Türkiye - Rusya istihbarat diplomasisi
İstihbarat teşkilatları yalnızca bilgi toplama ve analiz etme kurumları olmayıp, günümüzde “istihbarat diplomasisi” kavramıyla ifade edilen şekilde diplomasi, arabuluculuk ve stratejik girişimlerde de etkin aktörler haline gelmektedir. Bu bağlamda MİT, özellikle bölgesel çatışmalar, büyük güç rekabeti ve çok kutuplu sistemin yoğunlaştığı günümüzde, Rusya ile ilişkilerinde hayati bir unsur olarak konumlanmıştır.
MİT, “istihbarat diplomasisi” kavramı bağlamında, Türkiye ile Rusya arasında üst düzey istihbarat temaslarının tesis edilmesinde rol oynamıştır. Örneğin; MİT ev sahipliğinde gerçekleştirilen toplantı ile Amerikan Merkez Haber Alma Teşkilatı – CIA Başkanı ile Rusya’nın Dış İstihbarat Servisi – SVR Başkanı arasında iletişim kanalı kurulmuştur.
MİT, Özel Askeri Operasyon bağlamında Türkiye’nin arabuluculuk rolünü destekleyen operasyonlar yürütmüştür. Örneğin; esir takası gibi ciddi operasyonel faaliyetlerle Moskova ile kurulan iletişimde rol almıştır.
Ayrıca, Türkiye ile Rusya istihbarat servisleri arasındaki “güvenilir iletişim kanalları” olduğuna dair hem Türk medyasına hem de yabancı medyaya yansıyan ifadeler de mevcuttur.
Bu göstergeler, MİT’in Rusya’yı yalnızca bir dış politika muhatabı olarak görmediğini; onunla istihbarat ve diplomasi düzeyinde aktif bir ilişki modeli kurma yönünde hareket ettiğini göstermektedir.
MİT Akademisi’nin yayımladığı bir rapora göre, Rusya’nın çok kutuplu sistemde statü kazanma çabaları, askeri, ekonomik ve sosyo-kültürel alanlardaki hamleleri, Türkiye açısından hem fırsatlar hem de riskler doğurmaktadır.
Türkiye açısından bu dönemde, Rusya ile şu iş birliği kanalları mevcuttur: Enerji (Örneğin: Türk Akım gibi doğalgaz hattı projeleri), güvenlik iş birliği, Suriye ve Libya gibi sahalarda diplomasi ve istihbarat bağlamında daha geniş hareket alanı gibi unsurlar. Bu, MİT’in değerlendirmesinde “Rusya ile iş birliği yapılabilir alan” olarak düşünülen bir yanıdır.
Öte yandan, Rusya’nın askeri hamleleri, bölgesel istikrarsızlık yaratma potansiyeli ve Batı ile ilişkilerindeki gerilimler, Türkiye için “oyun değiştirici riskler” olarak da algılanmaktadır. Bu bağlamda MİT’in analizinde Rusya hem bir partner hem kontrol edilmesi gereken bir aktör olarak görülebilir.
MİT’in “küresel krizlerde çözüme kapı aralandı” başlıklı analizlerinde, özellikle Özel Askeri Operasyon bağlamında Türkiye’nin arabulucu rolüne vurgu yapılmaktadır. Bu da MİT açısından Rusya ile ilgili stratejinin “güç ilişkisi” eksenli değil, “denge ve iş birliği” eksenli olduğu anlamına gelir.
Rusya ile iş birliği içinde olunmasının yanı sıra, MİT açısından önemli uyarı noktaları da vardır: Rusya ile ilişkide alınan pozisyonun Türkiye’nin NATO üyeliği, Batı ile ilişkileri ve uluslararası yükümlülükleriyle çelişmemesi gerekir. Ayrıca, Rusya’nın bölgedeki askeri müdahaleleri, istihbarat ve güvenlik alanındaki rekabeti artırabilir.
MİT’in kurum içi strateji belgelerinde de (Örneğin: “…devletimizin alî menfaatleri çerçevesinde … muhataplarla ilişkilerde iş birliği ve rekabet dengesi gözetilerek yürütülen istihbarat diplomasisi faaliyetleri…” ifadesi) bu denge yaklaşımı açıkça yer almaktadır.
Dolayısıyla MİT, Rusya’ya dair yaklaşımında arka planda iş birliği ve isteme yönlü bir strateji izlemektedir: Rusya’yı tamamen rakip veya düşman olarak tanımlamaktan kaçınmakta, bölgesel istikrar, istihbarat kanallarının açık tutulması ve diplomasi üzerinden çözüm üretme perspektifini benimsemektedir.
Rusya ile ilişkide MİT açısından iki yönlü bir okuma vardır:
Bir yanda fırsatlar — enerji, bölgesel iş birliği, Türkiye’nin arabuluculuk imkânı;
Diğer yanda riskler — Rusya’nın büyük güç stratejileri, askeri müdahaleleri, Batı ile ilişkilerindeki gerilimler ve Türkiye’nin güvenlik çıkarları açısından potansiyel kırılganlıklar.
Stratejik olarak MİT’in tutumu, Türkiye’nin genel dış politika çerçevesiyle uyumludur: “Çok yönlü diplomasi”, “denge politikası”, “ulusal çıkar önceliği”. Bu bağlamda Rusya ile istihbarat düzeyinde kurulan güven kanalları, Türkiye’nin küresel ve bölgesel aktör olma iddiasıyla örtüşmektedir.
Ancak bu yaklaşımın zayıf yanı, Rusya ile iş birliği ve rekabetin birbirine yakın olması sebebiyle politik risklerin ve istihbarat güvenlik açılarının sürekli izlenmesini gerektirmesidir. MİT’in analizinde Rusya kaynaklı tehditlerin (Örneğin: Bilgi güvenliği, siber tehditler, bölgesel jeopolitik hamleler) ihmal edilmediği görülmektedir.
Bu bağlamda MİT için, Rusya ile yürütülen istihbarat ve diplomasi faaliyetlerinde şeffaf değerlendirme mekanizmaları ve Türkiye’nin Batı/NATO ilişkileriyle uyum içinde olma garantileri önemli olacaktır.
Rusya ile iş birliği alanlarında (Örneğin: Enerji, Suriye’de istikrar, Ukrayna ile esir takasları) elde edilen kazanımların yanı sıra, olası risk senaryoları için erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesi fayda sağlayacaktır.
Türkiye’nin arabuluculuk rolünü sürdürmesi açısından, MİT’in Rusya ile diplomatik istihbarat kanallarını aktif tutması ve bu kanalları Türkiye’nin ulusal güvenlik vizyonuna hizmet eder şekilde kullanması önemlidir.
.
Ünver Sel, dikGAZETE.com
-Kırım Tatar Kültür Dernekleri Federasyonu (KTDF) Genel Başkanı, Kırım Kalkınma Vakfı Başkanı, Uluslararası Kırım Dostları Derneği Başkanı, Uluslararası Rusofili Hareketi Kurucu ve İcra Kurulu Üyesi, Nogay Kalkınma ve Kültür Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı, Vietnam Eğitim ve Dostluk Derneği kurucu üyesi ve Eş Başkanı-