İnsanlar ve yollar

İnsanlar ve yollar

Hep ileri, daima gitmeye, yürümeye endekslenmiş insan, gitmesin gezmesin de ne yapsın; doğası bu…

Yürümek, gitmek, gezmek, dolaşmak…

Yollar hazırlamış kendisine, hedefine varmak için…

Sonra o yola giden kestirme yollar yapmış, gideceği menzile daha erken varabilmek için…

İnsanlar ve yollar birbirinden ayrılmaz ikili..

Durduğu yerde duramayan, hep ileri gitme arzusu doğası gereği olsa da bazen durma ihtiyacı duyması da doğalarında var..

Gide gide yorulursun çünkü bu da belki yaşla belki düşünceyle alakalı bir durum… 

Her gidilen yolun sonunda mola da vermeli…

Hâlâ gidilmesi gereken yollar var mı?

Gidilmeye değer mi?

Bu iki soru yeterlidir gitmek hususunda...

Yollar vardır…

Her zaman bir yol vardır gitmek isteyene…

Belki en uzunu da içimizle gittiğimiz yoldur, git git bitmez, ucu bucağı görünmez, sonu sanki bir türlü gelmez…

Hep ileri, daima ileri iletir insanı; daha doğrusu ilerlemek zorunda bırakır..

Öyle kolay değildir içsel ilerlemek de…

Bir sürü engebeli yollar yokuşlar inişler, tekrar çıkışları vardır.

Bir Hint Atasözünde; “başkalarından üstün olman önemli değil, sen dünküne göre kendinden üstün müsün önemli olan o” diyerek, kendini geliştirmenin ve insanın kendi rakibinin yine kendisi olduğuna işaret eder .. 

Kendini bilmekte ilk adım, nereden geldiğini ve nereye gitmesi gerektiğini bilmesidir insanın..

Mevlana, “kendi hakikatinizi bilerek hayatınızı devam ettirirseniz hayat sizin için anlamlı olacaktır” der; ve kendini bilmenin yolunu da şöyle öğütlemiş; “Kendinden kendine sefer eyle..”

Bu biliş kendini arayış ve kendini tanımaktır…

Güçlü ve zayıf yönlerini, zaaf ve korkularını, kaygılarını, bildiklerini, bilmediklerini, öğrenmesi gerekenleri yani, kendine ait ve insanı kendisi kılabilecek halleri bilmek içsel bir yolculuğa çıkmayı gerektirir…

Hayatın anlamı da bu yolculukta ve bu yolculuğun farkındalığı ile anlam kazanır ve daha bir canlanır; hayata bereket gelir.

Atalarımız boşuna dememiş “nerede hareket, orada bereket” diye...

İnsan olmanın gerekliliğidir hareket.

Hem pratik hem zihinsel yolculuklarınızda bereket dileği ile…

.

Mine Tuna, dikGAZETE.com

Hep ileri, daima gitmeye, yürümeye endekslenmiş insan, gitmesin gezmesin de ne yapsın; doğası bu…

Yürümek, gitmek, gezmek, dolaşmak…

Yollar hazırlamış kendisine, hedefine varmak için…

Sonra o yola giden kestirme yollar yapmış, gideceği menzile daha erken varabilmek için…

İnsanlar ve yollar birbirinden ayrılmaz ikili..

Durduğu yerde duramayan, hep ileri gitme arzusu doğası gereği olsa da bazen durma ihtiyacı duyması da doğalarında var..

Gide gide yorulursun çünkü bu da belki yaşla belki düşünceyle alakalı bir durum… 

Her gidilen yolun sonunda mola da vermeli…

Hâlâ gidilmesi gereken yollar var mı?

Gidilmeye değer mi?

Bu iki soru yeterlidir gitmek hususunda...

Yollar vardır…

Her zaman bir yol vardır gitmek isteyene…

Belki en uzunu da içimizle gittiğimiz yoldur, git git bitmez, ucu bucağı görünmez, sonu sanki bir türlü gelmez…

Hep ileri, daima ileri iletir insanı; daha doğrusu ilerlemek zorunda bırakır..

Öyle kolay değildir içsel ilerlemek de…

Bir sürü engebeli yollar yokuşlar inişler, tekrar çıkışları vardır.

Bir Hint Atasözünde; “başkalarından üstün olman önemli değil, sen dünküne göre kendinden üstün müsün önemli olan o” diyerek, kendini geliştirmenin ve insanın kendi rakibinin yine kendisi olduğuna işaret eder .. 

Kendini bilmekte ilk adım, nereden geldiğini ve nereye gitmesi gerektiğini bilmesidir insanın..

Mevlana, “kendi hakikatinizi bilerek hayatınızı devam ettirirseniz hayat sizin için anlamlı olacaktır” der; ve kendini bilmenin yolunu da şöyle öğütlemiş; “Kendinden kendine sefer eyle..”

Bu biliş kendini arayış ve kendini tanımaktır…

Güçlü ve zayıf yönlerini, zaaf ve korkularını, kaygılarını, bildiklerini, bilmediklerini, öğrenmesi gerekenleri yani, kendine ait ve insanı kendisi kılabilecek halleri bilmek içsel bir yolculuğa çıkmayı gerektirir…

Hayatın anlamı da bu yolculukta ve bu yolculuğun farkındalığı ile anlam kazanır ve daha bir canlanır; hayata bereket gelir.

Atalarımız boşuna dememiş “nerede hareket, orada bereket” diye...

İnsan olmanın gerekliliğidir hareket.

Hem pratik hem zihinsel yolculuklarınızda bereket dileği ile…

.

Mine Tuna, dikGAZETE.com