- 12-10-2023 05:51
- 2394
Küresel Güçler, Dünya Barışını tesis etmek için; Birleşmiş Milletler’i kurarlar. Veto yetkisine sahip beş devletle; dünya sistemi çalıştırılır.
İhtiyaç duyulduğunda; BM oyundan çıkmıştır.
Kendisine “Zillet damgası” vurulan İsrail; hesap günü heybesine ‘Fosfor Bombası’ doldurmakta. Savaş Hukuku kitapların satırlarında kaldı; tozlu raflardan inmiyor. Kimse, kitabı açıp da hesap sormak istemiyor.
Birleşmiş Milletler tarafından kullanılması yasaklanan Fosfor Bombası; Gazze’nin nefesini kesiyor. Vücuda değdiğinde deriyi ve kasları eritiyor, solunursa akciğeri ve nefes yolunu yakıyor.
Magna Carta Libertatum/ Büyük Özgürlükler Sözleşmesiyle övünüyordunuz.
Nerede sözleşmeniz?
Gazze, İnsan Hakları Beyannamesi’nden muaf mı tutuluyor?
Şehirler, insan yaşam alanları; savaş alanlarına dönüşeli çok olmadı. Modern hatta postmodern / dijital-iletişim çağının orta yerinde ekranlar, sivillerin katledilişini canlı yayında gösteriyor.
Sen susuyorsun, ben susuyorum; cümle alem sessiz.
Sessizliğin içerisinde; bir Selahaddin Eyyubi’nin sesi yankılanıyor: “Kudüs fethedilinceye kadar gülmeyeceğim ben.”
Başına siyah sarık sarmış, at üstünde; çatık kaşlı, heybetli komutan. Gülmemeye yemin etmiş. Mübarek belde, Mescid-i Aksa; haçlıların işgalinde.
Selahaddin Eyyubi, dünün hikayesi değil. Geleceği aydınlatan, zulme uğrayan beldelerin kurtuluş reçetesi.
Tam bin yıl önce; bu coğrafyada/ Anadolu’dan seslenir, Ebul Hasan Harakani; “doğuda/ batıda bir Müslümanın ayağına diken batarsa kalbim sızlar.”
Sen Gazze’ye ağlama!.. Ah-vah etme. Spor müsabakalarında kupa gelirse; yer-gök inliyor.
Gazze’ye ölüm yağıyor; nabzımız bile atmıyor.
Asrın katilleri; “hayvan görünümlü insanları (Müslümanları) katletmek için bekliyoruz. Orduda tüm kuralları kaldırdım. Savaşırken askeri olarak hiçbir şeyden sorumlu olmayacaklar. Askeri mahkeme yok” derken; zifiri karanlığın sessizliği kuşatıyor çepeçevre.
Hayır!
Mesele ne Gazze ne Kudüs; elbette meselenin dibinde Kudüs var Gazze var.
Yarın, Anadolu da hedefte olacak.
Bugün savuşturamaz isen; yarın sıra sana gelince geç kalacaksın.
Seni Anadolu’dan, Kafkasya’dan Balkanlardan atmaya çalışıyorlar. Dün Endülüs’ü yakıp-yıkıp, yağmaladıkları gibi.
Düşman, tahrif ettiği Tevrat’a bakarak sınır çiziyor.
Masallardan yola çıkıp; gasp ettiği topraklara bayrak dikiyor. Arsızca işgal ettiği beldelerin zeytin ağaçlarını bile kesiyor.
İnsanı öldürmekten zevk alan için ağaç nedir ki?
Ölüm, alnımızın çatına yazılmış.
Kaçış yok!
“(Resûlüm!) De ki: “Eğer ölümden veya öldürülmekten kaçıyorsanız, (bilin ki) kaçmak size asla fayda vermez. O takdirde (kaçsanız) bile, (hayatta kalıp dünyadan) faydalanacağınız süre pek azdır.” Ahzâb Sûresi 16. Ayet
O halde “Selahaddin Eyyubi; dünde kaldı” deme.
Her birimiz birer Selahaddin Eyyubi olmadığımız sürece nefesimiz tutulur, sözler gırtlağımıza yapışır kalır.
Farkına varın!
Savaş yaklaşıyor.
Hayır! Zannetme; Gazze’nin önünde demirleyecek Amerikan uçak gemisi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da dediği gibi: “ABD, uçak gemisini İsrail'e gönderiyor. Burada ne işi var? Ne yapmaya geliyor? Gelen uçak gemisiyle Gazze'yi vurarak indirerek ciddi katliamlara adım atacak. Bir şeyi açıklamak zorundayım. Suriye'de ABD'nin 20'den fazla üssü var. Suriye'de ABD üssünün ne işi var. 23 üs...”
Türkiye, Kıbrıs ve Suriye üçgeninde/ Doğu Akdeniz’de ne işi var; ABD'nin, aralarında uçak gemisi USS Gerald R. Ford'un da bulunduğu saldırı grubunun.
Mescidi Aksa, Kudüs, Filistin; Müslümanların kırmızı çizgisi. Düşman bunu biliyor ve hattımızı koparmak için yaklaşıyor.
Devletimiz elbette hazırlığını yapıyor. Halkımız, dik ve uyanık olmalı.
Ne dolduruşa geleceksiniz ne de kabuğunuza çekileceksiniz. Unutmayın, içerimizde düşman bayrağını sallamak için bekleşen hainleri.
“Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde
Götür Müslümana selam diyordu
Dayanamıyorum bu ayrılığa
Kucaklasın beni İslâm diyordu” Şair Mehmet Akif İnan
.
Mehmet Yıldırım, dikGAZETE.com
https://www.mehmetakifinan.com/portfolio/mescidi-aksa/