Afrika'da Türkiye-Rusya işbirliği olasılığı mümkün mü?

Afrika'da Türkiye-Rusya işbirliği olasılığı mümkün mü?

Afrika'da Türkiye-Rusya işbirliği olasılığı mümkün mü? Afrika'da Türkiye-Rusya işbirliği olasılığı mümkün mü?

Afrika'da Türkiye - Rusya İşbirliği Olasılığı Mümkün mü?

2006 yılında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Afrika ile ilişkilerin yeniden güçlendirilmesi konusundaki hedefi, Soğuk Savaşın bitmesi ve Sovyetler Birliği’nin dağılması sonrası zayıflayan ilişkilerin yeniden inşaa edilip güçlendirilmesini planlanmaktadır.

Bu çerçevede ulusal büyük Rus şirketlerin Afrika ülkelerinde gösterdikleri faaliyetler, bölgede Rusya’nın etkinliğini yeniden güçlendirmiş ve 20 Milyar dolarlık ticaret hacmine ulaştırmıştır.

Rusya’nın Gazprom, Lukoil, Rosneft, Rusal, Renova, Russky Hrom, Sever Satal, Evraz gibi bir çok dev şirketi Afrika’da faaliyet içerisinde olduğu gibi son yıllarda 20’den fazla Afrika ülkesi ile nükleer işbirliği anlaşması imzalayan Rosatom ve 13 Afrika ülkesinde güvenlik konusunda faaliyet gösteren Wagner gibi şirketler ön plandadır.

İlki, 2019 yılında Soçi’de yapılan Afrika Liderler Toplantısı son olarak, geçtiğimiz ay, Rusya'nın St. Petersburg kentinde düzenlendi.

27-28 Temmuz tarihinde düzenlenen 2. Rusya-Afrika Zirvesi ve Ekonomik ve İnsani Forumu’nda öne çıkan en önemli konu, Rusya’nın tarihi jeopolitik ilişkileri çerçevesinde Afrika ile daha çok ilgileneceği ve bölge ülkelerinin kalkınmasına da destek verecek şekilde işbirliği olacağıdır.

19. yüzyılın ortalarından itibaren Rusya’nın Afrika’ya olan özel ilgisi hiçbir zaman sömürgecilik düzeyinde olmamıştır. Özellikle Sovyetler Birliği, Afrika’nın dekolonizasyon sürecinde, kolonilerin batı ülkelerinden bağımsızlıklarını kazanma sürecinde ANC (African National Congress) çerçevesinde, ekonomik, teknik, sağlık, askeri yardım ve işbirliği konularında, eski kolonilerin altyapısının oluşturulmasında ciddi destek sağlamıştır.

On binlerce Afrikalı öğrenci, burslu olarak Rusya Üniversitelerinde eğitilmiş, yine binlerce Rus teknik personeli bu ülkelerin yeniden yapılanması sürecinde, bölge ülkelerine gönderilmiştir.

Ayrıca BMGK desteğini artırmak isteyen Rusya için Afrika ülkeleri, önemli bir partner olmuştur.

Ukrayna-Rusya arasındaki problemler çerçevesinde Afrika ülkelerinin büyük çoğunluğu Rusya’nın yanında yer almış ya da çekimser kalarak destek vermiştir.

Afrika Devletlerinin en önemli sorunları terördür. Dünyanın bütün “cihadcı” örgütleri bu bölgede faaliyet içerisindedir.

Son yıllarda Fransa’nın etkinliğinin bölgede zayıflaması, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un 2021 yılında Afrika ülkelerine verdiği “teröre karşı” desteğinden çekileceğini açıklaması, hükümetleri ciddi endişeye sevk etmiş ve çözüm arayışına giren Afrika liderleri, Fransa’nın çekilmesi ile oluşan boşluğu Wagner ile doldurma yoluna gitmişlerdir.

Son yıllarda Afrika’da güçlenen Çin, Hindistan, Türkiye ve Brezilya’nın yanında Rusya da oyun kurucu olarak bölgede varlığını göstermeye başlamıştır.

Bu küresel oyunda Türkiye, 1998 yılında ilan etmiş olduğu Afrika açılım politikaları doğrultusunda bölgedeki faaliyetlerini ciddi ölçüde artırmıştır. Özellikle inşaat, sağlık gibi konularda ciddi pazar payına sahiptir.

Türkiye, Afrika ülkelerinin yapısal eksiklikleri konusunda çeşitli destek vermekte, yeniden inşaa konularında Türk şirketleri, Afrika'daki yapısal eksikliklerin giderilmesinde, istihdam yaratılması konusunda da bilgi ve deneyim paylaşımında bulunarak bu ülkelerin kalkınmasında aktif rol oynamaktadırlar.

ABD Başkanı Joe Biden, bölgede Çin, Türkiye, Hindistan, Brezilya’nın yanı sıra Rusya’nın da etkinliğini güçlendirmesinden duyduğu rahatsızlıktan dolayı, bölgedeki etkinliğini güçlendirmek adına, Aralık 2022’de 50 civarı Afrika Liderini ülkesine davet ederek Afrika Liderler Zirvesi düzenlemişti.

Biden, Afrika Birliği’ni G-20 zirvesine daimi üye olarak katılma çağrısı yaparken, ABD-Afrika Liderler Zirvesi'nde sağlık, iklim değişikliği, ekonomi, Ukrayna-Rusya Savaşı ve uzay projeleri gibi pek çok konu başlığını ele almıştı.

Özellikle Fransa’nın Afrika’da etkinliğinden rahatsız olan ABD’nin, Çin’in bölgedeki gücünün sınırlandırılması konusunda da Rusya ve Türkiye’nin önemli rol üstlenebileceğini göz önünde bulundurduğunu düşünmekteyim.

Öncelikle Türkiye ile Rusya’nın bölgede stratejik işbirliği, Afrika’nın güvenliği konusunda bölge barışına önemli katkılar sunacaktır.

Her iki ülkenin de sömürgeci bir kimliği yoktur. Stratejik olarak bölge kalkınması konusunda ciddi destekleri olmaktadır. Bölgede sevilen ve güvenilir ülkeler statüsündedirler.

Özellikle gıda ve tarımsal üretimin güçlendirilmesi konusunda işbirliği, bölgenin önemli bir sorununa çözüm olacaktır.

İnşaat maden gibi alanlarda işbirliği imkanları vardır. Ortak stratejiler ile kendi kalkınmasını sağlaması, borç batağı içerisindeki bu ülkelerin uzun vadeli sağlıklı ticari ve politik ilişkiler kurmalarına da destek olacaktır.

Afrika, artık dekolonizasyon sürecini tamamlamalı ve bağımsız birer devlet olarak dünya siyasetinde daha etkin rol üstlenmelidir.

Nitekim Frankofon ülkelerde yaşayan halkların, Fransa’ya duydukları öfke bundan ibarettir.

Güney Afrika Cumhuriyeti'nin başkenti Johannesburg’un ev sahipliğinde 22-24 Ağustos tarihlerinde düzenlenecek BRICS Liderler Zirvesi'ne tüm Afrika ülkelerinin liderleri davet edildiği halde arzu etmesine rağmen Fransa lideri Macron davet edilmemiştir.

Afrika’da Fransa güç kaybedecektir.

Bölgedeki kaosun Türkiye olmadan uzun vadeli çözülmesi zordur. Laik bir devlet olması ve bununla birlikte Müslüman ve İslami gelenekleri, çatışma tarafları arasında güvenin tesis edilmesi için önemli olacaktır.

Türkiye, denge unsurudur. Bu işbirliği, her tarafın çıkarları doğrultusunda geliştirilmelidir.

Dr. Hikmet Çıra, dikGAZETE.com

-Trade Avrasya Organization Yönetim Kurulu Başkanı-

.

Afrika'da Türkiye - Rusya İşbirliği Olasılığı Mümkün mü?

2006 yılında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Afrika ile ilişkilerin yeniden güçlendirilmesi konusundaki hedefi, Soğuk Savaşın bitmesi ve Sovyetler Birliği’nin dağılması sonrası zayıflayan ilişkilerin yeniden inşaa edilip güçlendirilmesini planlanmaktadır.

Bu çerçevede ulusal büyük Rus şirketlerin Afrika ülkelerinde gösterdikleri faaliyetler, bölgede Rusya’nın etkinliğini yeniden güçlendirmiş ve 20 Milyar dolarlık ticaret hacmine ulaştırmıştır.

Rusya’nın Gazprom, Lukoil, Rosneft, Rusal, Renova, Russky Hrom, Sever Satal, Evraz gibi bir çok dev şirketi Afrika’da faaliyet içerisinde olduğu gibi son yıllarda 20’den fazla Afrika ülkesi ile nükleer işbirliği anlaşması imzalayan Rosatom ve 13 Afrika ülkesinde güvenlik konusunda faaliyet gösteren Wagner gibi şirketler ön plandadır.

İlki, 2019 yılında Soçi’de yapılan Afrika Liderler Toplantısı son olarak, geçtiğimiz ay, Rusya'nın St. Petersburg kentinde düzenlendi.

27-28 Temmuz tarihinde düzenlenen 2. Rusya-Afrika Zirvesi ve Ekonomik ve İnsani Forumu’nda öne çıkan en önemli konu, Rusya’nın tarihi jeopolitik ilişkileri çerçevesinde Afrika ile daha çok ilgileneceği ve bölge ülkelerinin kalkınmasına da destek verecek şekilde işbirliği olacağıdır.

19. yüzyılın ortalarından itibaren Rusya’nın Afrika’ya olan özel ilgisi hiçbir zaman sömürgecilik düzeyinde olmamıştır. Özellikle Sovyetler Birliği, Afrika’nın dekolonizasyon sürecinde, kolonilerin batı ülkelerinden bağımsızlıklarını kazanma sürecinde ANC (African National Congress) çerçevesinde, ekonomik, teknik, sağlık, askeri yardım ve işbirliği konularında, eski kolonilerin altyapısının oluşturulmasında ciddi destek sağlamıştır.

On binlerce Afrikalı öğrenci, burslu olarak Rusya Üniversitelerinde eğitilmiş, yine binlerce Rus teknik personeli bu ülkelerin yeniden yapılanması sürecinde, bölge ülkelerine gönderilmiştir.

Ayrıca BMGK desteğini artırmak isteyen Rusya için Afrika ülkeleri, önemli bir partner olmuştur.

Ukrayna-Rusya arasındaki problemler çerçevesinde Afrika ülkelerinin büyük çoğunluğu Rusya’nın yanında yer almış ya da çekimser kalarak destek vermiştir.

Afrika Devletlerinin en önemli sorunları terördür. Dünyanın bütün “cihadcı” örgütleri bu bölgede faaliyet içerisindedir.

Son yıllarda Fransa’nın etkinliğinin bölgede zayıflaması, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un 2021 yılında Afrika ülkelerine verdiği “teröre karşı” desteğinden çekileceğini açıklaması, hükümetleri ciddi endişeye sevk etmiş ve çözüm arayışına giren Afrika liderleri, Fransa’nın çekilmesi ile oluşan boşluğu Wagner ile doldurma yoluna gitmişlerdir.

Son yıllarda Afrika’da güçlenen Çin, Hindistan, Türkiye ve Brezilya’nın yanında Rusya da oyun kurucu olarak bölgede varlığını göstermeye başlamıştır.

Bu küresel oyunda Türkiye, 1998 yılında ilan etmiş olduğu Afrika açılım politikaları doğrultusunda bölgedeki faaliyetlerini ciddi ölçüde artırmıştır. Özellikle inşaat, sağlık gibi konularda ciddi pazar payına sahiptir.

Türkiye, Afrika ülkelerinin yapısal eksiklikleri konusunda çeşitli destek vermekte, yeniden inşaa konularında Türk şirketleri, Afrika'daki yapısal eksikliklerin giderilmesinde, istihdam yaratılması konusunda da bilgi ve deneyim paylaşımında bulunarak bu ülkelerin kalkınmasında aktif rol oynamaktadırlar.

ABD Başkanı Joe Biden, bölgede Çin, Türkiye, Hindistan, Brezilya’nın yanı sıra Rusya’nın da etkinliğini güçlendirmesinden duyduğu rahatsızlıktan dolayı, bölgedeki etkinliğini güçlendirmek adına, Aralık 2022’de 50 civarı Afrika Liderini ülkesine davet ederek Afrika Liderler Zirvesi düzenlemişti.

Biden, Afrika Birliği’ni G-20 zirvesine daimi üye olarak katılma çağrısı yaparken, ABD-Afrika Liderler Zirvesi'nde sağlık, iklim değişikliği, ekonomi, Ukrayna-Rusya Savaşı ve uzay projeleri gibi pek çok konu başlığını ele almıştı.

Özellikle Fransa’nın Afrika’da etkinliğinden rahatsız olan ABD’nin, Çin’in bölgedeki gücünün sınırlandırılması konusunda da Rusya ve Türkiye’nin önemli rol üstlenebileceğini göz önünde bulundurduğunu düşünmekteyim.

Öncelikle Türkiye ile Rusya’nın bölgede stratejik işbirliği, Afrika’nın güvenliği konusunda bölge barışına önemli katkılar sunacaktır.

Her iki ülkenin de sömürgeci bir kimliği yoktur. Stratejik olarak bölge kalkınması konusunda ciddi destekleri olmaktadır. Bölgede sevilen ve güvenilir ülkeler statüsündedirler.

Özellikle gıda ve tarımsal üretimin güçlendirilmesi konusunda işbirliği, bölgenin önemli bir sorununa çözüm olacaktır.

İnşaat maden gibi alanlarda işbirliği imkanları vardır. Ortak stratejiler ile kendi kalkınmasını sağlaması, borç batağı içerisindeki bu ülkelerin uzun vadeli sağlıklı ticari ve politik ilişkiler kurmalarına da destek olacaktır.

Afrika, artık dekolonizasyon sürecini tamamlamalı ve bağımsız birer devlet olarak dünya siyasetinde daha etkin rol üstlenmelidir.

Nitekim Frankofon ülkelerde yaşayan halkların, Fransa’ya duydukları öfke bundan ibarettir.

Güney Afrika Cumhuriyeti'nin başkenti Johannesburg’un ev sahipliğinde 22-24 Ağustos tarihlerinde düzenlenecek BRICS Liderler Zirvesi'ne tüm Afrika ülkelerinin liderleri davet edildiği halde arzu etmesine rağmen Fransa lideri Macron davet edilmemiştir.

Afrika’da Fransa güç kaybedecektir.

Bölgedeki kaosun Türkiye olmadan uzun vadeli çözülmesi zordur. Laik bir devlet olması ve bununla birlikte Müslüman ve İslami gelenekleri, çatışma tarafları arasında güvenin tesis edilmesi için önemli olacaktır.

Türkiye, denge unsurudur. Bu işbirliği, her tarafın çıkarları doğrultusunda geliştirilmelidir.

Dr. Hikmet Çıra, dikGAZETE.com

-Trade Avrasya Organization Yönetim Kurulu Başkanı-

.