Ankara'ya Kırım Tatar Büyükelçi
Kiev rejimi, NATO ve Birleşmiş Milletler nezdindeki temsilcilerini atarken; Türkiye'de bulunan büyükelçiliğine de atama yaptı. Seçimleri tertip etmediği için meşrutiyeti tartışmalı (eski) Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenskiy, Ukrayna'nın Ankara Büyükelçisi olarak Kırım Tatarı Nariman Celal'i atadı. (*)
Kiev rejiminin başı Zelenskiy, 31.03.2024 tarihinde gerçekleşmesi beklenen Cumhurbaşkanlığı Seçimlerini, sıkıyönetimi bahane ederek ertelediğini açıklamasının ardından meşrutiyetini yitirmiş bir siyasetçi olarak rejimin başında bulunmaktadır. Dolayısıyla aldığı kararların da meşrutiyeti sorgulanmalıdır.
Zelenskiy'nin Ankara'ya büyükelçi olarak atadığı Nariman Celal, malumunuz üzere bir süre tutuklu kalmış bir suçludur. Suç isnadı ise kendisinin de anavatanı olan Kırım'da Kırım Tatarlarının da içinde bulunduğu Kırım sakinlerine karşı düzenlenecek olan terör eylemleri için yasadışı patlayıcı temin etme ve yasadışı maddelerin transferini gerçekleştirmekti.
Kiev rejimi, yalnızca cephede değil diplomaside de agresif hamlelerini sürdürüyor diyebiliriz. Zelenskiy ve şürekasının; vatanını terk eden, halkını değil kendi cebini düşünen sözde Kırım Tatar liderleri Cemilev ve Çubarov ile birlikte onların avanelerini sonuna kadar desteklediği görülüyor. Nariman Celal de tıpkı Cemilev ve Çubarov gibi yasadışı ve kriminal bir kişiliktir.
Nariman, Odessa'da üniversite eğitimini tamamlayıp Kırım'a döndüğünde Akmescit/Simferopol'deki terör örgütü FETÖ'nün okulunda öğretmenlik yaptı. Çubarov onu daha sonra yanına alarak politikacı kimliğine soktu. Cemilev ve Çubarov, vatanını terk ettikten sonra Kırım'da onlar adına siyasi faaliyetleri devam ettirebilecek en yetkili kişi de Nariman'dı. Akabinde de yasadışı ve kriminal faaliyetlerden ötürü tutuklandı ve hüküm giydi.
Kırım ve Kırım Tatarlarına yönelik gerçeklerin üstü gizlenerek bir kahramanlık hikayesi yaratıldı. Nariman Celal, kriminal bir kişiliktir. Odessa'daki siyaset bilimi eğitimi dahi onun Ankara'da büyükelçi olarak atanmasına yeterli olamaz. Çünkü hüküm giymiş, terör suçlarından yargılanmış birinin büyükelçi olması, uluslararası normlara aykırıdır.
Hoş Kiev rejiminin hemen hemen her eylemi, attığı her adım, aldığı her karar, uluslararası normlara aykırıdır. Bu kararın da başka bir şekilde olmasını beklememeliyiz.
Öte yandan anavatanımız Kırım'a bakıyorum. Orada alınan kararların ve gerçekleştirilen eylemlerin de pek iyi olmadığını görüyorum. Meşrutiyeti sorgulanacak yetkisiz ve etkisiz sözde diaspora temsilcilerinin yarımadaya davet edilmesi ve akabinde resmi etkinlikler düzenlenmesi bir fiyaskodur.
Anavatandaki Kırım Tatar soydaşlarımız, kendi halkını kaderine terk edip Ukrayna’ya kaçan, kaçak sözde Kırım Tatar liderlerinin, terör eylemi gerçekleştirenlerin politikalarından beslenenlerle beraber hareket etmeye neden zorlanıyor?
Anavatandaki Kırım Tatar aydınlarımız, Türkiye’de kanlı bir darbe girişimine de kalkışan ve dünyanın birçok bölgesinde olduğu gibi Kırım'da da bir süre sözde İslam, Müslümanlık ve din üzerinden insanları sömüren darbeci FETÖ terör örgütünün uzantılarıyla neden beraber yol almaya zorlanıyor?
Kırım Tatarlarının kendilerine ait birçok iletişim kanalı bulunurken; Türkiye’deki soydaşlarına iletmek istedikleri mesajları, neden dar kitleli siyasi partilerin izlenmeyen medya uzantılarıyla anlatmaya zorlanıyor?
Geçenlerde de belirttiğim gibi: Türkiye ile Rusya arasındaki karşılıklı diplomatik ilişkiler kapsamında Kırım konusu, diken üstünde bir konudur. Kırım yarımadası ve Kırım Tatar siyasetinde dengeleri bilmek ve iç işleyişe hakim olmak gerekir. Ustalık gerektiren bir diplomatik alandır. Konulara vakıf olmayan Kırım'daki yerel siyasetçiler ve sözde Kırım Tatar diaspora temsilcileri, bu şekilde başarısızlığa mahkum kalacaktır.
.
Ünver Sel, dikGAZETE.com
- KTDF Genel Başkanı, Kırım Kalkınma Vakfı Başkanı, Uluslararası Kırım Dostları Derneği Başkanı