?>

Dünyanın kaderi suikast girişimleriyle değiştirilmeye çalışılıyor

Erhan Kuadzba

5 ay önce

Dünyanın kaderi suikast girişimleriyle değiştirilmeye çalışılıyor

MOSKOVA

Donald Trump, 2017-2021 yılları arasında Amerika Birleşik Devletleri'nin 45. Başkanı olarak görev yapmıştı. Donald Trump’ın Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı seçilmesi hem Amerikan iç siyaseti hem de Amerikan dış politikası ve uluslararası düzen açısından bir kırılma noktasına işaret etmektedir.
Dış politikaya ilişkin olarak, Trump liderliğindeki ABD’nin söylem ve eylem düzeyinde yerleşik düzen karşıtı bir yaklaşım sergilemesi, liberal değerlere dayalı yerleşik küresel düzenin akıbetine ilişkin endişeleri de beraberinde getirmişti. Donald Trump’ın Amerika Birleşik Devletleri Başkanı seçilmesiyle birlikte, uluslararası siyasette yeni bir döneme girilmişti.
Trump’ın, seçim kampanyası esnasındaki, yerleşik düzen karşıtı vaadleri ve seçildikten sonra bu vaadleri doğrultusunda politika tercihlerinde bulunması, yerleşik düzenin nereye evrileceği konusunda tartışmaları da beraberinde getirmişti.
Donald Trump, görevi boyunca dış politikada değişken bir konumda bulundu. Özellikle Rusya ile ilişkilerinde olumlu adımlar atmaya çalışan Trump, bir taraftan da ülkesini Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Antlaşması (INF) gibi stratejik anlaşmalardan geri çekerek, dünyada stratejik istikrarın baltalanmasının ilk adımını attı.
İran ile yeni dönem ilişkilerinin geçişine hazırlık yapan Donald Trump, aynı zamanda İran Devrim Muhafızları Komutanı Kasım Süleymani'nin Ocak 2020'de ABD tarafından öldürülmesinin emrini verdiğini söylemişti.
Donald Trump döneminde Pasifik’te de hamlelerde bulunmak isterken Kuzey Kore lideri Kim Jong-un ile bir araya gelmiş, bu görüşmenin ardından bölgede de istikrarın sağlanması yönünde bazı olumlu adımlar atılmıştı. Ancak Pasifik’te her şey başladığı gibi gitmedi. Tramp’ın bu bölgede de kararsız politikaları belki de gerilimi daha da arttırdı.
Donald Trump dönemini derinlemesine analiz etmek gerekir. Ancak Kasım ayında düzenlenmesi planlanan ABD Başkanlık Seçimleri’nde, Donald Trump ve Joe Biden’ın yarışması bekleniyor. Donald Trump’ın geçmiş dönem politikaları, gelecek için kaygı getirirken Joe Biden’ın da Ukrayna ve Filistin başta olmak üzere tüm politikaları ve yaşlı olması ABD’de de tartışmaların hala odağında.
Donald Trump, Pensilvanya'daki seçim kampanyası sırasında suikaste uğradı. Trump, saldırıdan küçük bir yaralanmayla kurtulurken Amerikan istihbaratı, olayın açıklığa kavuşturulacağını duyurdu. Ancak burada dünya kamuoyuna doğru bilgilerin servis edilip edilmeyeceği de belirsiz. Dünya kamuoyunun Amerikan istihbarat servislerine güvensizliği de ortada. Aynı zamanda Amerikan vatandaşlarının da kendi istihbarat servislerine güvendiğini düşünmüyorum.
Amerikan tarihinde liderlere karşı birçok saldırılar gerçekleştirildi. Bu saldırıların aslında dünya düzeninin dizaynıyla ilgili olduğunu hemen hemen hepimiz biliyoruz.
Pentagon, ABD istihbaratı ve bizim bilmediğimiz Amerikan derin devleti hala ülkelerinin “Dünya’nın jandarması” olduğunu düşünüyor ve buna dönük liderlerin vitrinde olmasını istiyor. Bunun için de birçok sert hamleleri oldu.
Donald Trump, Amerika Birleşik Devletleri için “bütün planları bozacak bir lider” görünümünde olmaktan çıkamadı. Amerikan derin devleti hala Trump’a karşı güvensiz ve hukuki olarak engeller başta olmak üzere birçok yönden başkan adaylığı da engellenmeye çalışılıyor.
Donald Trump’ın, Pensilvanya'daki seçim kampanyası sırasında suikaste uğraması da bu engellemelerin en katı olanları arasında olabilir.
Olay hala açıklığa kavuşturulmuş değil. Muhtemelen soruşturma uzun sürecek veya gerçekler de gizlenecek. Biz Amerikan derin devletindeki bu zaafları bilerek saldırıya ilişkin tahminlerde de bulunamayız.
Ancak kişisel olarak tüm Ukrayna’da çuvallayan Joe Biden’a karşı en azından Ukrayna konusunda barışa bir adım daha yakın olan Donald Trump’ın bir şansının daha olmasını isterim.
ABD’deki suikast ve siyasi krizleri bir kenara bırakırsak dünyada stratejik istikrar açısından Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e yapılmak istenen suikastler de dikkat çekiyor.
Ukrayna Savunma Bakanlığı Askeri İstihbarat Dairesi (GUR) Başkanı Kirill Budanov, Ukraynalı suikast timinin Vladimir Putin suikastinde başarısız olduğunu söyledi. Kısacası hemen hemen hergün Vladimir Putin, Kiev rejiminin tehdidi altında ve bunun sonlanmasına da ihtimal yok.
Çünkü Amerika’nın finanse ettiği Kiev rejimi ve Ukrayna istihbaratı bu destekler sürdükçe terör saldırılarını da sürdürme hedefinde.
Bu gerçeklikten yola çıkarak dünyanın bir kaos döneminde olduğu açık. ABD’deki başkanlık seçimleri için süreç sancılı işliyor. Başkan seçildikten sonra bile ABD’nin politikalarında ne gibi değişiklikler olacağı belirsiz. Trump seçilirse Amerikan iç siyasetinde kaos yaşanır, Joe Biden seçilirse dünya krizden çıkamaz.
Dünyada artık belirsizlikler var.
Artık birileri dünyayı dizayn etmekten vazgeçmeli.
Hergün daha çok kaosa sürüklenen dünya için Orta Doğu’da istikrar adımları atılmalı, Ukrayna’da Kiev rejimine destek kesilerek barış için taraf olunmalı, Pasifik’te gerilimi en aza indirecek müzakereler gerçekleşmeli.
Bunların gerçekleşmesi için aslında ABD’ye iş düşüyor.
Dünya’nın kaderi Donald Trump’a, Vladimir Putin gibi liderlere saldırılarla değiştirilmek yerine uzlaşıyla, hoşgörüyle değiştirilmeli.
Artık dünyanın beklentisi bu yönde.

.

Erhan Altıparmak, dikGAZETE.com

YAZARIN DİĞER YAZILARI