-Beylerbeyi Sarayı'nın dış cephesi…
II. ABDÜLHAMİD'İN MÜŞFİKA KADINEFENDİ SULTAN İLE SÜRGÜN YILLARINI YAŞADIĞI BEYLERBEYİ SARAYI
Günümüzde halen daha ciddi bir merak konusu olan Sultan 2. Abdülhamid Han'ın sürgün yıllarını geçirdiği Beylerbeyi Sarayı'ndaki yatak odası, çalışma odası gibi özel alanlar, ziyaretçilerin ilgisini çekmeye devam ediyor.
Bilindiği üzere 34. Osmanlı Padişahı Sultan II. Abdülhamit Han, 27 Nisan 1909'da tahttan indirilmesinin ardından Selanik'e sürgüne gönderildi. Uzun yıllar Selanik'te kalan 99. İslam Halifesi Sultan II. Abdülhamid Han, İstanbul'a getirildikten sonra, 1 Kasım 1912'den 10 Şubat 1918'e kadar, hayatına Beylerbeyi Sarayı’nda devam etmiştir.
Kızı Ayşe Osmanoğlu, kaleme aldığı hatıratında, Babası Abdülhamid Han'ın hayattayken şahitlik ettiği sözlerine şu şekilde yer veriyor:
“Bilirsiniz her sabah banyo yapmaktan bir türlü vazgeçemiyorum. Şu merdivenden inip çıkmaktan da pek yoruluyorum. Şuracıkta şu gördüğünüz yerde planlarını çizdiğim küçük bir hamam yaptırtmak istiyorum.”
Abdülhamid Han, ciddi tahribat nedenleriyle Beylerbeyi Sarayı'nın üst katındaki banyoyu kullanamadığı için yatak odasının bulunduğu alt kata, kendisine ve Müşfika Kadınefendiye özel banyo inşa edilmesini rica etmişti.
Zorunlu ikamette bulunan Sultan 2. Abdülhamid Han, sarayın sadece harem kısmını kullanırdı.
Babasının ricasını hemen yerine getiren kızı Ayşe Osmanoğlu, bir dahaki ziyaretine kadar yeni banyonun yapılmasını ustalara emretmişti.
“Banyom da yapıldı. Artık rahat ettim. Enver Paşa'nın babası Ahmed Paşa, bu gibi şeylerden anlarmış. Yaptığım plan ve tertip üzerine eskiden sarayda kullandığım banyoları yapan Karlo Usta'yı istedim. Bulup getirdiler, pek ala yaptılar. Şimdi memnunum.”
II. Abdülhamid Han’ın, bu daracık yerde yaptırılan kullanışlı banyoyu uzun yıllar kullanmaya devam ettiğini biliyoruz.
-Sultan Abdülhamid'in özenerek yaptırdığı ve yapımına sevindiği banyo.
Tarihçi İlber Ortaylı, Sultan Abdülhamid için “Padişah olmasa, marangozluk yapsa, milyarder olurdu” der.
İyi bir marangoz olan Abdülhamid Han, padişahlık döneminde zaman zaman marangozhaneye giderek saatlerce çalışıyor, bu çalışmaları sırasında devlet ve hükümetin işleri üzerine uzun uzun düşünme fırsatı buluyordu.
Beylerbeyi Sarayı'nda yemek salonunda bulunan ve üzerlerinde “Abdülhamid” yazan sandalyelerin Sultan Abdülhamid'in usta el işçiliği ile özel marangozhanesinden çıktığı, bunların bir ya da birkaçının üzerinde Sultan’ın da çalışmış olabileceği düşünülüyor.
Padişahlık döneminde yapılan sandalyeler ise kendisine sürgün döneminde yoldaşlık etmeye devam etti.
Sultan Abdülhamid'in çalışma odasında üzerinde Tuğrası bulunan bir kütüphane ve yazıhane bulunuyor.
Selanik sürgünü esnasında tamamen dünyadan soyutlanan, kendisine dışarıdan hiçbir haber verilmeyen ve kimseyle de görüştürülmeyen Padişah, İstanbul'da iken Selanik sürgünü yıllarına göre çok daha rahattı. Çünkü en azından İstanbul'da gazete okuma izni vardı. Günlük gazeteler kendisine temin ediliyordu.
Gelelim Sultan Abdülhamid Han’ın yatak odasına... Fotoğraflarda da görüldüğü gibi yatak odasında kişisel eşyaları bulunan Abdülhamit Han'ın, yatak örtüsünde “A” ve “H” harfli işlemeli yatak örtüsü dikkatleri çekiyor.
Bu yatağın aynı zamanda Abdülhamid Han'ın oğlu Şehzade Mehmed Abid Efendi'nin sünnet yatağı olarak kullanıldığını da biliyoruz.
.
Beylerbeyi Sarayı'nda, 1905 yılında yapılarak II. Abdülhamid'e hediye edilen bir de sehpa bulunuyor.
Bu sehpa, Abdülhamid'in Bilad-ı Şam denilen Lübnan, Filistin, Suriye bölgelerinde tanınıp sevildiğinin bir ispatı da sayılabilir.
Sehpa, Nahat Kardeşler tarafından yapılmış. Sehpanın yan tarafında Arapça “Bizim eserlerimiz bizi gösterir” ifadesi yer alıyor. Üzeri ise sedefle ve ayetlerle işlenmiş.
İstanbul Boğazı’nın Anadolu yakasında denize sıfır konumda bulunan ve Pazartesi günleri, ziyarete kapalı olan Beylerbeyi Sarayı, haftanın diğer günleri, 09.00-16.00 saatleri arasında ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor.