Gemilerime japon fenerleri asan
Cellatların hepsini öldürdüm
Yola devam
Geriye kalan
Saman çöpüyle havalanıp, kaya gibi yere çakılan
Umdun çıkardığı toz duman
Bir gün anılarımı yazabilirsem, bu satırlar ile başlayacaktım. Roni’nin yasına uygun düşüyor gibi geldi, ona hediyem olsun.
Çok eskilerden tanışıyoruz.
Çok anlaşamaz, çok anlaşırdık. Çok kavga eder, barışmaya gerek duymazdık.
Çok huysuz, çok geçimsiz, çok düşünceli, çok nazikti.
Son günlerinde, “senin gibi huysuz bir adamı ne kadar çok seven varmış” diye nazlattım.
Ne zaman ‘huysuzsun’ desem, keyiflenir, “kiiim? Ben mi?”’ derdi.
Artık sesi zor çıkıyordu, aynı yüz ifadesi ile aynı şeyi söyledi.
O uğursuz dönemde, ilk ziyaretimde “senin burada ne işin var, sen de hastasın?” dedi.
Benim de yıllık muayene, tahlil, vs. zamanım olduğunu biliyordu.
İki yıl kadar önce, uzun bir zaman sonra, ‘bir kahve içelim’ demiştik; o gün, ilk teşhis konulduğu güne denk geldi.
Komşuyduk, hemen her gün kahve içmeye gittik.
Sonra toparlandı, Beşiktaş’ta sahaf gezilerine, mahallemizin en ilginç insanı Ruhi Bey’in eskici dükkanını didiklemeye başladık.
Sürekli bir programı olduğu için, tabii Roni’nin uygun olduğu zamanlarda.
Hep komşuluk yapacak, hep gezecek, hemen her konuda hep kavga edecektik, bu konuda anlaşmış gibiydik.
Böyle biteceğini hiç hesaba katmamıştık. Onu şimdiden çok özledim.
Anneciğinin, Loren’in, Nubar’ın, onu tüm sevenlerin başı sağolsun; nur içinde yatsın, mekânı cennet olsun.
.
Nuray Mert, dikGAZETE.com
*
Roni Margulies kimdir?
Geçtiğimiz Çarşamba günü (19 Temmuz) 68 yaşında hayata veda eden şair, yazar, gazeteci, tercüman Roni Margulies, bir süredir kanser tedavisi sebebiyle hastanede tedavi görüyordu.
5 Mayıs 1955 yılında İstanbul'da dünyaya gelen Roni Margulies, Türkiye'de demokratik siyasetin de önde gelen isimlerinden ‘sol’dan biri olarak da biliniyordu.
İlk ve orta öğrenimini Şişli Terakki'de tamamlayan, 1972'de Robert Koleji'nden mezun olan Margulies, İngiltere'nin çeşitli üniversitelerinde okuyarak iktisat doktoru oldu; bu dönemde Marksist görüşle yakınlaşan ve kariyerinde bir daha iktisat alanında çalışmayan Margulies, Filistin davası ve Başörtüsü mücadelesinde, çeşitli sivil toplum kuruluşlarının eylemlerinde aktif desteği ile yer aldı.
Baba tarafından Aşkenaz, anne tarafından Sefarad Yahudisi olan Margulies, bir dönem Londra'da yaşadı.
Devrimci Sosyalist İşçi Partisi (DSİP) üyesi olan Margulies, ilk şiir kitabını 1991 yılında çıkardı.
Margulies'in, şiir kitapları çoğunlukta olmak üzere, anı, çeviri, edebiyat, siyaset ve tarih alanlarında kitapları bulunuyor. Son kitabı “Türk'ün Hizmetçisi - Türkiye'de Azınlık Olmak” 2020 yılında yayımlanmıştı.
Çok sayıda dergi ve gazete makalesi de bulunan Margulies, 2009-2013 tarihleri arasında gazete köşe yazarlığı yapmıştı.
Margulies’in Türkçeye çevirdiği şairler arasında Ted Hughes, Philip Larkin ve Yehuda Amihay da bulunuyor.
Bazı Kitapları:
Saat Farkı (2002), Her Rind Bilir (1991), Gün Ortasında (1992), Mağrur Olma Padişahım (1994), Bilirim Niye Yanık Öter Ney (1996), Uzaklıklar (2000), Elsa (2000), TK 1980 (2006), Apollo Yılları (2010), Şiir, Yahudilik Vesaire (2004), Bugün Pazar, Yahudiler Azar (2006), Larda Yüzen Al Sancak (2007), Kalpsiz Dünyanın Kalbi (2009), Ayrıca, Gülümser Çocukluğum Ardımdan, Manastır'da İlân-ı Hürriyet - 1908-1909 Fotoğrafçı Manakis Biraderler (1997).
Göç mecburen kalıcılaşmış!
Son yazısında;
“Başta Kılıçdaroğlu ve CHP olmak üzere tüm muhalefetin milliyetçiliğe, ırkçılığa, Kürt düşmanlığına ve en önemlisi göçmen düşmanlığına kapılması, teslim olması, ödün vermesi ve hatta dört elle sarılması ne sonuç verdi?
Basit. Ortalık zafer çığlıkları atan, oylarını yükseltmiş, beklenmedik başarılar kazanmış faşistler ve milliyetçilerle doldu. Sağın politika ve söylemlerini kullanarak sağdan oy kapmak mümkün değildir, böyle yapıldığında siyaset sahnesi tümüyle sağa kayar ve bundan yine sağcılar kârlı çıkar, bir kez daha kanıtlanmış oldu.
Yabancı/Arap/Suriyeli/Rus/sığınmacı/göçmen düşmanlığına kendini kaptırmayanlar için bir göç öyküsü anlatmak istiyorum.” diyerek “GÖÇ” konusunu “Mutlu bitmiş bir göç öyküsü” başlığı altında “Serbestiyet”te değerlendiren Roni Margulies, aynı yazıda daha sonra şu ifadeleri kullandı:
“Benim baba tarafım Polonya’dan gelmiştir. Dedem 1897’de Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun bir vatandaşı olarak Krakow’da doğmuş, Birinci Dünya Savaşı’nda çarpıştıktan sonra Viyana Üniversitesi’nde okumuş, Berlin’de mühendis olarak ilk işine girmiş ve 1925 Nisan’ında evlendikten hemen sonra Türkiye’ye göçmüş.
Kalıcı olmasını düşünmüyorlarmış bu göçün, bir yıl çalıştıktan sonra geri döneceklermiş, ama iş uzamış ve Naziler’in Polonya’yı işgal etmesiyle beraber geri dönülecek yer kalmamış, göç mecburen kalıcılaşmış.”
Roni Margulies’in 'Devrimci' tarifi:
Roni Margulies, bir söyleşisinde “devrimci” tabirini de şöyle tanımlamıştı:
"Gündelik dilde, büyük değişikliklere “devrim” denebiliyor, bu değişiklikleri gerçekleştirenlere de “devrimci” denebiliyor.
Ama ben 'devrimci' ifadesini daha somut, siyasi ve toplumsal bir anlamda kullanıyorum.
Baskının, sömürünün, ayırımcılığın olmadığı, özgür, adil, eşitlikçi bir dünya yaratmak isteyen, bunun için çabalayan ve örgütlü olarak başkalarıyla birlikte mücadele eden kişileri kastediyorum".