- GECE SOHBETİ.. -
:
Değerli dostlarım, arşivimi karıştırıyorum.. Neler var neler.. Ne anlamlı satırlar, ne hikmetli ifadeler.. Hadi gece gece sizlerle paylaşayım..
İlk olarak Samsun’da yaşamış ve 1950’de vefat etmiş “Açıkbaş Ömer Efendi” namıyla maruf bir muallimin ibret dolu mısralarını paylaşayım sizlerle..
Merhum, bu dörtlüğü, özellikle devlet adamlarına, yöneticilere ve de insanların üzerine basa basa bir yerlere gelip, “altta kalanın canı çıksın” misali hayat süren bazı görgüsüz kişilere söylemiş sanki..
Bakın ne diyor Ömer Efendi;
“Başta devlet, dilde himmet, elde fırsat var iken..
Tut elinden düşmüşlerin, sana saadet yâr iken..
Kimseye baki değildir, mülk-ü devlet sim-ü zer..
Bir harap olmuş gönlü tamir etmektir hüner!..”
Allah, kırık gönülleri yaralı kâlpleri tamir edenlerden eylesin..
*
Cennetmekân Yavuz Sultan Selim Han, şirpençe (şark çıbanı) isimli hastalıktan vefat etmişti.. Son zamanlarında, yanında bulunan nedimi Hasan Can’a sordu; Hasan, bu ne hâl?.. Cevap verdi Hasan Can;
Şimdi Allah ile birlikte olma zamanıdır Sultanım!..
Selim Hanın buna cevabı ise oldukça düşündürücüydü;
Bre Hasan, sen bunca zamandır, bizi kiminle bilirdin?..
Ardından da, anlamı muhteşem şiirini okudu..
“Tahtı sattım tahta-ü derd-ü game..
Kabre sığdım sığmaz iken aleme..
Hep şöhret-ü şan imiş cümbüşüm..
Şimdi fazl-u Hakka kalmıştır işim..” * Yine etkileyici bir dörtlük.. (Müellifi Nefi olabilir)
Ey gafil, aldanma endamına, fani cihandır bu..
Kendisi aşikâr, ateşi gizli külhandır bu..
İnsafı terkeyleme, makam-ı imtihandır bu..
Gelen gideni görmez, iki kapılı handır bu..
*
Bediüzzaman Said-i Nursi’den muhteşem ifadeler;
Bak kitab-ı kâinatın safha-i renginine..
Hâme-i zerrîn-i kudret, gör ne tasvir eylemiş..
Kalmamış bir nokta muzlim çeşm-i dil erbâbına..
Sanki âyâtın Hüdâ nur ile tahrir eylemiş..
Bak ne mu’ciz-i hikmet, iz’an-ruba-yi kâinat..
Bak, ne âli bir temaşadır feza-yi kâinat..
Dinle de yıldızları, şu hutbe-i şirinine..
Name-i nurin-i hikmet, bak ne takrir eylemiş..
*
Son olarak, Hazreti Mevlâna’dan hikmet dolu sözler..
Doğru olsam ok gibi, yayla atarlar beni..
Eğri olsam yay gibi, elde tutarlar beni..
Doğruda aç görmedim, eğride tok..
Eğri yay elde kalır, menzil alır doğru ok..
Evet dostlarım;
Menzili selamet sahilleri olan oklardan olmamız temennisiyle..
Vesselam..
:
SamiÖzey, dikGAZETE.com