?>

Ulus devletlerin tasviyesi yapay zekalara mı teslim!

Ali Karani

5 yıl önce

- Ulus devletlerin tasviye edilme çalışmalarının arka planında, devletler ve kamu idarelerinin yapay zekalara teslim edilmesi mi vardır!
Ulus devletlerin tasviye edilme çalışmalarının arka planında, devletlerin ve kamu idarelerinin yapay zekalara teslim edilmesi mi yatıyor?
Yıllardan beri düşünen ve eli kalem tutanlarımızın kahir ekseriyeti, iktidar - muhalefet çelişkisini, dünya genelinde ulus devlet taraftarları ile kapitalizmi öven küreselciler arasındaki çekişme şeklinde anlata-gelmiş(iz)dir.
Çoğu zaman, dünya genelindeki bu çekişmeyi dimağlara kazıyacak şekilde gerçekçi olaylar da gelişmedi (tezgahlandı) değil hani…
Lakin, son dönemde ülkemizde beklenmedik şekilde yaşanan bir takım hukuki karaların alınması ile birlikte oluşan gelişmeler ve bu gelişmelerin toplum üzerindeki olumsuz yansımaları, ister istemez insana başka şeylerin de olabileceğini hatırlatmaktadır.
İnsanın yaptığı her şeyde az veya çok duygunun izlerine veya hiç olmazsa kırıntılarına rastlarsınız…
Erenlerin dediği gibi “İnsanı (akil olanı) yaşat ki devlet yaşasın” devlet ise adalet olmadan varlığını sürdüremez… 
Yatay bir geçiş yaparak soralım;
Dava dosyaları, hakimlere bilgisayar proğramı tarafından mı gönderilmektedir” diye sorulan hukukçu arkadaşlardan alınan cevaplar sonrası, “adam kayırma olmaması adına dosyalar, tesadüfi seçilim ile birlikte bilgisayar tarafından gönderilmekte” kanaati oluşturmaktadır. 
Böyle ise, bu uygulamanın haklılık payı var diye düşünmek gerekir.
Çünkü; 
Fazla değil, yakın geçmişe kadar hukuk sistemimiz, birtakım adam kayırmalardan tutun da az da olsa rüşvet ilişkilerinin yaşandığı bir alan olarak görülmekteydi.
İç işleyişi, işin içindeki hukukçular çok daha iyi bilirler” diyerek devam edelim.
Bilgisayar (yapay zeka) tarafından gönderilen dava dosyaları üzerinde incelemesini ve soruşturmasını bitiren hakim, kendi (kanundaki karşılığını) kanaatini, dosyayı gönderen bilgisayara geri göndererek kararın onaylanmasını mı beklemektedir?
“Yani sistem, otomatiğe bağlanarak, hakimlerin üzerinde karar verici olarak “yapay zeka” mı ikame edilmiştir?” diye de insan sormadan edemiyor hani…
Verilen kararların “Takibini, uygulanmasını ve denetlenmesini” kimler yapmaktadır? 
Yoksa;
Hakimlere dava dosyalarını gönderen (yapay zeka) bilgisayar proğramı, hakimlerden gelen kararları, kendi yazılımına uydurarak gerekli işlemin yapılması için bir sonraki (kuruma) merciiye mi iletmektedir?
Böyle olabileceğini düşünmek bile istemiyorum ama;
yoksa; “Yapay Zekâ”nın dava dosyalarında verdiği kararları, hakimler sadece suçlunun veya haklının yüzüne okumakla mı görevlerini icra etmektedirler?
Kısacası sormak istediğim;
“Veriler, dosya olarak bilgisayara yüklenerek, sonuç yapay zekadan mı beklenmektedir?”
Gerçekten ‘hukuk’un iç işleyişi nasıl ilerlemektedir bilen var mı? Çünkü hukuken alınan bir takım kararlar, duygu içermeyen mekanik kokular saçmaktalar…
Eski dönemlerde egoları tavan yapan insanlar, kendilerini halktan ayırmak içinfiltre” (stoper) denebilecek insanlar kullanmakta idiler, “şimdi o insanların yerlerini yapay zeka ve bilgisayarlar mı almaktadır ki?” diye sormadan da geçmeyelim...
Örneğin;
Günümüz kurumsal şirketlerinin bir çoğunda, karşınıza aşılması imkansız birtakım elektronik sekreterler çıkmaktadır artık.
Dahası var; 
Kimlerle neler konuştuğunuzdan tutun da hangi şehirde, hangi restaurantta ve ne yediğinize kadar herşey tek tek not edilmekte ve arşivlenmektedir artık.

Eşinizle, dostunuzla konuşurken sarf ettiğiniz kelimelerden yapılmış seçilimler hakkında bir takım reklamların da akıllı telefonunuza geldiğini fark edenleriniz olmuştur.
Şimdi sormak lazım geldi;
Diğer sektörleri hadi anladık ve tolere ettik diyelim, ‘hukuk’un da bu şekilde bir bilgisayar proğramına teslim edilmiş olması veya teslim edilmesinin düşünülüyor olması durumu var ise acilen bu karadan vazgeçilmeli ki; Sadece insanları ilgilendiren konularda duygudan yoksun şekilde adaletin sağlanmasını bir makinadan beklediğimiz gelecek ile karşı karşıya kalmayalım.
Devleti emaneten yönetenler, böyle bir gayret içerisine girerek kendilerini ait oldukları toplum ile uyuşmayacak “VIP” (Verry Important Person) şekilde yaşamak adına, varlıklarını borçlu oldukları milletin içinden çekip çıkartarak, bambaşka dünyaların insanları gibi yaşamayı düşünüyor iseler bilmelidirler ki sonları yalnızlık ve hüsrandır.
Lider” diye, milletinin içinden kopmayan ve aynı şartlarda yaşayan fedakar insana denir.
Diğerlerine tarih boyunca verilen isim; Asalaklardır.
.
Ali Karani, dikGAZETE.com

YAZARIN DİĞER YAZILARI