CHP YIKILACAK DUVARIN ALTINA GEÇMİŞ BEKLİYOR
Önceki gün CHP olağanüstü genel kurultayı yapıldı.
Alelacele alınan bu kurultayla Özgür Özel bir taşla üç kuş vurmuş oldu. Buna birazdan geleceğim ama öncelikle
CHP’nin neden yıkılacak duvarın altında ısrarla oturmayı sürdürdüğünü arz etmeye çalışacağım.
BAKLAVA-BÖREK-CHP…
Kurultaylar, Partilerin şahlanışını gösteren, taraftarlarına güven verip istikbal vadeden, ideallerin pekiştirilerek geniş halk kitlelerine ulaştırılmasını sağlayan bir şov, bir gösteriler manzumesidir.
Peki,
Pazar günkü CHP kurultayında bunlar var mıydı? Yok!
Tam aksine, kavga ve çekişmeleri saymasak bile, belki de CHP kurultayları arasında en sönük, en iddiasız, rüşvet, yolsuzluk ve irtikap gölgesi altında yapılan bir kurultayı oldu.
O kadar ki;
Üst katta kurultay yapılırken alt kat düğün salonunda nikâh işlemleri devam ediyordu. Artık nasıl bir yer seçmişlerse…
Aralarındaki kavga-gürültü ve halka güven vermeyen durumlarına girmiyorum. O zaten CHP rutini haline gelen alıştığımız bir şey…
Ama asıl neden şudur:
CHP artık umut veren bir parti olmaktan çıkıp, baklava-börek partisine döndüğü için heyecanı kayboldu.
Nitekim;
Genel başkan adayı olmak isteyen partililerden biri “CHP holding partisi değildir” diye çırpınırken aslında bir holding partisi olduğunu ima ederek mevzuyu kısaca özetlemiş oldu.
Özel’in selefi Kılıçdaroğlu’nun da hırsızlıkla ilgili sarf ettiği sözler yenilir yutulur şeyler değildi.
Ama o hengâma arasında o sözler kaybolup gitti.
Peki,
Tüm bunlara rağmen CHP neden yıkılacak duvarın altında kalmakta ısrar ediyor ona bakalım. Daha sonra Ö. Özel’in vurduğu 3 kuşu ve tüm hiddetine rağmen içinde neden güller açtığı meselesine geleceğim.
NOT: TURP…
Biz “İstanbul’da yer kalmadı da Muş’tan 91 milyon liraya tatlı sipariş edilir mi?” diye hayret ederken heybeden küçük bir turp daha çıktı.
Meğerse;
Hakkâri’den de 142 milyona börek almışlar.
Bunu duyunca “Acaba!” diyorum…
“Bu böreği ‘dağdaki arkadaşlar’a ikram etmek için mi sipariş ettiler” demekten kendimi alamıyorum.
Bakalım heybeden daha ne turplar çıkacak.
YIKILACAK DUVARI BAYRAK YAPTILAR!..
Gelelim CHP’nin yıkılacak duvarın altında kalmaktaki ısrarına.
Yıkılacak duvar şudur:
İmamoğlu ile ilgili iddialar yenilir yutulur cinsten değil.
Savcılar yarın bu iddiaların maddi delillerini ortaya çıkardığında, bugün İmamoğlu’nu bayrak yapan CHP’nin durumu ne olacak diye kimse akıl verip “Hoop biraz serin gelin…” diyen yok.
Tam aksine mevzuya kendilerini kızgın bir şekilde kaptırmış gidiyorlar.
Hâlbuki;
Kurultayda ön sırada oturanlar arasında genel başkanlık da yapmış olan deneyimli politikacıları vardı.
Ama hepsi hem İmamoğlu’na ayrılan koltuğun gölgesinde kaldı hem de yolsuzluk ve şaibelerin havada uçuştuğu bir ortamda sessiz kalarak buna göz yummuş oldular.
Yarın bayrak yaptıkları bu çürük duvar yıkıldığında onlar da onun altında kalacak.
Önceki gün (06.04.2025) kurultayda durum buydu.
Gelelim Ö. Özel’in vurduğu 3 kuşa…
BİR TAŞLA ÜÇ KUŞ…
Dünkü kurultayda yeniden seçilen Sayın Özel aslında üç kişiden kurtulmuş oldu.
Birincisi;
Bugüne kadar genel başkanlığını İmamoğlu’nun gölgesinde sürdürüyordu; ondan kurtulmuş oldu.
Bu koltuğa onun sayesinde oturduğunu bildiği için velinimetini gücendirecek en ufak bir telmihte dahi bulunmamaya gayret ediyordu.
Binaenaleyh;
En tabii hakkı olan cumhurbaşkanlığı adaylığını bile ağzına almıyordu.
Bu çekişmeyi İmamoğlu-Yavaş arasına bırakmış, kendisi de zamana oynadı ve kazandı.
Yani;
Bundan sonra kimseye minnettar olmasına gerek kalmadan
“Genel kurulda başkanlığı bileğimin hakkıyla aldım!” diyebilecek.
İkincisi;
Kronik rakibi Kılıçdaroğlu’ndan da kurtulmuş oldu.
Üçüncüsü;
Bu saatten sonra M. Yavaş’ın kalkıp da “Adayım!” deme şansı kalmadı.
Ama iş inada binip de Özel, adaylığını açıkladıktan sonra
Sayın Yavaş, cumhurbaşkanlığı adaylığını açıklarsa o da bize yarayacak.
Bu arada;
Dünyada ve ülkemizde çok önemli gelişmeler oluyor ve olmaya devam edecek
Ama…
Cumhurbaşkanımızın deyimi ile içeriyi tahkim etmeden dış dünya ile olan mücadelemizin başarıya ulaşması zordur.
Bundan dolayı;
İçeriyi tahkim etmek çok mühim…
CHP’nin tahakkümcü, hoyrat, “lâ yüs’el” (yaptıkları sorgulanamaz) olan halinin düzelip, normal bir Türkiye partisi olması için sarf edilen gayret bu iç tahkimin bir parçasıdır.