- 13-09-2022 06:17
- 2491
CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu dün (12.09.22 Pazartesi) sosyal medya hesabında akla ziyan paylaşımda bulundu.
“Bu Yunanistan meselesi ve savaş tamtamları ile ilgili… Miçotakis ile Erdoğan’ın ortak bir noktası var; ikisinin de oyları düşüyor. Haliyle iki popülist savaş kartına oynuyor. Kafa bu! Adaların silahlanmasıyla ilgili tavrımız nettir, iktidara geldiğimizde bu meseleyi biz çözeriz”
Bu ne kadar talihsiz bir açıklama!..
Kılıçdaroğlu ne kadar çok falso yapıyor / yanlış kapıyı açmaya çalışıyor.
Kılıçdaroğlu’na, danışmanları; Türkiye’nin Güncel Dış Siyaseti ve Uluslararası Gelişmeler ile ilgili detaylı bilgi vermiyorlar mı?
Kılıçdaroğlu, elbette partisi adına konuşuyor. Millet İttifakı’nın kurucu ve birleştirici unsuru olan Kılıçdaroğlu’nun bu sözleri karşısında; ittifakın diğer 5 partisi ne düşünüyor?
Cumhur İttifakı tabanına sosyolojik olarak benzeyen Millet İttifakı’nın seçmeni, Kılıçdaroğlu’nun bu sözlerini sorgulamayacak mı?
2023 Cumhurbaşkanlığı seçiminde muhtemel aday olacak Kılıçdaroğlu; konuşurken sözlerini tartmıyor mu?
Bu sözlerin arkasında, bir süredir görüştüğü dış misyon şeflerinin (yabancı büyükelçiler) etkisi, yönlendirmesi olabilir mi?
Sol Açık; Yeşil Işık yandı: “Hazırım” sinyali mi veriliyor?
Yunanistan ile bizim ‘husumette’ olduğumuzu bilmiyor mu?
Tabii ki Yunanistan ile düşman değiliz. Özellikle Yunan halkı ile.
Yüzlerce yıl beraber olduğumuz Yunan halkının ne dinine, ne diline, ne de örfüne karışmadık.
Adil davrandık, zulm etmedik.
Nihayetinde perde kapanırken; Yunan Kilisesi öncülüğünde Yunan Çeteleri; Yunan Ana Kıtası, Rodos- Girit Adaları, Balkanlar/ Trakya, Anadolu ve Kıbrıs’ta binlerce sivili; çoluk çocuk demeden katletti.
Kalan Müslümanları göçe zorladılar. Müslüman kültürüne ait ne varsa tarumar edildi.
Bu kin ve nefretin ardında elbette İngiltere başta olmak üzere zamanın Hegemonik Güçleri vardı.
"Tarih bilmeyen siyasetçi, pusuladan anlamayan kaptana benzer, her ikisinde de karaya oturma tehlikesi, kaçınılmaz sonuçtur" der Ahmet Cevdet Paşa (1822, Lofça - 1895, İstanbul, Osmanlı Devleti'nde on dokuzuncu asırda yetişen Türk devlet ve ilim adamı, tarihçi, hukukçu, şair).
Biz 1000 yıldır bu coğrafyada isek dik duruşumuzdan adalet ve haktan yana olduğumuzdan dolayıdır.
Biz, geçtiğimiz gün öldüğü ilan edilen Kraliçe Elizabeth’in temsil ettiği İngiliz Emperyalizmi’ne karşı Büyük Taaruzumuz’u yaptık. Yaparız da!
Kılıçdaroğlu; Türkiye ile Yunanistan’ı aynı kefeye nasıl katar? Biz, Yunanistan ile aynı kulvarda mıyız?
Avrupa’nın şımarık çocuğu Yunanistan; Turizm geliri ve Avrupa’dan aldığı Rüşvet/ Tehdit/ Şantaj Kredileri ile ayakta durmaya çalışıyor. Çalkantılı iktidarları ile Yunan halkının da başını yakıyor.
Bir defa Yunan Başbakanı Kiryakos Miçotakis; Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’nın muadili değil.
Ve Kılıçdaroğlu hem Miçotakis’i hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı “Popülist Siyaset” yapmakla itham ediyor.
Miçotakis, ülkesindeki politik durumu göz önünde bulundurarak Popülist siyaset yapıyor.
Ama Erdoğan, Popülist mi?
Cumhurbaşkanı Erdoğan; Balkanlar, Kafkaslar, Ortadoğu, Türkistan, Afrika, Akdeniz ve Karadeniz’e hitap eden, saygınlık gören, çözüm üreten ve koşturan bir devlet adamı portresi çiziyor.
Elbette Türkiye’nin çıkarlarını gözeten Erdoğan; Realist hatta Neo Realist (Devlet ve Halkın çıkarların korunması, devletin güvenliği ve uluslararası ilişkilerde statükonun korunması) bir siyasetçi.
Fakat aynı zamanda Proaktif ve İnsani Diplomasiyi de önceleyen İnşaacı/ Konstrüktivist (bireylerin, dünyanın barış ve istikrarı için; aktif katkıda bulunabileceği ve ahlak/ kültürel değerlerin önemsendiği vurgulanır) bir lider.
Erdoğan liderliğindeki Türkiye dış politikasında; Gerçekçilik izleri taşıyor ama bunun yanında Ahlaki Değerlere de bağlı.
Erdoğan için Türkiye'nin çıkarlarının her şeyden önce geldiği, tartışma götürmez; bu, tüm liderlerden ülkeleri için beklenen genel bir davranıştır.
Türkiye’nin geleceğini ipotek altına almaktan titizlikle kaçınıyor. Günlük politik kaygılar için devlet imkanlarını sarf etmekten kaçınıyor.
Günlük politik tartışmalardan ve popülist vaatlerden uzak duran Erdoğan; yapabileceklerini vaat ediyor.
Çakal ve Sırtlanların üşüştüğü uluslararası arenada, saldırganlara karşı kurbandan yana tavır almakta.
Ukrayna savaşını sürdürmekte kararlı olan Küresel İttifak/ Hegemonik Güce karşı, Erdoğan; Türkiye’nin çıkarlarını korumak için Denge Poltikası gütmektedir.
Erdoğan; 15.05.2006 da gençler ile buluştuğu bir sohbette; bir genç öğrenci tarafından kendisine sorulan soruya verdiği cevap ile bu günkü dış politika yaklaşımı tutarlılık arz etmektedir.
"BM'nin kararları ortada. İsrailli asker, Filistinliyi öldürürken, 'BM kararını tanımıyorum' diyordu. BM'nin kararı uygulanmıyor" sözlerinin ardından Erdoğan şu cevabı verdi:
"Ben BM kararlarının yüzde 100 uygulandığını söylemiyorum. BM'nin de reforme edilmesi gerekir. BM'nin her kararı doğru diyemeyiz."
Yunanistan, Türkiye’nin sinir uçlarına dokunarak bizi tuzağa çekmeye çalışıyor.
Mahallede kabadayılık yapan serseri takımına güvenip; Türkiye’ye sataşıyor, sonra sıvışarak kaçıyor.
Uluslararası ve bölgesel dengeler birden bire kurulmuyor; zaman alıyor. Askeri operasyon anında yapılmıyor.
Irak ve Suriye’de uzun zamandır askeri hareketimiz, silah envanterimiz ve MİT’in olağan üstü başarıları; Türkiye’nin savunma/ saldırı pozisyonunu alabileceğini herkesten çok Yunanistan yakından takip ediyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise, "Bir gece ansızın gelebiliriz" çıkışıyla Yunanistan'ı açık açık ikaz etmesinin yanı sıra gerek Akdeniz, gerekse de Ege'de Türkiye'nin haklarını korumak için her türlü tedbiri alacağını uluslararası arenaya duyurdu.
Anadolu insanının ölümden korkusu yok!..
Yaşam çizgisinin nerede sonladığını bilmesek de bir vakit ip kopacak…
Karşımızda kimse duramaz!
Nihayetinde Yunanistan ile aramızda Harp çıkarsa Sayın Kılıçdaroğlu ve CHP’nin durduğu saf neresi olabilir?
.
Mehmet Yıldırım, dikGAZETE.com
https://www.star.com.tr/yazar/yunanistan-ukrayna-suriye-ucgeni-yazi-1736077/
https://www.dailysabah.com/opinion/op-ed/erdogans-switch-to-realism