?>

2023 yılındaki rakiplerimiz!

Emin Batur

3 yıl önce

2023 yılında yapılacak seçimlerde siyasi rakiplerimiz CHP, İyi Parti veya HDP olmakla birlikte asıl rakiplerimizin; 
1- Sosyal medya
2- Hükûmetin icraatlarına ayak uyduramayan hantal bürokrasi ve işgüzar bürokratlar
3- İşsizlik
olduğunu düşünüyorum.
ÇARE:
1- Sosyal medyanın yaptığı tahribata karşı başta il ve ilçe teşkilatlarının yönetiminde bulunan idarecilerin belli periyotlarla 2-3 gün süren sıkı bir eğitimden geçirilmeleri…
Yapılan icraatların birinci elden…
Yani;
İmkanlar dahilinde bakan, milletvekili veya belediye başkanlarından bu icraatların direkt dinlenmesi,
Ayrıca;
Cumhurbaşkanımızın liderliğinde verilen mücadelenin sadece yapılan yatırımlarla ilgili olmadığını, bunun ötesinde bir gaye ve ideal çerçevesinde olduğu anlatılmalıdır.

Bu eğitim
Sandık müşahit ve başmüşahitlerine kadar inmesi durumunda, sosyal medyanın halkımızı zehirlemesi şimdiki kadar kolay olamayacak.
NEDEN?
Çünkü şu anda eşit şartlarda süren bir mücadele yok.
Biz bu ülkede siyasi rakiplerimizle mücadele ederken, 
Reis’in hitabet gücü ve karizması karşısında aciz kalan muhalefete destek Amerika’dan geliyor.
NASIL MI?
Tivıttır”, “Feyz”, “İnstagram” vs.deki sahte hesaplarla günde milyonlarca saldırı yapılarak, ülkemizi kalkındıracak yatırımların sabote edilmesi için yaygara koparılıyor..
Akla hayale gelmeyecek iftiralar atıyorlar.
En son “Katarlı öğrencilerin sınavsız tıp eğitimi alacakları” yönünde yapılan haberler buna örnektir.
Hâlbuki…
Haber hem doğru değil, hem doğru olsa bile Katar’ın tıp eğitimi almak için tüm dünyaya gönderdiği öğrenci sayısı 17…
Bunlardan Türkiye’ye gelecek olanların sayısı 2’yi geçmez. Bu 2 öğrenci yabancılara uygulanan prosedür neyse aynısı uygulanıyor.
Ama…
Kamuoyu bu haberle günlerce meşgul edildi, üniversite sınavına giren öğrencilerin morali alt üst oldu.
Sosyal medyada açılan sahte hesaplar ciddi bir yekun tutuyor (Bunun yüzde 40 olduğunu söyleyenler var).
Böyle olunca masa başında üretilen haberlerin yüzde 90’ı yalan
Ancak…
Konu ile ilgili bilgisi olmayan gençler, üretilen bu haberlerin doğru olduğunu sanıyor.
2023’te 7 milyon gencin ilk defa oy kullanacağı bilinmektedir.
Binaenaleyh…
Bu gençlerin bilinçlendirilmesi büyük önem arz etmekte, bu da teşkilat mensuplarının şuurlu ve bilgi sahibi olmalarıyla mümkündür.
GUGIL…
Sosyal medya bu şekilde görevini yaparken diğer yandan arama motoru “gugıl” daha farklı bir yöntem uyguluyor.
Cep telefonuma son “güncelleme” yi yaptıktan sonra her arama yapmak istediğimde “Gugıl sayfasında haberlerin önümde aktığını görüyorum.
Bu haberlerin yüzde 90’ı muhalefet medyasına ait olup yine çoğu yalan ve yanlış haberlerdir.
Sözcü, Cumhuriyet ve Birgün gazeteleri “gugıl”ın ana haber kaynağı gibi görev yapıyor.
Düşünün!
Birgün” gibi bir gazetenin yalan yanlış haberini “gugıl” gün boyunca gözünüzün içine sokarak okutmaya çalışıyor.
BİZ NASIL BAŞARDIK?
70’li-80’li-90’lı yıllarda da yazılı ve görsel medyanın neredeyse tamamı bize karşı olup mütemadiyen aleyhimize yayın yaparlardı
Ama…
Buna rağmen o yayınlar bize tesir etmez tam aksine, bizi daha keskinleştirip daha aktif bir hale getiriyordu.
Bunun sebebi;
Aldığımız eğitim ve teşkilat mensuplarının üst kadro ile olan sıkı irtibatıydı.
ÇARE:
2- Bürokraside ayak sürüyen, hükumete ayak uyduramayan, hatta ters icraatlarda bulunan bürokrat ve yöneticilerin tespit edilerek görevden uzaklaştırılması gerekir.
Devlet kapısında işi görülmeyen, işi savsaklanan vatandaş faturayı direkt Cumhurbaşkanımıza kesiyor.
Hâlbuki Cumhurbaşkanımız, yapılan düzenleme ve çıkardığı kararnamelerle işlerin kolay bir şekilde halledilmesinin yolunu açmış…
Ama…
İşiniz işgüzar bir bürokrata denk gelmişse, o düzenleme ve kararnamelerin hiç biri bir işe yaramayarak vatandaş mağdur ediliyor.
Bunun da acil olarak gereği yapılmalıdır.
ÇARE:
3- İşsizlik en büyük tehlikedir. Pahalılık bunun kadar tehlikeli değildir.
Çünkü;
Bir işiniz varsa bir kilo et alamıyorsanız yarım kilo et ile idare edebilirsiniz.
Ama…
İşiniz yoksa yapacağınız hiçbir şey yok.
Peki, işsizliği önlemek mümkün mü?
Tabii ki, işsizliği sıfırlamak mümkün değil ama makul seviyeye indirilebilir.
Şöyle ki;
İnşaat sektörü istihdam sağlayan en büyük sektörlerimizden biridir.
Konut kredilerinin makul bir seviyeye indirilmesi durumunda inşaat sektöründe büyük bir iş alanının açılacağı, bunun da istihdama yansıyacağı malumdur.
Diğer yandan Devletin darphane gibi çalışan kurumları var.
Ancak bu kurumlarda istihdam asgari seviyede tutularak işler savsaklanıyor.
Örnek vermek gerekirse;
Tapu daireleri…
PTT şubeleri…
Noterler…
Bankalar…
Çağrı merkezleri vs. ilk aklıma gelenlerdir.
Bahsettiğim bu kurumlarda kısıtlı sayıda eleman çalıştırılarak vatandaşa eziyet edilmektedir.
Hâlbuki bu kuruluşlarımız çok kâr eden kuruluşlar olup, her yıl ne kadar kâr ettiklerini kamuoyuna açıklamaktadırlar.
Mesela;
Bilhassa merkezi yerlerdeki PTT şubelerinin önünde her zaman kuyrukta bekleyen insanların oflayıp pofladıklarını görebilirsiniz.

Bu gibi şubelerde 4-5 eleman daha fazla istihdam edilse veya şube sayısı artırılsa ne o kuyruk kalacak ne de vatandaşın devlete olan öfkesi söz konusu olacak.
Ayrıca, binlerce aile reisi de iş sahibi olacak.
TAPU DAİRELERİ…
Başka bir örnek de Tapu daireleridir.
Burada yaptığınız her alım-satım işlemi için devlete ortalama 40-50 bin lira ödediğiniz halde, eleman eksikliğinden dolayı, istediğiniz hizmeti alamıyorsunuz, bundan dolayı da tapu dairelerinde yoğunluk hiç bitmiyor.
Yazı uzamasın diye detaya girmek istemiyorum ama şu kadarını söyleyeyim: 
Devlet size renkli bir A4 kağıdı veriyor; karşılığında ortalama 40-50 bin lira alıyor.
Ancak…

O kağıdı koyacak bir dosya bile veremiyor, tapu dairelerinin fiziki şartlarını iyileştirmiyor, 25 kuruşluk bir fotokopiye ihtiyaç duysanız, kurum dışına göndererek sizi savsaklıyor, işlemlerinizi yapacak lise mezunu 3-5 eleman takviyesini bile her ne hikmetse yapmıyor.
Hâlbuki;
Dışarıda yüzbinlerce genç işsiz dolaşmakta, böyle bir işe girmek için can atmaktadır.
NOTER…
Aynı şey noterler için de geçerli.
Elinizdeki parayla mahkûm gibi beklemek zorundasınız.
Neden?
Çünkü devletin bu kadar artan işlerine paralel olarak noter sayısı artmıyor.
Mevcut olanlar da yeterli kapasite ile çalışmıyor. 
Bir noterde diyelim ki, 6 banko varsa, dördü açık olur, ikisi genellikle boş… Bunlardan biri getir-götür dosyalama vs. işlere baktığı için sizinle ilgilenmez. Diğeri gelen telefonlara bakar, geriye iki kişi işlerinizi yapmaya çalışır ama yapamaz, kuyruk sokağa taşar.
Bazen basit bir işlem için bir saatten fazla beklemek zorunda kalıyorsunuz.
Noterler, vatandaşı kendilerine mecbur gördükleri için fiziki mekânlarını da iyileştirmeyi düşünmez.
Burada da aynen tapu gibi fotokopi lazım olsa çekemezsiniz, kıymetli evrakı elinize tutuşturup öylece gönderirler. Dışarıda yağmur, rüzgar vs. olması onları ilgilendirmez. Notere giderken yüklü bir işlem yapacaksanız her türlü riski alıp, yanınızda bir torba parayla gitmeniz gerekir. Çünkü noterde kredi kartı geçmez.

Neredeyse köşedeki simitçilerin pos cihazı kullandığı bir zamanda, binlerce lira ödeme yaptığınız noterde pos cihazı bulunmaz (Duyduğuma göre kısa bir süre önce noterlerde de kredi kartı kullanılmaya başlanmış. Buna da şükür!).
Devlet…
Şu anda noter sayısını iki katına çıkarsa; (Ki, buna fazlasıyla ihtiyaç var.)
Hem istihdam sağlar, hem noterler vatandaşa değer verir, doğru dürüst hizmet eder hem de milli servet olup kuyruklarda kaybettiğimiz iş saatlerimizi kazanmış oluruz.   
Şimdilik aklıma gelenler bunlar.
Netice-i kelam:
2023 seçimi sadece ülkemiz açısından değil, Ümmet ve insanlık için de çok önemli bir seçim olacak.
Bugün…
Mazlum, yoksul ve biçare insanlara en çok yardım yapan ülke bizim ülkemizdir.
Yani…
Bu haliyle önümüzdeki seçim, tüm dünya mazlumlarını da ilgilendirmektedir.
Yine…
İslam ümmetini söylemeye gerek yok.. Sahipsiz.
Hâlbuki İslam dünyası büyük bir güç…
Mevcut muhalefetin de İslam coğrafyası ile alakası malum.
İslam dünyasını derleyip toparlayıp, Türkiye’nin İslam dünyasına öncü olması vs. gibi bir dertleri yok. Bu dert sadece Cumhurbaşkanımızda var.
Ayrıca…
Ülkemiz kısa bir sürede süper lige çıkmışsa bunda Cumhurbaşkanımızın emeği inkâr edilemez.
Bundan dolayı;
2023 seçimlerini basit hatalara kurban vermemeliyiz.
Ve…
Erdoğan’ın tekrar Cumhurbaşkanı seçilmesi için elimizden gelenini yapmalıyız.
Tedbir bizden takdir Allah’tandır.
.
Emin Batur, dikGAZETE.com

YAZARIN DİĞER YAZILARI