Vazgeçmenin dayanılmaz hafifliği

Vazgeçmenin dayanılmaz hafifliği

Vazgeçmek deyince herkesin aklına ilk olarak sevdiğinden vazgeçmek gelir...

Yarinden, yareninden geçilir mi?

Evet geçilir!..

Her şeyden vazgeçebilirsin ama en zoru da budur belki…

Vazgeçmek...

Kaçıp kurtulamazsın belki ama vazgeçersen, kendini de ikna etmiş olursun ki en iyisi de bu!.

Vazgeçebilmek de “Hayır" demeyi bilmekle başlar...

Hayır!..

Bu kadar basit, “Hayır" demek...

- Şuraya gidelim mi?

- Hayır!..

- Bir şeyler yiyelim mi?

- Hayır!..

- Çıkalım mı?

- Hayır!..

- Evlenelim mi?

- Hayır!..

Hayır" demeyi bilmediğimiz için, etrafımız da kendilerinin vazgeçilmez olduğunu zanneden insanlarla dolu..

Siz nezaketen, karşınızdaki incinmesin, kırılmasın diye alttan alıp incelirken, onlar tam aksine sizin bu inceliğinizi, mazoşist bir zevkle ezmeye, ukala ve kibir dolu ses tonlamaları, mimik ve hareketleriyle ukalalıklara devam ederler...

Halbuki bu hal, tavır ve ses tonlarındaki o ukala ve kibir tonlamasını biz verdik onlara!

Nasıl?

O tipleri insan yerine koyup, muhatap alarak ya da “kardeş”, arkadaş olarak görüp, dost zannedip, kuyu kazmaya çalıştıklarını fark etmeyerek...

Ben olmazsam sen kime karşı egonu tatmin edeceksin?

Bencil, kibirli ses tonunu kime karşı kullanacaksın?

Hiç düşünmezler bu tarz soruların sorulacağını bir gün veee vazgeçmenin dayanılmaz hafifliği de burada başlar.

Ya vazgeçersin ya kendinden vazgeçirirsin; çünkü ona bir kardeş, bir arkadaş ya da bir dost, ahbap, yar-yaren veya bir sevgili lazım değildir..

O içindeki “id"le ve yanında köle kabul ettiği biriyle mutlu mesuttur!..

O nedenle kendisinden vazgeçildiğinden haberi bile olmaz...

Vazgeçmek ya da geçebilmek işte böyle kişi ve durumlar için muhteşem bir yol...

Ondan geçersin..

Karıdan-kocadan geçersin…

Yardan geçersin…

Anadan-babadan geçersin…

Bir tek Yaradan’dan ve evlattan geçemezsin; yoksa “vazgeçmek" bir kelime ve yüzlerce anlam yüklü…

Hayatınıza, sizden vazgeçmeyecek sizin de kendilerinden geçemeyeceğiniz insanları alın!.. 

Ölüm kapınızı çalmadan, kısa süreli  ömrünüzde güzel anılarla güzel birliktelikler biriktirin; yoksa size kendinizi değersiz hissettiren insanlara yeterince vakit harcamışsanız yol verin gitsinler!..

Onlara vazgeçmenin dayanılmaz hafifliği ile mutluluklar dileyin gitsin...

.

Mine Tuna, dikGAZETE.com

Vazgeçmek deyince herkesin aklına ilk olarak sevdiğinden vazgeçmek gelir...

Yarinden, yareninden geçilir mi?

Evet geçilir!..

Her şeyden vazgeçebilirsin ama en zoru da budur belki…

Vazgeçmek...

Kaçıp kurtulamazsın belki ama vazgeçersen, kendini de ikna etmiş olursun ki en iyisi de bu!.

Vazgeçebilmek de “Hayır" demeyi bilmekle başlar...

Hayır!..

Bu kadar basit, “Hayır" demek...

- Şuraya gidelim mi?

- Hayır!..

- Bir şeyler yiyelim mi?

- Hayır!..

- Çıkalım mı?

- Hayır!..

- Evlenelim mi?

- Hayır!..

Hayır" demeyi bilmediğimiz için, etrafımız da kendilerinin vazgeçilmez olduğunu zanneden insanlarla dolu..

Siz nezaketen, karşınızdaki incinmesin, kırılmasın diye alttan alıp incelirken, onlar tam aksine sizin bu inceliğinizi, mazoşist bir zevkle ezmeye, ukala ve kibir dolu ses tonlamaları, mimik ve hareketleriyle ukalalıklara devam ederler...

Halbuki bu hal, tavır ve ses tonlarındaki o ukala ve kibir tonlamasını biz verdik onlara!

Nasıl?

O tipleri insan yerine koyup, muhatap alarak ya da “kardeş”, arkadaş olarak görüp, dost zannedip, kuyu kazmaya çalıştıklarını fark etmeyerek...

Ben olmazsam sen kime karşı egonu tatmin edeceksin?

Bencil, kibirli ses tonunu kime karşı kullanacaksın?

Hiç düşünmezler bu tarz soruların sorulacağını bir gün veee vazgeçmenin dayanılmaz hafifliği de burada başlar.

Ya vazgeçersin ya kendinden vazgeçirirsin; çünkü ona bir kardeş, bir arkadaş ya da bir dost, ahbap, yar-yaren veya bir sevgili lazım değildir..

O içindeki “id"le ve yanında köle kabul ettiği biriyle mutlu mesuttur!..

O nedenle kendisinden vazgeçildiğinden haberi bile olmaz...

Vazgeçmek ya da geçebilmek işte böyle kişi ve durumlar için muhteşem bir yol...

Ondan geçersin..

Karıdan-kocadan geçersin…

Yardan geçersin…

Anadan-babadan geçersin…

Bir tek Yaradan’dan ve evlattan geçemezsin; yoksa “vazgeçmek" bir kelime ve yüzlerce anlam yüklü…

Hayatınıza, sizden vazgeçmeyecek sizin de kendilerinden geçemeyeceğiniz insanları alın!.. 

Ölüm kapınızı çalmadan, kısa süreli  ömrünüzde güzel anılarla güzel birliktelikler biriktirin; yoksa size kendinizi değersiz hissettiren insanlara yeterince vakit harcamışsanız yol verin gitsinler!..

Onlara vazgeçmenin dayanılmaz hafifliği ile mutluluklar dileyin gitsin...

.

Mine Tuna, dikGAZETE.com