?>

Washington, London, Ankara: Dijital yeni dünya devletine hoş geldiniz!

Ali Karani

5 yıl önce

AB ile İngiltere arasında gerçekleşen Brexit ve oluşan siyasi - ticari ilişki boşlukları kimler tarafından doldurulmaktadır!
:
İnsanlığın sistematiğe dönüştürdüğü tüm anlayış, davranış, kalıp ve şablonları yavaşça paramparça oluyor.
İnsanlık artık “Bu da olabiliyormuş” algısalına alıştırılıyor.
Düşünsel olarak değişim, dönüşüm ve gelişime direnenler artık bu akan selin önünde direnç gösteremeyeceklerdir.
Halbuki, tarihin akışını kilitleyen akıl sistematiği daha olgun davranabilseydi, geçişler daha esnek olabilirdi… 
Eskiye ait olan kalıplar (putlar) yıkılmadan, yeni dünyayı inşa etmek mümkün olmadığı için tüm bu olaylar yaşanmaktadır.
Kurulan “Dijital dünya”da, “Türk akıl ve düşünce sistematiği” geleceği doğru okuyabilen bir devlet olarak yapay zekasından, savunma sanayisine, uzay çalışmalarından, petrol arama faaliyetlerine kadar, yaptığı köklü hamleler sayesinde kendine has özel yerini almaktadır.
Herkesin kilitlendiği dünya savaşının başlatılma riski karşısında, hangi gizli bir el devreye girerek (virüs ile birlikte) tüm sinir uçlarını soğutup sakinleştirdi.
Aynı zamanda dünya genelinde teknolojik, ekonomik, askeri hareketliliği yavaşlatıp, hayatın akış hızını nerede ise durma noktasına getirdi.
Dünya, devletlerin kendilerini dijital çağa entegre edebilmek adına yapay zekaya teslim ederek geçme (avantajını) kolaylığını seçmesinden dolayı, devletleri kendilerine ait yapay zekâ sistemleri ile değerlendirirken, sistem, daha üst seviyede ve tüm yapay zekâları birbirleri ile koordine olacak hale getirebilmek adına, kapasitesi daha büyük ve daha gelişmiş bir üst yapay zekaya entegre etme çalışmalarına sahne olmaktadır.
Tercihler, birliktelikleri doğurur…
Bu saatten sonra Washington, London, Ankara (İstanbul) yepyeni bir ufka birlikte yelken açtılar ve “Dijital yeni dünya devletine hoş geldiniz” dersek yanılmayız.
Birlikte hareket edilse dahi, karşılıklı rekabet şeklinde gelişen ilişkilerde sürekli karşı yeni hamleler ile yüzleşmek hayatın cilvesi olsa gerek…
Dinci&Laik”, “Washington-Moskova’’ mutfağında pişiyor; “Türkçü&Osmanlıcı”, “Tel Aviv-London” mutfağında pişiyor.
Her iki fay hattı, tersinden kırılıp etkileri tersine çevrilerek bu mutfakların projeleri boşa çıkartılmalıdır.
Bunlar, rekabet içerisinde olağan şeyler olarak karşılanmalı ve yapabiliyorsak bizler de hak edenlere projeler üretip, karşı ataklarda bulunabilmeliyiz…
Gelelim hem Türklüğün, hem Arapların önünü açacak, dini düşünceleri özgürleştirecek ve dini, birilerinin tekelinden kurtarıp, diyanet işlerinin sınırları içerisine çekecek etkiye sahip güncel konuya;
Türkler, tarihte olduğu gibi bugün de “Arapları düzeltmek ve doğru yola sokmakla” mükelleftirler…
Kılıç ise kılıç, gül ise gül… 
ABD ve İngiliz güdümlü Araplar ile olan ilişkiler, hangi dilden anladıklarına bağlı artık…
Bilindiği üzere Arap milliyetçiliğinin, dini kullanarak faaliyet yürüttüğünü herkesin bilinmesine rağmen, kendisine sürekli yeni müşteri ve taraftar bulmaktadır.
Saklanmasın bu iki yüzlülük artık, YETER…
Diğer taraftan “Türkleşmek, dinden uzaklaşmaktır” diyenler de tespit edilerek, kimler oldukları afişe edilmeli ve “Dine değil, Arap milliyetçiliğine hizmet ettikleri” de görmeyen kör gözlere sokarcasına afişe edilmelidir artık; BU DA YETER!..
Kısacası;
Arap milliyetçiliğinin, Türk düşmanlığı saplantısının bitirilmesinde biraz daha geç kalınırsa, Arap milliyetçileri, Ortadoğudaki savaşı Anadolu’ya taşıyarak, kendi cehennemlerini bizlere de yaşatmaktan geri durmayacaklardır. 
Bu önlemin acilen alınması zorunluluğu vardır.
Bundan dolayı, körfezdeki krallıkların da acilen düzenlenmeleri ve doğru kodlara çekilmeleri bedeli ağır da olsa gerekmektedir.
AB ile İngiltere arasında gerçekleşen Brexit, her iki taraf için ciddi ölçekte siyasi ve ticari ilişki boşlukları oluşturmuştur.
- Oluşan boşlukların doldurulması, yeni denklemlerin ve yeni birlikteliklerinde önünü açmıştır. Tam da bu noktada Arap milliyetçilerinin hamleleri sıkı takip edilmelidir…
- Karşı duruş olarak Kıbrıs üzerinde yaşanılan çekişme, çok daha artacak ve kızışacaktır…
Son Söz;
Osmanlı’ya matbaanın geç gelmesi, sistemi var eden ilişkilerin oluşturduğu çarpık zihniyetten kaynaklanmaktaydı.
Lütfen, 
Kurulan yeni sistemin dışında kalmamak adına, herkesin herkesle ilişki içerisinde olduğu ve herkesin herkese sözler verdiği bu geçiş sürecinde çok yönlü ve çok katmanlı planlama yapabilen ve denklem kurabilen akıl yapısını takip etmek elzemdir…
Bu sefer tarihin akışını ıskalamayalım ve yine tarihteki o kör zihniyete saplanarak ertelenmeyelim…
.
Ali Karani, dikGAZETE.com

YAZARIN DİĞER YAZILARI