?>

Bizi kendi gündemlerine çekmek istiyorlar!

Emin Batur

1 gün önce

BİZİ KENDİ GÜNDEMLERİNE ÇEKMEK İSTİYORLAR!

Sakın bu oyuna gelmeyelim…

Onların,

O çiğ o basit o çiğnene çiğnene çürümüş gündemleri var ya!..

Sakın itibar etmeyin!

Nedir o aldatıcı, meşgul edici gündemleri?

Ona geleceğim…

Ama önce bizim gündemimiz nedir onu arz etmek istiyorum.

GÜNDEMİMİZ...

1- Gazze…

2- İslam dünyası ve mazlumların hamisi güçlü ve büyük Türkiye’nin kurulması için Cumhurbaşkanımız ve dava arkadaşlarının neler yaptığını anlatmak. Bu konuda başta Harp (savaş) sanayimizin nereden nereye geldiğini takip etmek.
3- Ülkemizi soyan arsız hırsızların maksatlarını deşifre etmek…

Bunlar,

Bizim ilk başta gelen gündemlerimiz…
Şimdi en son maddeden başlamak üzere bu maskesiz haramilerin neler yapmak istediklerine bir bakalım:

FON…

Şu anda konuşulan rüşvet, irtikâp, yolsuzluk, hırsızlık vs. işler, alt kademede çalışan ahlaksız memur ve sözleşmelilerin yaptığı basit bir rüşvet alış-verişi değildir!..

Veya…

Sülün Osman’ın köprü veya Galata Kulesi’ni satması gibi bir üçkâğıtçı madrabazlığı da değil...

Ya nedir?

FETÖ ile muradına eremeyen Amerika’nın yerine ikame edeceği yeni bir cephenin kurulması için oluşturulan ‘fon’dur bu alınan rüşvetler.
Ama bu sefer işin içinde İngilizler de var. Onlardan nasıl bir güvence almışlarsa!..
Hesapsız kitapsız bir şekilde milletin namuslarına teslim ettiği malları yağmalamak için daldılar…
Ve uçan kuştan rüşvet alacak kadar hayasız bir saldırıya geçtiler.

NASIL!..

Mesela;

Sıradan bir ilçe belediye başkanı, danışman, müteahhit vs.  tutuklandıktan sonra yaptığı itiraflara bakıyoruz; söyledikleri şeyler inanılır gibi değil. İddianame tamamlandığında kim bilir daha neler duyacağız.

Ancak şunu anlıyoruz ki;

Bunların çoğu, bu suçlara teşvik edilmiş hatta zorlanmışlar. Denecek ki, onların suçu yok mu?
Elbette var! Onlar da bu işe teşne ama bu kadar büyük bir yolsuzluğa şimdiye kadar cesaret edememişlerdi.
Onlar sadece dönemi bitince ‘rahat’ bir hayat sürmek için ufak tefek tırtıklamalarla iktifa ediyorlardı. Bunu da millet sineye çekiyordu.

Ancak…

DEVLET OLAYA EL KOYUYOR!..

Ancak devlet,
Meselenin basit bir rüşvet olayından çıkıp, Fetövari bir yapılanma için FON oluşturulduğunu görünce işin şekli değişti.
Belediyelere ve aracı olan şirketlere operasyonları böylece başlatmış oldu.
Şu anda işleyen süreç budur.
Yakında ortaya daha neler çıkacak bilmiyoruz.
Bizim meselelerde konuşmamız gereken birinci gündem maddemiz bu olmalı.

SİLAHINIZ YOKSA DEVLET OLAMAZSINIZ!..

İkincisi;

Dirayetli, cesur ve çalışkan bir lider ve kadroya sahip olmadan bu ülkede bu başarıları yakalamak mümkün değildir.

Binaenaleyh;

Bugün yapılan bu kadar yatırım ve ürettiğimiz silahların 80 yıl boyunca neden üretilmediğini sorgulayıp, gündem oluşturmamız gerekir.

Çünkü;

Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür’ İnsanlar çabuk unutur. Nereden nereye geldiğimizi hatırlatmak lazım…
Ülkemizi, 80 yıl boyunca ele-güne muhtaç edip imar etmeyen, silah üretmeyip, savunma sanayimizi güçsüz bırakanlar bizi tekrar o meşum günlere geri getirmek için çırpınıp duruyorlar.

Eğer;

Dikkatli ve tedbirli olmazsak belediyelerde yaptıklarının çok daha fazlasını devletin imkânlarını ele geçirdiklerinde daha fazlasını yaparlar.

GAZZE…

En önemli dış gündemimiz de Gazze, D. Türkistan vb. gibi mazlum coğrafyalar olmalı. Kuds-ü Şerif’in tekrar İslam toprağı olması için neler yapmalıyız diye bir derdimiz olmalı.

Bunlar bizim gündemimiz…

Gelelim onların gündemlerine…

ONLARIN GÜNDEMİ…

1- “Ülkede hürriyet kalmadı baskı var” diyorlar.

Binaenaleyh;

Ey İngiltere, Belçika hatta bilumum Avrupa! Bize neden sahip çıkmıyorsunuz?” diye yakınıyorlar.
2- “Saray (Cumhurbaşkanlığı Külliyesi) neden 1000 odalı yapıldı? Sarayın aylık elektrik faturası ne kadardır biliyor musunuz?” (Sadece Antalya’daki 5 yıldızlı yüzlerce otelden birinin bile bu kadar fatura gideri olduğunu en iyi CHP’liler biliyor ama seçmeni aldatmak için uygun bir yöntem bulmuş kullanıp duruyorlar)
3- Pahalılık… Emekliler gibi mevzular onların demirbaş mevzularıdır. Bu mevzuların müşterisi de çoktur. Hâlbuki tecrübe sabittir ki, onların döneminde hem daha çok pahalılık vardı hem de emekliler daha fazla mağdurdu.
4- Hacı, Hoca, Diyanet, Kur’an Kursu vb. gibi kişi ve kuruluşların itibarını zedelemek için yalan yanlış haberleri yaymak…
Liste böyle uzayıp gider ama kısaca söylemek gerekirse bunlar değil devleti idare etmek belediyeleri bile yönetemeyip ellerine yüzlerine bulaştırdılar.

Ama…

Ülkeyi karıştırmak veya halk arasına fitne-fesat sokmakta onların üstüne yok...
Bunu bilip, tedbirimizi buna göre almalıyız.

.

Emin Batur, dikGAZETE.com

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI