?>

Kayseri olayı ve Suriyeliler muhacir mi?!.

Ali Mevlüt Kaya

6 ay önce

Kayseri olayı ve Suriyeliler muhacir mi?!.

“Fark edemedik, geç kaldık. Aman Tanrım, bu vahşiler hepimizi yok edecek!.. Tanrım bizi affet… Bizden sonra gelenler bunları okursa, belki ders alır!..” (Sümer tabletlerinde Akadlar için yazıldığı belirtilmiş)
Türkiye ile Suriye arasında normalleşme adımlarının atıldığı bu günlerde, Kayseri’nin Melikgazi İlçesi Danişmentgazi Mahallesi'nde Suriye uyruklu bir kişinin, 7 yaşındaki Suriye uyruklu bir çocuğu taciz etmesi üzerine toplanan ve tacizci şahsı almak isteyen grubun çıkardığı olaylarda araçlar ve bazı iş yerleri ateşe verildi!..
Olayların büyümesi üzerine bölgeye çok sayıda polis, çevik kuvvet, özel harekat, sağlık ve itfaiye ekipleri sevk edildi…
Özel Harekat polisleri, öfkeli kalabalığı dağıtmak için çalışma başlatırken, Kayseri Valiliği yazılı bir açıklama yaptı.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı: “30.06.2024 tarihinde ilimiz Danışmentgazi Mahallesi’nde Suriye uyruklu bir şahsın, küçük yaştaki Suriye uyruklu bir çocuğa yönelik taciz davranışı neticesinde emniyet birimlerimizce şahıs gözaltına alınmış olup, çocuğumuz ise birimlerimizce koruma altına alınmıştır. Konu tarafımızca titizlikle takip edilmekte olup, vatandaşlarımızın itidalli davranarak, resmi makamlarca belirtilen açıklamalar haricinde herhangi bir eylemin içinde olmamaları hususunda kamuoyuna saygıyla sunulur.”
Daha sonra İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'dan bir açıklama geldi.
Yerlikaya“Suriye uyruklu I.A adlı şahıs, akrabası olan Suriyeli bir kız çocuğunu taciz etmesi üzerine, çevredeki vatandaşlar tarafından yakalanarak güvenlik güçlerine teslim edilmiştir. Konuyla ilgili derhal soruşturma başlatılmıştır” bilgisini verip, sonrasında yaşanan olaylara ilişkin şunları kaydetti: “Ancak daha sonra vatandaşlarımız bu bölgede toplanmış, Suriye uyruklu şahıslara ait ev, iş yeri ve araçlara zarar vermiştir. Söz konusu eylemlere güvenlik güçlerimizin müdahalesi esnasında 67 şahıs gözaltına alınmıştır. Toplanan kalabalık saat 02.00’dan sonra dağılmıştır.”
Daha sonra sosyal medya hesabından da bir paylaşım yapan
Ali  Yerlikaya, Kayseri'de meydana gelen provakasyonlar sonrası sosyal medya platformu ‘X’ üzerinden yaklaşık 79 bin hesaptan, 343 bin paylaşım yapıldığını açıkladı.
Paylaşım yapılan hesapların yüzde 37'sinin bot olduğunun belirlendiğini vurgulayan Yerlikaya, şunları ifade etti:
“Paylaşımların yüzde 68'nin ise provokatif amaçlı ve negatif olduğu tespit edildi. 63 hesapla ilgili soruşturma başlatıldı. Bunların 10'u savcılığa sevk edildi, diğerlerinin işlemleri devam ediyor. Ülkemizin huzur ve güvenliğini tehdit eden, provokatif paylaşım yapanlara, nefret söylemlerinde bulunanlara göz açtırmayacağız!..”
Olaylar (provokasyon)’ın ikinci perdesi Kayseri’den bir gün sonra Suriye’de sergilendi...
Kayseri'de ortalığı karıştırmak isteyenler, Suriye'de Türk Tırlarına ve şoförlere saldırdı! Daha sonra provokatörler, bayrağımıza da saldırıda bulundu.
Suriye Geçici Hükümeti, “Türk bayrağına yönelik eylemleri şiddetle reddediyor, kurtarılmış bölgelerdeki Türk varlığını hedef alan tüm eylemlerin acilen durmasını istiyoruz” açıklamasını yaptı.
Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada da; “Zanlısı hakkında devletimizin adli süreçleri işlettiği bir suçun ardından Kayseri’de yaşanan üzücü hadiselerin, sınırlarımızın ötesinde de birtakım provokasyonlara malzeme edilmesi yanlıştır. Türkiye’nin, Suriye halkının esenliği için gösterdiği çabalar ve ilkeli duruşu her türlü provokasyonun üzerindedir” ifadeleri yer aldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise, Kayseri ve Suriye’deki provokasyonlar için, “Bayrağımıza uzanan mülevves elleri kırmasını bildiğimiz gibi, ülkemize sığınan mazlumlara uzanan elleri de kırmasını biliriz” dedi.
Erdoğan şöyle konuştu: “Biz sokaklar üzerinden kotarılan kaos planlarına bağışıklık kazanmış bir ülkeyiz.
Kayseri’de son derece iğrenç, rezil bir taciz vakası üzerinden kaos tezgahlandı. Bunlara kimlerin figüranlık yaptığını çok iyi biliyoruz! Bu sinsi tuzağa düşmeyeceğiz! Nefret söylemlerine, faşizme, ırkçı vandallığa ve provakasyonlara boyun eğmeyeceğiz!
Bayrağımıza uzanan mülevves elleri kırmasını biliriz.
Suriye Milli Ordusu Güçleri ve güvenlik kuvvetlerimiz Suriye'nin kuzeyindeki kışkırtmalara gerekli müdahalelerde bulundu. Suriye geçici hükümeti ise, şanlı bayrağımıza yönelik saldırıları lanetlediğini en sert biçimde kamuoyuna ilan etmiştir. Fitne teşebbüsleri bir kez daha boşa çıkmıştır!..”
Bu arada; Kayseri’deki olaylarda, mahalleye 1 gün önce farklı ilçelerden kamyonla adam taşındığı ortaya çıkarken, taşınan kişilerin sabıkalı olması dikkatlerden kaçmadı.
Gözaltına alınanlar arasında bulunan 41 kişinin, adam yaralama, uyuşturucu, gasp, yağma ve taciz gibi suçlardan kaydı olduğu tespit edilirken; kamyonla provokatörleri taşıyan şoförün de, “Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, kasten yaralama, tehdit-hakaret ve reşit olmayanla cinsel ilişki” suçlarından kaydı olduğu ortaya çıktı!..
Cinsel tacizci birinin, başka bir tacizciyi linç ettirmek için kamyonla adam taşıması gibi hayret verici bu durum, Kayseri ve ardından Suriye’ye sıçrayan olayların provokasyon olduğunu net bir şekilde ortaya koydu.
Dikkat çeken bir durum da; hem zanlının, hem de mağdurun Suriye vatandaşı olmasıydı.
Daha önce Suriyelilerin vatandaşlarımızı taciz ve istismar ettiği olaylar yaşanmış, böyle bir durumla karşılaşılmamıştı.
Kocaeli Gebze’de, Gebze-Mutlukent halk otobüsünde kadın vatandaşımızı taciz eden Suriyeli’ye meydan dayağı atılmış ama Kayseri’deki gibi provokatif olaylar olmamıştı!
Kayseri’de taciz olayından sonra planlı olarak başlatılan ayaklanma girişimi, Türkiye geneli ve Suriye’ye yayma amaçlı ve gelen haberlere göre MOSSAD güdümlü bir provokasyondur!..
Fakat bu durum, Suriyelilerin masum olduğu anlamına da gelmemelidir!..
2011 yılı Nisan ayında ülkemize gelmeye başlayan Suriyelilere göçmen, mülteci ya da muhacir filan demek mümkün değildir! Yaşadığımız süreç göstermektedir ki; bunların tamamı işgalci mantığındadırlar ve haddi aşmışlardır!..
Durumlarını Medine ile kıyaslayıp Ensar-Muhacir olarak değerlendirmek hiçbir açıdan doğru değildir.
Mekke’den zorla çıkarılan muhacirler ile savaşta, vatanlarını bırakıp kaçanlar nasıl aynı kefeye konulabilir?!.
Mekke’den Medine’ye gidenler, buna peygamber de dahil, kendi istekleriyle gitmemişlerdir… Peygamberin, Mekke’yi kastederek; “Vallahi sen, Allah’ın en hayırlı ve Allah’a en sevimli olan beldesisin… Senden çıkarılmış olmasaydım, seni asla terk etmezdim” demesiyle; arkasına bakmadan ülkesinden kaçanlar nasıl aynı olabilir?!.
2011 yılında başlayan süreç, kısa zaman sonra neredeyse 15 yılı bulacaktır! Bu sürede zannedersem, “Suriyeliler giderse çalıştıracak adam bulamayız… Sanayimiz biter, tarım biter, hayvancılık biter” diyen iş verenlerden başka hiç kimse Suriyelilerin ne Türkiye’de kalmasından ne de gelenek, görenek ve yaşam biçimlerinden memnun değildirler!..
2011 yılına kadar var olan ticari hayat, Suriyelilerin gitmesiyle biteceğinden filan değildir çünkü o tarihe kadar kendi vatandaşlarını çalıştıran iş verenler, böyle bir durum yaşadıklarını belirtmemişlerdir.
Sıkıntıları şudur: Suriyelileri ucuz, kaçak olarak yaşayanları sigortasız çalıştırmak işlerine gelmektedir!..
Tarımla uğraşan ve Suriyeli çalıştıran tanıdığım bir kişi, ülkemiz insanına vereceği ücretin neredeyse yarısına Suriyeli çalıştırmaktan memnun olduğunu söyledi! Tek şikayeti, pis olmalarıymış!..
Genel anlamda değerlendirecek olursak, Suriyeliler ve diğer mülteci sayılanlar ülkelerine gönderilmelidirler!..
En iyi niyetlimiz ve bugüne kadar İslami açıdan bakanlarımız bile “Yeter artık, gitsinler!” demeye başlamıştır!..
Bir an önce karar alınıp, geldikleri yere gitmeleri sağlanmalıdır!..

.

Ali Mevlüt Kaya, dikGAZETE.com

YAZARIN DİĞER YAZILARI