Sustu!.. Kulaklarıma inanamadım…
Kapı önlerini seviyorum ben
İnsanın en yakını gibi bir şey
Gibi ten gibi ten
Tane mısır gibi dişlerini sıkıp
Sulak araziler gibi gözlerinle
Yüzerken terlemiş bedeninle durduğun
Öbür kıtadan gelmiş gibi yorgun
Gibi susuz
Bir kumaşın diğeriyle teyellendiği ama
Ama pek de sağlam olmayan bir tutturuluşla
Kimsenin tam olarak itimat etmediği,
İçin sıkıntısız konforlu
Zillerin üstünde hep bir babacan
Paspaslarda hep bir sabun kokusu
Gibi tanıdık
Bekleyişin en kısası
Eminliğin en uzun olduğu anlar
Pencere ışıkları yeni mutfağa geçilmiş
Çıkılmış salondan
İçinde bildik çarşaflar
Gibi nazik
İçindeki yitmiş kapılar bile
Bekletse yüz-bin-yıl
En küsmesiz geri dönüşler de olsa sonu
Gibi yoksul
Kapı önünde çiçek
Kapı önünde aşık
Kapı önünde hasret
Gibi şiir
Kapı önlerini seviyorum ben
İnsanın en yakını gibi bir şey