Gençlerin evlenmemesi ve evlilerin kolay boşanma sebepleri deyince ilk söylenen şeylerden biri “para”
Gençlerin evlenmemesi ve evlilerin kolay boşanma sebepleri deyince ilk söylenen şeylerden biri “para”.
Aile Bakanlığı da bu yüzden olsa gerek, Aile Yılında, ailenin ıslahı için yaptığı ilk faaliyet bekarlara faizsiz kredi, evlilere çocuk yardımı yapmak oldu.
Yani para desteği.
Gençlerin evlenmemesi ve evlilerin kolay boşanma sebepleri deyince ilk söylenen şeylerden biri “para”.
Erkekler evliliğe uzak duruyor çünkü boşanma durumunda maddi olarak mağdur ediliyor. Kadınlar kolay boşanıyor çünkü paraları var. Genel algı bu.
“Kadının çalışması, ekonomik özgürlüğü, ailenin yıkılmasında, boşanmaların artmasında büyük bir etken” deniyor, hatta Hayrettin Karaman gibi fakihlere; “Diyanet personeli, kadınlara kadro verilince boşanma oranları arttı, bu konuda bir şeyler söyleyin” diye ricada bulunuluyor, öte yandan devlet, ev hanımlarına belli bir sene evli kalmaları ve belli sayıda çocuk yapmaları karşılığında para veriyor. Aile Yılı etkinliklerinden biri bu, hatta ilki sanıyorum.
Yani kadın, evli kalmayı sigorta olarak görsün, boşanıp nafaka almayı ya da vefat eden babasının emekli maaşını değil. Kadınlar çalışmıyor ise ekonomik olarak özgür olamasınlar, babaları yaşarken babasının eline baksın; evliyken kolayca(!) boşanıp nafaka alıp yaşayamasın, kocasının eline baksın, boşanırsa da devlet baksın...
Erkeklerin de işine geliyor bu durum. Hem ev işleri, hizmetleri düzenli görülsün hem de karısına ve çocuklarına bakmada devlet destek versin. Boşandığında da “devlet baksın, benim nafakamın süresi 4 ay, fazlası haram” diyorlar.
Öte yandan “mihir yasal olsun” diyen yok.
Devlet tam olarak kadına şunu diyor;
- Baban ölmeden onun maaşından alamazsın.
- Kocan ölmeden de onun maaşına resmi olarak seni ortak edemem.
Madem ev işlerini tek başına kadın yapıyor, erkek de bu hizmeti paylaşıyorsa erkek de kazandığı maaşı paylaşmalı resmî olarak. Ben devletin yerinde olsam, eşleri ev hanımı olan erkeklerin maaşlarının yarısını eşlerine veririm. Böylece erkekler “boşanırsam nafaka veririm” kâbusu yaşamazlar, kadınlar maddi olarak desteklenmiş olur, devletin de yükü azalır, aile kurumu da deruhte olur.
Kadınlar; “ne ebeveynlerine ne eşlerine ne devlete muhtaç olmayayım maddi olarak okuyup çalışayım” derse ve boşanırsa yine suçlu; “Eski evlilikler 70 seneydi şimdi kadınlar parası varsa kolay boşanıyor” denilip suçlanıyor.
Kadınlar; “çalışmayayım, ev hanımı olup çocuklarıma bakayım, eşime hizmet edeyim” derse boşanırsa yine suçlu, “erkeği sosyal güvence olarak görüyor, asalak gibi dinde olmayan nafaka talep ediyor” denilip suçlanıyor.
Yani kadınlar ne yaparsa yapsın yuvayı kolayca yıkan, aile kurumunun bitmesinde en önemli sebep olarak görülüyor erkekler tarafından.
Ve bu konularda hukukçu tecrübeli üstadları öyle şeyler söyleyip, akıl veriyor ki sorunun çözümünden oldukça uzak ve kışkırtıcı...
(Bir örneğini önceki yazımda vermiştim)