- 30-05-2022 05:03
- 3974
Cengiz Han Güven
Son günlerde “Jahrein” isimli bir sosyal medya kullanıcısı ile başlayan tartışmalar, CHP etrafında kümelenmiş olan bazı grupları ciddi anlamda rahatsız etmiş durumdadır.
Ölen bir teröristin ismini anan, PKK afişleri ve bölücü liderin resimleri altında konser vermiş olan bir şarkıcıyı, tüm tepkilere ve karşı çıkışlara rağmen İBB organizasyonu ile konsere çıkartan İmamoğlu bir yanda dururken…
Diğer yanda ise aynı hafta içerisinde Van’da konuşan Kılıçdaroğlu; “Demirtaş ve Kavala’nın serbest bırakılmasını istiyorsanız bize katılacaksınız” diyerek, Türk Milletinin hassasiyetlerine ve Devletin güvenlik angajmanlarına rağmen bu sözleri sarf edebilme cüretini göstermiştir.
İmamoğlu ve Kılıçdaroğlu, tabanın AK Parti’ye olan öfkesini fırsat bilip, tabandaki Atatürkçülerin suskunluğundan da faydalanarak CHP’yi rayından çıkartmaya devam etmektedirler.
“Atatürk’ün Cumhuriyeti ile hesaplaşma” beklentisinde olan, Tunceli’ye ısrarla ve inatla “Dersim” diyerek oradaki isyanı meşru gören bir lobinin, Kürtçü/ Etnikçi HDP uzantıları ile birleşerek CHP’yi kuşatma altına almaya çalıştıkları da iyice ayyuka çıkmıştır.
Bunlara ilave olarak CHP’ye “yerleştirilmiş olan” Ünal Çeviköz gibi NATO’nun menfaatlerini düşünen “Karabağ, Kıbrıs” gibi hassas konularda Türkiye’nin aleyhine konuşan, terör örgütü YPG/PYD’yi meşru gören açıklamalara imza atan kişiler, CHP’yi kuşatan lobilerin içerideki mümessili konumundadırlar.
Sivil toplum kuruluşu, dernek adı altında faaliyet gösteren bazı yapıların da CHP’yi kuşatma operasyonunda kullanıldığı gözlerden kaçmamıştır, Türk Milleti’nin ahlak yapısına aykırı olan “LGBT” tarzı yapılarla birlikte raporlar hazırlatan CHP yönetiminin, Kâdim Türk Devleti ve Milleti nezdindeki cürüm dosyası iyice kabarmaktadır.
Tüm bunlara ilave olarak, İngiltere’ye giden, İngiliz elçiyle İstanbul’da görüşen, Pontusçuluk propagandası yapmış bir şarkıcıyı davet eden İmamoğlu’nun, Kılıçdaroğlu’nun tavizkar yönetim anlayışı sayesinde Türk Milliyetçileri ile inatlaşmasının da devam edeceği anlaşılmıştır.
Büyük bir dalalete doğru sürüklenen Kılıçdaroğlu’na şunu hatırlamak isteriz;
Eğer AK Parti hükümetinin ülkeyi ekonomik iflasa sürüklemesini fırsat bilerek, AK Parti’den usanan kesimleri bu gayri milli yapılara/lobilere angaje edeceğini, ya da bu gayri milli yapıları -denize düşen yılana sarılır misali- topluma zorla kabul ettireceğini sanıyorsa, bunun böyle olmadığını çok sarsıcı ve acı bir tecrübeyle muhakkak görecektir!
Zira bu millet, tarihin en büyük çöküş yönetimi olan teslimiyetçi Osmanlı hanedanı Vahdettin döneminde dahi, hanedanın ülkeyi iflas ettirmesine hatta işgal ettirmesine rağmen, Devlet yönetimine karşı gidip de Osmanlı’ya düşman yapılarla işbirliği yapmadılar!
Kuvay-ı Milliye, hiçbir zararlı yapı ile müttefik olmamıştır!
Sayın Kılıçdaroğlu açıp şu tarihe tekrar bakınız;
Osmanlı’nın çöküş yönetimini fırsat bilen, Devlete karşı güya muhalif olarak birleşen;
- Kürt Teali Cemiyeti
- Wilson Prensipleri Cemiyeti
- İngiliz Muhipleri Cemiyeti gibi yapıların mümessilleri nerelere kaçmak zorunda kaldılar?
Peki ya Mavri Mira Cemiyeti, Etnik-i Eterya Cemiyeti, Pontus Rum Cemiyeti, Taşnak Sütyun ve Hınçak Cemiyetleri gibi yapıların akıbeti ne oldu?
Milli varlığa düşman ve zararlı yapıların, kimi zaman “demokrasi” kimi zaman “Atatürkçülük” maskesi ile CHP etrafında kümelendiğini, partinin politikalarına yön verdiğini görmüyor musunuz?
AK Parti hükümetinin ülkeyi sürüklediği kriz ortamını fırsat bilerek, güya “demokrasi ve özgürlük” adı altında Türk Milletine dayatmaya ve kabul ettirmeye çalıştığınız şeyler, hiç tahmin etmediğiniz bir olay ve an neticesinde, sizi Kâdim Türk Devleti ve Milleti nezdinde en ağır şekilde mücrim kılacaktır!
Mesele artık AK Parti’nin kötü yönetimini de aşmıştır, AK Parti hükümetinin ve politikalarının savunulacak hiçbir yönü yoktur; lakin buna alternatif ve çare olması gereken sizin, yani CHP yönetiminin izlediği yol ve yöntem, bu Devletin kurucu dinamiklerinin ve geleneğinin sinir uçlarına dokunmaya başlamıştır!
CHP Genel Merkezinin içinde ve parti dışında olup genel merkeze etki eden bir takım odaklara karşı gerekli önlemleri almadığınız takdirde, tüm iyi niyetli çabalarınıza rağmen yaklaşmakta olan felaketin sorumlusu siz olacaksınız.
CHP’nin kuruluş geleneklerine ve Türk Milleti’nin beklentilerine uymayan politika ve söylemleriniz emin olun ki Türk Milliyetçileri nezdinde tahammül sınırlarını aşmış durumdadır!
Siz henüz Türk Milliyetçilerinin tüm partilerden azade ve siyaset üstü şekilde nasıl bir milli refleks ile sarsıcı bir kasırgaya dönüşebileceğini henüz görmediniz!
Size dostane olarak açık çağrımızdır;
Ya CHP’yi bu zararlı yapılardan temizleyin,
Veyahut CHP’yi ehline teslim edin, onlar bu temizliği yapsın.