Gureba demek, garipler, kimsesizler, yoksullar demektir… Bakın bu hastane, kim tarafından ve hangi amaçla kurulmuştur?..
Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi (eski adı Gureba Hastanesi), İstanbul'un Fatih ilçesinde, Vatan Caddesi üzerinde bulunan bir hastanedir. Osmanlı padişahı Abdülmecit'in annesi Bezmialem Valide Sultan bu hastaneyi fakirler için kurdurmuştur.
Vakfedilen şeyler, amacı dışında kesinlikle kullanılamaz!.. Bu, İslami ve de ahlâki bir kuraldır.
Bu hastane fakirler, yoksullar, kimsesizlere bedava hizmet için kurulmuştur… Ancak, suyun, helanın, mezarlıkların bile parayla satıldığı materyalist bir dünyaya bizi mahkûm edenler, bu hastaneyi de aynı seküler anlayışa mahkûm etmekte gecikmemişler… Her şeyin paraya tahvil edildiği bir dünyada ekonomi araç olmaktan çıkmış amaç haline gelmiştir…
Bu materyalist anlayışı bütün belediye ve devlet kurumlarında görmekten üzülüyoruz… Muhafazakâr sandığımız belediyeler bile çevreyi yok edecek binalara imar veriyor… Ana yol olan E-5 yolunun hemen bitişiğinde her gün koca koca binalar yükseliyor. Mall of İstanbul şimdiden TEM yolunun başlangıcında trafiği felç etmiştir… Bahçelievler E-5 gibi ana yol bitişiğinde devasa bir bina daha çıkıyor… Memorial Hastanesi…
Böyle binlerce uygunsuz yapılaşmaya izin verilmektedir…. Neden?..
Konumuz bu değil, konumuz materyalist zihniyet taşıyanların muhafazakarı, solcusu, laikçisi, Kemalisti olmaz…
Hepsi aynıdır…
Yeşili de kırmızısı da çıkarları için aynı amaca hizmet ederler. Zihniyet değişmedikçe şekilcilikle siyaset bir yere kadar yürür; sonra da duvara toslar…
Hadi, şimdi dönelim esas hikâyemize, ben bundan yaklaşık bir sene önce Vakıf Gureba denilen hastaneye gittim… Buradaki Prof. Doktorlara muayene, para ödeyerek oluyor… Çünkü bu hastaneyi araştırma hastanesi olarak hükümetimiz değiştirmiş… Vakıf malında para alınmaması gerekiyor, ama kuralları birileri değiştirmiş… Yukarıdan bakanlar, herkesi varlıklı sanıyor galiba…
Uzun etmeyelim, bir gözyaşı problemim vardı ve bir emekli olarak bu hastanede KBB’dan muayene oldum… Dediler ki :
– “Burundan göz yaşı kanalını açacağız… “
– “Tamam, açın.” dedim.
– “550 TL. ödeyeceksin” dediler.
– “Burası vakıf hastanesi değil mi?”
– “Evet, ama parayla.”
– “Guraba hastanesi vakıftır, para alamazsınız “
– “Hayır, artık araştırma hastanesi oldu” dediler.
Sonra, baktılar ki olacak gibi değil, bana bir yol gösterdiler. Hastanede vakfın bir bürosu varmış, oraya gönderdiler… O büroyu da büyük ihtimalle bizim gibi birileri densizlik etmesin diye ve de vakıf adını kurtarmak için göstermelik bir statüye sokmuşlar…
Vakıf memurlarından biri suratsız bir ifadeyle bana sorular yöneltmeye başladı.
– “Bizim senin masraflarını vermek için bazı forum sorularımız var…”
Tabi ki “fakirim, yoksulum, bu parayı asla veremem” demenize kimse güvenmiyor… Vatandaşın hep yalan söylediği düşünülüyor ki beni ahret sualine tabi tuttular.
– “Sorun!..” dedim
– “Evin ve araban var mı?”
– “Yok.”
– “Eşinin?”
– “Eşimin borcunu ödemekte olduğu bir evi var. Onda da birlikte oturuyoruz. Emekli parasından başka da gelirimiz yok. Açlık sınırındaki bu maaşla zaten geçinemiyoruz.”
– “Size ameliyat parası veremeyiz.”
Zaten baştan belliydi. Kendim imtihanı geçmiştim, ama eşimde iş değişti. Eşim geçseydi, çocuklarımın evi ve arabası sorulacaktı herhalde…
Film koptu. Ben de ameliyat olamadım.
Çünkü benim o zaman aldığım 1100 TL. Emekli maaşından 100 TL.’sını bile bir yere ayırmam söz konusu değildi… Üstelik bu maaştan bile sağlık parası ilaç vs. kesintileri yapılmaktaydı… Açlık sınırının altındaki bir emekliden 550 TL. Ameliyat parası isteniyor, hem de vakıf kuruluşu yapılan bir hastanede!..
Yoksulları parasız tedavi etsinler diye bu vakfı kuranların amacına aykırı bu hastaneyi bu hale getirenlerin hangi gerekçelerle bu vakfa amacı dışında materyalist kurallar getirdiğini sormak gerekiyor… Bunu hangi ahlaki kurallarla açıklayacaklar, merak ediyorum.
Raşit Anaral, dikGAZETE.com
canlı bahis -
kaçak bahis -
güvenilir bahis siteleri -
deneme bonusu -
illegal bahis -
.casino{text-align: center; display: table-column;}