Aslında bu söz ülkemizin pekçok köşesinde bilinir ve söylenir!.. Kasabalarda, köylerde, durum ne alemde pek bilmem, ama komşuluk ilişkileri İstanbul‘da bitmiş gibi.. Köroğlu‘ya atfedilen “delikli demir” misâlinde olduğu gibi; maalesef apartman keşfedildi, komşuluk öldü!.. Eski mahallemizi hatırlıyorum.. Fatih‘teydi.. Darüşşafaka Caddesinin hemen altındaki Fahri Bey‘le Salih Zeki sokaklarını içine alan bir bölgedeydi..
Orada doğduk büyüdük..
Mahallemizde 13-14 tane “bahçeli ahşap ev” vardı..
Herkes birbirlerini tanırdı..
İnsanlar can-ı gönülden selâm verirdi..
Kadınlar, erkekler, gençler, yaşlılar, birbirlerine karşı son derece müşfik ve saygılıydılar.. Komşu teyzeye kendi annemiz gibi hürmet ederdik..
Komşu teyzenin isteğini emir telâkki ederdik..
En sevdiğimiz oyunumuzu bırakıp teyzenin gönderdiği bakkala, manava, adeta uçar gibi giderdik..
Komşumuzun kızı ise bizim için kardeşten daha ileriydi.. Mahalle dışından biri gelecek kızı rahatsız edecek veya yan bakacak haa, alimallah şahin kesilirdik!..
Kısacası; mahallemizin bekçisi-polisi gibiydik.. Ya şimdi?.. Hepsi mazi oldu.. Nostalji olarak hatırlanıyor!.. Yukarıda da belirttiğimiz gibi şu an itibariyle komşuluk ilişkileri tatsız!.. Aynı apartmanı paylaşan insanlar, birbirlerini tanımıyor.. Güya atalarımız “komşu komşunun külüne muhtaç” demiş.. Bu söz belki bir zamanlar doğruymuş ancak şimdilerde laf-u güzaf.. Evet kıymetli dostlar; maalesef komşu komşunun durumundan habersiz..
“İhtiyaç sahibi mi?.. Başına bir dert mi gelmiş?.. Hastası mı var?..”
Kimse bilmiyor, merak da etmiyor!..
Üç-beş istisna olabilir, ama genel olarak böyle..
deneme bonusu veren siteler - kaçak bahis siteleri - bahis siteleri - illegal bahis siteleri - güvenilir bahis siteleri - kaçak iddaa siteleri - bahis siteleri - canlı bahis siteleri
.betsco{text-align: center; display: table-column;}