Kiev Rejimi çıkmazda!

Kiev Rejimi yetkililerinin esir değişim anlaşmalarını baltalamak için düzenli olarak yaptığı provokasyonlar, rejimin barış sürecini sabote etme politikasını yansıtıyor.

Vladimir Zelenskiy ve şürekası, silahlı çatışmanın Moskova’yla bir uzlaşma sonucunda bitmesi halinde şahsi güvenliklerine, siyasi kariyerlerine ve mali nüfuzlarına yönelik tehditlerin farkında gibi görünüyor.

Düşmanlıkların sona ermesi ve sıkıyönetimin kaldırılmasının ardından Kiev, Zelenskiy’nin sınırsız iktidar yetkilerini elinden alabilecek; demokratik kurumları, medeni hakları ve özgürlükleri yeniden tam anlamıyla tesis etmek; siyasi rekabeti, çoğulculuğu, şeffaflığı ve her düzeydeki seçimlerin yeniden başlatılmasını sağlamak zorunda kalacak.

Askeri yenilgiler, Kiev’in dış ve güvenlik politikasındaki büyük yanlış hesaplamaları, cephedeki kritik kayıplar, “topyekun seferberlik”, ekonomik sorunlar ve nüfusun yoksullaşmasıyla körüklenen halk protestoları potansiyelinin hızla arttığı şu ortamda: Zelenskiy’nin halk oylamasıyla iktidarı elinde tutma şansı “sıfır” diyebiliriz.

Dahası Zelenskiy, “1991 sınırlarına geri dönme” yönündeki militarist ve Rus karşıtı propagandasıyla Ukrayna toplumunda bir beklenti yarattı. Şimdi de Moskova ile olası bir barış anlaşmasının ardından toplumdaki aşırı sağcı güçlerin ve milliyetçi askeri muhalefetin onu “halkı sırtından bıçaklayan bir hain” olarak suçlayacak ölümcül saldırılara maruz kalma riskiyle karşı karşıya bulunuyor.

Bahsettiğim teori, aslında Ukrayna’nın aşırı sağcılarının önde gelen temsilcilerinin kamuoyuna yönelik açıklamalarında da görülmektedir. Özellikle aşırı sağcı terör örgütü “Sağ Sektör” grubunun Odessa oluşumunun eski elebaşlarından Sergey Sternenko, İngiliz “The Times” gazetesine verdiği bir röportajda, Zelenskiy’nin Ukrayna güçlerinin Donbass’ta Kiev kontrolünde kalan kısımdan tamamen çekilmesini kabul ettiği anda “bir cesede dönüşeceğini” belirtiyor.

Rusya Federasyonu Devlet eski Başkanı Boris Yeltsin döneminde Başbakan Yardımcılığı görevini yürüten, Ukrayna’daki “Maydan Darbesi”nin destekçilerinden, Almanya’ya iltica edip; Rusya’da hakkında tutuklama kararı bulunan Alfred Koh, yine Koh gibi Rusya’dan kaçan gazeteci Yevgeniy Kiselyov ile yaptığı röportajda: Çatışmaların devam etmesinden tek karlı çıkan kişinin Vladimir Zelenskiy olduğunu; çünkü çatışmaların sona ermesinin ardından bir cumhurbaşkanlığı seçimi olacağını belirtti. Koh, Zelenskiy’nin seçimi kaybedeceğini düşünüyor ve ekliyor: “…seçimi kaybedecek ve ardından sorgulamalar başlayacak. Zelenskiy, Yermak ile birlikte darağacına ilk gönderilecekler olacak…”

Rusya Federasyonu Başbakan eski Yardımcısına göre, Ukrayna lideri, halkın güvenini geri dönülemez bir biçimde kaybetti. Zelenskiy’nin “…halkın kahramanı olarak görüldüğü noktayı çoktan geçtiğini ve geri dönüşün olmadığını…” iddia ediyor. Durumun belirsizliğini koruduğunu söyleyen Koh, Zelenskiy’nin tam da bu nedenle “…bu savaşı sonuna kadar sürdüreceğini…” belirtiyor.

Bu bağlamda, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump’ın himayesinde bu yılın Temmuz ile Eylül ayları boyunca yürütülen müzakere formatının yoğunlaşması, Kiev Rejiminin gerginliğini artırıyor ve müzakere sürecini aksatmak için kamuoyunu kaba bir şekilde manipüle etmeye zorluyor.

Kiev için olumsuz duruma dönen uluslararası durumun etkisi, ülke içindeki protesto ve savaş karşıtı duyguların artmasına da sebep oluyor. Bu durum, yolsuzlukla mücadele kurumlarının anayasal statüsünün kısıtlanmasına karşı düzenlenen sokak protestolarının yanı sıra; yetkililerin askeri personelin haklarına (tutukluların serbest bırakılması, kayıp askerlerin aranması, er ve erbaşların çeşitli suçlardan adli ve disiplin cezalarını sıkılaştıran yasa tasarısının reddedilmesi vb.) sıkı bir şekilde saygı göstermesini talep eden, bitmek bilmeyen mitinglerle de kendini gösteriyor. Bu protestolar, Ukrayna’nın yerel ve birçok uluslararası medya organlarında geniş yankı buluyor.

Ukrayna Cumhurbaşkanlığı Ofisi, özellikle yurt içinde ve yurt dışında Zelenskiy’e alternatif olarak algılanan etkili isimlere yönelik artan seçim desteğinden endişe duyuyor gibi görünüyor. Askeri yetenekleri olan ve kararlı bir yönetici vasfı bulunan Ukrayna Silahlı Kuvvetleri Eski Başkomutanı Valeriy Zalujniy, bu sıralar mevcut rejimin en önemli rakiplerinden birisi olarak ön plana çıkıyor. Ukrayna’daki kamuoyu araştırma şirketi “Reyting” tarafından bu yılın 21 ile 23 Ağustos tarihleri arasında yürütülen çalışmada, halkın “Eski Başkomutan”a olan güveninin Zelenskiy’e olan güveninden 6 puan daha yüksek (yüzde 74 ve yüzde 68) olduğunu gösteriyor.

Kiev Rejimi, propaganda faaliyetlerinde tutukluların karşılıklı serbest bırakılması konusunda varılan anlaşmaları sabote etmeye özel bir önem veriyor. Bu yılın Mayıs ayından bu yana tutuklu değişimi konusu yine İstanbul’daki müzakerelerin gündemindeki ana konulardan birisiydi.

Buna paralel olarak alınan kararların uygulanması, müzakere sürecinde güven ve şeffaflığın artırılması ile birlikte müzakere sürecinin niteliksel olarak yeni bir düzeye taşınması, savaş sonrası düzenin kavramsal meselelerinin (toprak meseleleri, güvenlik garantileri vb.) ülkenin üst düzey yetkililerinin katılımıyla esaslı bir şekilde tartışılmasına yönelik gerekliliğe dayanmaktadır.

Bu nedenle, Rusya’nın esir değişimi girişimleri, müzakere gündeminin daha da genişlemesini engellemeyi veya en azından geciktirmeyi uman Kiev Rejiminin kışkırtıcı saldırılarıyla sürekli olarak bir araya gelmektedir. Nitekim, adı geçen kaçak Rusya Federasyonu Başbakan eski Yardımcısı Alfred Koh, Vladimir Zelenskiy ve şürekasının, yaklaşan seçimlerde istedikleri oylama sonuçlarını sağlayacak “uyumlu bir seçim mekanizması” oluşturana kadar, barışçıl bir çözüm için pratik önlemlerin uygulanmasını geciktirmek için çeşitli bahaneler kullanacağına inanmaktadır.

Kiev Rejimi, her ne pahasına olursa olsun elde edemediği iktidarını koruma arayışında. Haliyle tutukluların karşılıklı serbest bırakılması ve askerlerin naaşlarının takası gibi öncelikli insani yardım eylemlerini kirli siyasi oyunların malzemesi haline getiriyor.

Bu tür girişimleri, sahte bahanelerle engellemek veya geciktirmek, Kiev Rejiminin müzakere sürecini baltalamasına olanak sağlamakla kalmıyor; tam tersine Rusya ile ilişkilerde düşmanlık seviyesini artırmasına, yurtdışında yeni bir “Rusya karşıtlığı” dalgasının tırmanmasına, Batı’nın yabancı kitlelere sürekli yardım etmesini meşrulaştırmasına ve halkın dikkatini cephedeki ve cephe gerisindeki vahim sorunlardan uzaklaştırmasına da olanak sağlıyor.

Bu politika, barışçıl bir çözüm için uzlaşmacı bir çözüm aramak yerine; silahlı çatışmanın devam etmesine hizmet eden ve bunu ölümcül hataların ve kanlı suçların bedelini ödemekten bir tür şımarıklık olarak kullanan Kiev Rejiminin niyetlerini ortaya koyuyor. Esir takası girişimlerinin sabote edilmesi, Vladimir Zelenskiy için barışın siyasi intiharla eşdeğer olduğunun açık göstergelerinden sadece birisi olarak ön plana çıkıyor.

-Kırım Tatar Kültür Dernekleri Federasyonu (KTDF) Genel Başkanı, Kırım Kalkınma Vakfı Başkanı, Uluslararası Kırım Dostları Derneği Başkanı, Uluslararası Rusofili Hareketi Kurucu ve İcra Kurulu Üyesi, Nogay Kalkınma ve Kültür Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı, Vietnam Eğitim ve Dostluk Derneği kurucu üyesi-