Beklenen etki, beklenmeyen anda olur!..

Beklenen etki, beklenmeyen anda olur!..

Beklediklerinin esiridir insan.

Beklenti yükseldikçe hayaller de yükselişe geçer…

Bir umuttur” der, yüklenir en olmaz hayaller insanoğlunun küçücük belleğine…

Olacak mı - olmayacak mı!?.

Düşünmeden, düşünmekte kendimize bile itiraf etmeden hayallerle dolu mutlu anlar toplamaya çalışırız…

Olduk mu az da olsa bizden iyisi yoktur “oh mis” deriz; ama olmayınca da gelsin lanetler gitsin beddualar.

Gariptir insan beyni, oyun oynar, kendi kendine olsun ister, hayal kurdurur…

Olmaması an meselesi olsa bile o bir an için koca bir günü, bir ayı ya da bir ömrü heba edebilir insan…

Olmasına endekslemiş ya kendisini.

Güzel şeydir aslında, zor olan yaşamsal döngünün içinde azıcık da olsa mutlu olmayı, gülmeyi, geleceği hayallerle süslemiş olmak ne kadar melankolik bir ruh hali sunsa da hep “olsun” diye bakar insan…

Olsun!.. 

Ya olursa!..

Olduğunu farz et, güldüğünü farz et, beğendiğini, aldığını farz et…

Senin olduğunu farz et..

Sarıldığını, giydiğini farz et vs vs..

Farz etmek iki kelime..

Yüklem deve yükü ile..

Kolaydır insan beyni bu yüzden..

Kandırılmaya müsait, kanmaya ayarlı..

Gülmeye hazır; sevmeye, sevilmeye ihtiyaçlı, sevmeye sevilmeye meyilli…

Bir o kadar da acılara alışık, ayrılıklara dayanıksız.

Hasretlerle hemhal, kavuşmalara gebe, gecesi hüzünlü, gündüzü vuslatlı..

Allah Teala’nın lütfudur tüm bu duygu hengamesi ile yoğrulmuş eti-kemiği ile sadece kas, kan ve damar değil de his, duygu ve ruhi geliş-gidişler içinde olması.

Yoksa yaşlı dünyanın yükünün altından nasıl kalkardı insan vücudu…

Elhamdulillah her halimize…

Her anını mucize imiş gibi yaşayanlara…

Kendini ve çevresini mutlu eden ve edebilene…

Bu kadar duygusal sendromlar içinde kimseyi üzmemeye kırmamaya gayret edene..

Hasılı, imtihan dediğin, her türlü ve her an insanla beraber…

Bütün imtihanları tek sınavda geçmemiz dileği ile ..

.

Mine Tuna, dikGAZETE.com

Beklediklerinin esiridir insan.

Beklenti yükseldikçe hayaller de yükselişe geçer…

Bir umuttur” der, yüklenir en olmaz hayaller insanoğlunun küçücük belleğine…

Olacak mı - olmayacak mı!?.

Düşünmeden, düşünmekte kendimize bile itiraf etmeden hayallerle dolu mutlu anlar toplamaya çalışırız…

Olduk mu az da olsa bizden iyisi yoktur “oh mis” deriz; ama olmayınca da gelsin lanetler gitsin beddualar.

Gariptir insan beyni, oyun oynar, kendi kendine olsun ister, hayal kurdurur…

Olmaması an meselesi olsa bile o bir an için koca bir günü, bir ayı ya da bir ömrü heba edebilir insan…

Olmasına endekslemiş ya kendisini.

Güzel şeydir aslında, zor olan yaşamsal döngünün içinde azıcık da olsa mutlu olmayı, gülmeyi, geleceği hayallerle süslemiş olmak ne kadar melankolik bir ruh hali sunsa da hep “olsun” diye bakar insan…

Olsun!.. 

Ya olursa!..

Olduğunu farz et, güldüğünü farz et, beğendiğini, aldığını farz et…

Senin olduğunu farz et..

Sarıldığını, giydiğini farz et vs vs..

Farz etmek iki kelime..

Yüklem deve yükü ile..

Kolaydır insan beyni bu yüzden..

Kandırılmaya müsait, kanmaya ayarlı..

Gülmeye hazır; sevmeye, sevilmeye ihtiyaçlı, sevmeye sevilmeye meyilli…

Bir o kadar da acılara alışık, ayrılıklara dayanıksız.

Hasretlerle hemhal, kavuşmalara gebe, gecesi hüzünlü, gündüzü vuslatlı..

Allah Teala’nın lütfudur tüm bu duygu hengamesi ile yoğrulmuş eti-kemiği ile sadece kas, kan ve damar değil de his, duygu ve ruhi geliş-gidişler içinde olması.

Yoksa yaşlı dünyanın yükünün altından nasıl kalkardı insan vücudu…

Elhamdulillah her halimize…

Her anını mucize imiş gibi yaşayanlara…

Kendini ve çevresini mutlu eden ve edebilene…

Bu kadar duygusal sendromlar içinde kimseyi üzmemeye kırmamaya gayret edene..

Hasılı, imtihan dediğin, her türlü ve her an insanla beraber…

Bütün imtihanları tek sınavda geçmemiz dileği ile ..

.

Mine Tuna, dikGAZETE.com