydoğan: “Bizim yalancı Muhammed’e ve onun uydurduğu Tanrı’ya ihtiyacımız yok.”
CHP milletvekili Selin Sayek Böke: “Hıristiyan kimliğimle gurur duyuyorum. Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşı olduğum için utanç duyuyorum.”
CHP PM Üyesi Sera Kadıgil: “O ezanlar ki şehadetleri dinin temeli ama benim yurdumun üstünde ebedi inlemesin artık!”, “Hayatta hiçbir laftan tiksinmedim Şehitler ölmez, Vatan bölünmez lafından tiksindiğim kadar.”
CHP’li eski Milletvekili Ali Topuz: “İslam kültürü bizim öz kültürümüz değildir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kültürel değerleri Türklük temellerine kuruludur.”
CHP’li eski Milletvekili İsmail Hakkı Kılıçoğlu: “Allah’ın varlığına iman etmek, o gerçekte var olduğu için değil, bizim sıkıntı içinde olduğumuz zamanlarda moralimiz yükseltmek için gereklidir.”
CHP’li Türkan Saylan: “Çocuklarımızın sıra üstünde namaz kılmasını değil bale yapmasını istiyoruz. Tanrı’nın yaptığı yasalara değil, insanların yaptığı değişken yasalara tabiyiz. Başörtüsünün serbest kalması mümkün değildir. Bu ülkede biz asılız, bizim istemediğimiz bir şeyin olması mümkün değil.”
CHP İl Başkanı Ali Kavak: “Atatürk gibi bir lider varken peygamber gibi lider bekliyorlar.”
SEÇİM DÖNEMİ MÜNAFIKLIKLARI
CHP, tıynetinden vazgeçecek gibi değil ancak duyarlı Müslümanların da günümüz ve gelecek nesle, CHP’nin bu İslam düşmanlığını göstermesi gibi bir mesuliyetinin olması gerekir.
CHP tarihine baktığımızda dönem dönem münafıklığın tarihini yazdıklarını görürüz. Özellikle seçim dönemlerinde dindar insanların oylarını almak için cami ve türbeleri ziyaret ederler ama İslam düşmanlığı sergiledikleri zihniyetlerinde gram düzelme olmaz. Zaten amaçları milleti kandırmaktan başka bir şey değildir ki bunun adı münafıklıktır.
CHP’linin bir oturuşta yarım domuz yediğini beyan eden İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Marksist olmasına rağmen seçim döneminde cami ve türbeleri ziyaret edip, tutmadıkları orucun iftarlarına katılmasına isyan etmiş ve sonunda, “Şu seçim dönemi geçse de oy toplamak için Müslüman numarası yapmaktan kurtulsak.” diyerek münafıklıklarını ilan etmiştir. Çünkü aynı Kaftancıoğlu, ‘Twitter’den şunları da yazmıştı:
“Tekbir getirerek boğaz keserek mi demokrasi mücadelesi verilir. İnandığınız Allah’ınız sizin belanızı versin.”, “Tarihte bugün Ermeni soykırımı başladı. Katledilen Ermeni vatandaşlarımızı anıyoruz, 19.15te Taksim’de.”, “Kim şehit olmak istiyorsa gitsin olsun. Aptalca politikalar yüzünden ölen masum insanlara şehit diyerek ölümü kutsamaktan vazgeçin artık.”
CHP’liler seçim dönemlerinde ağızlarına, “İslam ve Müslümanlarla bir derdimiz yok. Biz de Müslümanız vs.” gibi sözleri sarf etseler de her fırsatta İslam’a karşı zihniyetlerini sergilemekten asla geri durmamaktadırlar.
Şimdi üç beş kuruşluk dünya menfaati veya bir koltuk sevdasına kapılarak içlerine kaçan CHP virüsünün etkisiyle ülkülerini, ideallerini çiğneyen bazıları; “Sizin dediğiniz eski CHP idi. Şimdikiler değişti.” deseler de şimdikilerin eskilerden daha müfrit olduklarına dair yüzlerce delil gösterebiliriz.
CHP, İslam düşmanlığı karşımıza bazen “Müftünün karısı” şeklinde ya da geçici süreliğine giydirdikleri çarşafla tanıtılan CHP ilçe kadın kolları üyelerini podyuma çıkmaktadır.
Türk milleti “samimi” ile “sahtekârı” çok iyi ayırdığı için bu çakma dindarlıklar, CHP’yi kurtaramamıştı. Millet iradesinin ipotekten kurtulduğu 1950 sonrasında ise bir daha kendine gelememişti.
CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal, seçim zamanı bir taraftan çarşaflı kadınlara CHP rozeti takıyordu ama ertesi gün partilileri çarşaf yırtma eylemi yapmışlardı. Ve ardından da başörtüsünün yasaklanması için soluğu Anayasa Mahkemesi’nde almışlardır.
Bugün kendi partisini kurarak Cumhurbaşkanı adayı olan eski CHP’li Muharrem İnce, CHP Grup Başkanvekili iken; “Başörtüsü takmak, saçını açma özgürlüğünden vazgeçmektir.” deme cüretini sergilemiştir.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, “Kadınların türbanı serbest kalırsa toplum bölünür.” derken yine CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, “CHP’de kesinlikle türbanlı aday olmayacak” demek için basın toplantısı düzenlemiştir.
CHP’deki çakma dindarlığın daha doğru ifade ile münafıklığın en çarpıcı örneği ise üniversite yıllarında kendisine “Çarkçı Kemal” sıfatı takılan Kemal Kılıçdaroğlu olmuştur.
2010 yılında, “Türbanı biz özgür kılacağız” diyerek yola çıkmış, haramı; helali hiç dilinden düşürmemişti. Ama aynı Kılıçdaroğlu, kendi mahallesinden gelen “derin” eleştirilere, “CHP, ilk çizgisinden bir milim bile sapmadı” cevabını vermiş ve çıkan başörtüsü yasalarını iptal ettirmek için Anayasa Mahkemesi’ne koşarak nasıl bir münafıklık içinde olduğunu ortaya koymuştur.
Yine, “PYD-YPG terör örgütü değildir, vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşumdur.” diyerek binlerce vatandaşımızı katleden katillere sahip çıkmıştır. 15 Temmuz’da darbeye kalkışan alçak FETÖ’cülere de sahip çıkmış ve “15 Temmuz bir tiyatrodur.” demiştir.
1998 yılında SSK Genel Müdürü Kılıçdaroğlu’nun talimatıyla, Kırklareli’nde peruklu türbanla duruşmaya giren Öznur Toptaş, Konya’da türbanla duruşmaya girmekte direnen Nadire Boyalı Zengin, Şengül Kara, Zeynep Ümit Altınsay, Erzurum’da Züheyde Boncukoğlu hakkında soruşturma başlatıldı.
Konuya ilişkin Kılıçdaroğlu, yaptığı açıklamada “Personelin birçoğu türbanını çıkarırken, bir kısmı türban üzerine peruk takmaya başladı. Mahkeme kuralları var. SSK avukatları da bu kurallara uymak zorunda.” ifadelerini kullanmıştı.
Yine 27 Şubat 2008 yılında başörtüsüne serbestlik getiren yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvuru dilekçesi götürenler arasında Kemal Kılıçdaroğlu da vardı. Bu dönemde yaptığı, “Başörtüsü 1 metrekarelik bez parçasıdır.” şeklindeki açıklamasıyla İslam’ın tesettür emriyle dalga geçmiştir.
Kemal Kılıçdaroğlu, bir konuşmasında, “Dünyanın hiçbir demokrasisinde din referans alınarak anayasa değiştirilmez.” diyerek dini sosyal hayattan silmeyi amaçlamıştır.
Kılıçdaroğlu, Yeni Zelanda’da namaz kılarken terör kurbanı olan Müslümanlarla ilgili yorumunda terörün kaynağı olarak İslam dünyasını hedef göstermiştir: “İslam dünyasından kaynaklanan terör, bütün dünyada farklı yorumlara sebep oldu. İslam dünyasının da oturup düşünmesi lazım.”
CHP’nin başındaki zat, üniversitelerin girişlerinde kurulan İkna Odalarında yüzlerce genç kıza tehditlerle baskıyla başörtülerini açtıran; Nur Serter isimli İslam düşmanını, iki dönem CHP vekili seçtiri. Oy için vitrin çalışmaları yapan CHP, başörtüsü düşmanlarını ödüllendirmeye devam etti.
“Herkesle helalleşeceğiz” reklamı yapıp, İmam Hatiplilerden oy isteyen Kemal Kılıçdaroğlu, “İmam Hatipte okursan sapık olursun.” diyen Gülşen’e kalkan olurken, “Hukuka, adalete ihanet etmeyin; sanatçıyı hemen serbest bırakın!” diyerek kimden yana olduğunu da ortaya koymuştur. .
CHP’li Ali Mahir Başarır’ın açıklamaları ise tam anlamıyla CHP zihniyetinin milli meselelere ne kadar uzak olduğunu açık biçimde ortaya koymaktadır: “Türkiye’nin Akdeniz de ne işi var? Petrol aramamız doğru bir şey değil. Arama çalışmaları derhal durdurulmalıdır. CHP olarak buna karşıyız.”
CHP, sadece petrol arama ile ilgili değil, “Libya’da, Suriye’de ne işimiz var” deyip askerin yurt dışına çıkma tezkerelerine de HDP ile hep hayır oyu vermişlerdir. CHP’lilerin HDP aşkı da çok fazladır ve bunların bazılarını şöyle özetleyebiliriz:
CHP İzmir milletvekili Hülya Güzen: “Öldürülen PKK’lı gerillalar şehittir.”
CHP’li Sezgin Tanrıkulu: “DHKP-C ile çatışan polis ve askeri savcılığa şikâyet edeceğim.”
CHP Çanakkale Belediye eski Başkanı Ülgar Gökhan: “HDP barajı geçsin, pilav dağıtacağım,”
CHP Başkan yardımcısı Gürsel Tekin: “HDP’yi kapattırmayız. Gerekirse direniriz.”
Bazı CHP’lilerin zaman zaman Türk ordusu için, “Katliamcı, lejyoner, işgalci, kimyasal silah kullanıyor, uyuşturucu kaçakçısı”, vb. suçlamalar yapmışlardır. Hâlbuki bu tür suçlamaları Yunanistan’dan bile duymamdık.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da seçim zamanlarında cami cami gezerken, akşamları da rakı masalarında boy göstermiş, Ramazan’da oruç tutmamasına rağmen iftarlarda tutuyormuş gibi davranmış ve bunu muhafazakâr oyları almak için yapmıştır. Aynı başkan LGBT’Lilerin “Onur haftası” olarak ilan ettiği faaliyetlerini desteklemiş ve “Onur haftasını kutluyorum. Gelecek güneşli, eşit günlerde hep birlikte kutlama dileğiyle” açıklamasını yapmıştır.
Hülasa CHP, din düşmanlığını kurumsal hale getirmek için kurulmuştur ve bunun binlerce delili vardır.
Bugün de CHP’nin bitmeyen milli ve manevi değerlere olan düşmanlığı devam ediyor.
Neredeyse tamamı Müslüman olan bir ülkede kutsal kitabı Kur’an-ı Kerim eğitimini ‘Orta Çağ zihniyeti’ olarak değerlendirmek, CHP zihniyetinin değişmediğinin ve değişmeyeceğinin en açık göstergesidir.
Makalemi bazı büyüklerimizin CHP hakkındaki sözleriyle bitirmek istiyorum:
ALPASLAN TÜRKEŞ:
“CHP, zulüm ve işkence partisidir. Türk milleti, CHP’yi edebiden muhalefete mahkûm edecektir.
NECİP FAZIL KISAKÜREK:
“CHP bir parti değil. Türk’e dinini, dilini ve özünü kaybettirmeye memur, bir katliam müessesesidir. CHP, bu ülkenin başına gelmiş en büyük beladır. CHP, Haçlı dünyasıyla anlaşmış olarak Türk’ün ruh kökünü kurutmaya memur bir ocaktır.
PROF. DR. NECMETTİN ERBAKAN:
“Aziz Milletim! Sakın hâ CHP’yi saf zannetme CHP’ye aldanıp, kuyruğuna yapışma. Harakiri yaparsın, aç kalırsın. Allah muhafaza buyursun CHP’ye aldanırsan dövecek diz bile bulamazsın.”
MUHSİN YAZICIOĞLU:
“Cumhuriyet Halk Partisi halka inanmıyor, halkın iradesine güvenmiyor. Sen bela mısın CHP?”, “CHP’ye verilen her oy PKK’ya verilmiştir. Bu zihniyetin eline Adalet bakanlığını verirseniz Türkiye, kendini 30 yıl düzeltemez. Adalet bakanlığı CHP’ye verildi. 3 yıl geçmeden bütün cezaevleri PKK’nın kontrolüne geçti ve devlet, cezaevlerine ancak tankla girebildi.”
NOT:
İslam dünyası, yine buruk bir bayrama giriyor. Dünyanın her yerinde Müslümanlar çile ve işkencelere maruz kalıyor.
Kudüs Yahudi zulümleriyle inliyor. Doğu Türkistan Çin zulmünde. Kafkaslar Moskof zalimlerinin esaretinde.. Batıl her yerde hükümferma.
Ümitsiz miyiz; asla. Biz inançlı insanlarız ve şuna inanıyoruz:
Şu gelecek inkılaplar içinde en yüksek ses en kısa zamanda Müslüman Türklerin öncülüğünde İslam’ın sesi olacaktır. Yeter ki biz Müslümanlar, kerim kitabımız Kur’an’a sarılalım.
Bu durgular içinde bayramımızın bereketli geçmesini diliyorum. İnşallah, İslam dünyasının uyanmasına vesile olur.