Yeni "367 Krizi"ne hazır mısınız?
Belki unutmuşsunuzdur. 2007 cumhurbaşkanlığı seçiminde, fiili sistemin önünü tıkayan "367 sorunu"nun mucidi Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’ydu.
21 Ocak 2001’de Ahmet Necdet Sezer tarafından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na atanan ve 20 Mayıs 2003 tarihinde yaş sınırı nedeniyle emekliye ayrılan, 2006’da YARSAV’ın kurucuları arasında yer alan ve 26 Mayıs 2012’de Türk Hukuk Kurumu Başkanlığı'na seçilen Kanadoğlu, "367 Krizi"nin mimarıydı.
Nisan 2007’de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, partisinin Cumhurbaşkanlığı adayını “Abdullah Gül bey kardeşimdir” sözleriyle duyurmasının ardından TBMM’de seçim süreci başladı.
Ancak bu noktada da “Gül’ün seçilebilmesi için Meclis’te en az 367 milletvekilinin bulunması gerekiyor” tezi (Toplantı yeter sayısı) ortaya atıldı.
Gül’ün yeterli oyu alamadığı ilk turda CHP, Meclis’i boykot etti, MHP ise geldi ama ret oyu kullandı.
Asıl sürpriz 27 Nisan 2007’nin gece yarısı yaşandı ve TSK, ‘e-muhtıra’ olarak adlandırılan bir bildiri yayınladı.
Bu arada CHP, Meclis’teki oturumun iptali için Anayasa Mahkemesi’nde dava açtı.
GÜL’ÜN CUMHURBAŞKANI SEÇİLME SÜRECİ...
Meclis’in birinci oturumu, Anayasa Mahkemesi’nin 1 Mayıs 2007 tarihli kararı ile iptal edildi.
6 Mayıs 2007’de Meclis’te yapılan iki yoklamada da toplantı yeter sayısının bulunamayışı yüzünden Gül, Cumhurbaşkanı seçilemedi.
Hükümet, bu gelişmelerin ardından erken seçim kararı aldı.
Ancak, Meclis kapanmadan önce Anayasa’daki Cumhurbaşkanı’nın seçilmesiyle ilgili maddeleri değiştiren bir düzenleme yaptı.
Düzenleme, Anavatan Partisi’nin de desteğiyle Meclis’ten geçti.
Ancak dönemin Cumhurbaşkanı Sezer, bu düzenlemeyi referanduma götürdü.
Seçimlerden yüzde 47 gibi ezici bir çoğunlukla çıkan AK Parti, bir kez daha 367 sorunuyla karşı karşıyaydı.
CHP, yine Meclis’i boykot ederse seçim için yeterli katılım oranı yani 367 yeter sayısı nasıl sağlanacaktı.
İşte tam bu notada AK Parti’ye sürpriz destek geldi.
MHP, “AKP kimi isterse aday gösterebilir. Biz Meclis’e gireriz, 367 sorunu yaşanmaz” açıklamasıyla krizin çözülmesini sağladı.
3’ncü tura 448 milletvekili katıldı ve Gül, 339 oyla 11’inci Cumhurbaşkanı seçildi. (1)
EZOTERİK AÇIKLAMALARIN HEDEFİ NE!..
Şimdi benzer bir kriz süreci üzerinde çalışıldığına dair duyumlar alıyorum.
Yeni kriz mimarlarının arzu ettiklerinin rejim bunalımının yaşanabilirlik ihtimali veya yasal temelleri var mı?
Türkiye’de mevcut iktidarı hedef alan ve piyasaları alt üst edecek siyasi ve ekonomik kaosa yol açabilecek bu girişimin siyasi ayağı var mı?
Müesses nizam devletin kurumları böyle bir teşebbüse izin verir mi?
Oldum olası ezoterik açılımlar ilgimi çekti.
Ancak biraz Hurufilik bulaşıklığı nedeniyle mesafeli durdum.
Hemen hemen her yıl Mehdiliklerini ilan edenler, ebced ve cifir hesaplarıyla kıyamet tarihi verenler hep bu ekolden.
Ana kaynakları ise sözde en çok nefret ettikleri Yahudilerin büyü kitabı Kabala.
Kabala, değişmeyen, ebedi ve gizemli "Ein Sof" ile ölümlü ve sonlu evren arasındaki ilişkiyi açıklamayı amaçlayan ezoterik Yahudi öğretileridir.
Binlerce yıldır insanoğluna ‘Kabala’ adı altında onun ilminin dışında sihir, büyü, hatta mucize gibi çeşitli fenomenler sunuldu. (2)
Şimdi sormalı; 24 Haziran 2018’de gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimleri ile tam yüz onyıl önce Enver Paşa’nın 24 Haziran 1908 akşamı dağa çıkarak ihtilâlde öncü rolü oynaması arasında bağ kurmaya çalışan ezoterik açıklamalar neyi hedefliyor?
KANUN MADDELERİ NE DİYOR...
"Yeni 367 Krizi"nden söz edelim biraz.
Yeni kriz; 6771 numaralı, 21/01/2017 kabul tarihli Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 17. Maddesi. Aynen şöyle diyor;
“MADDE 17- 2709 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“Geçici Madde 21- A) Türkiye Büyük Millet Meclisinin 27’nci Yasama Dönemi milletvekili genel seçimi ve Cumhurbaşkanlığı seçimi 3/11/2019 tarihinde birlikte yapılır. Seçimin yapılacağı tarihe kadar Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri ve Cumhurbaşkanının görevi devam eder.
Meclisin seçim kararı alması halinde, 27’nci Yasama Dönemi milletvekili genel seçimi ve Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır.
H) Anayasanın 67 nci maddesinin son fıkrası hükmü, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra birlikte yapılacak ilk milletvekili genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi bakımından uygulanmaz.” (3)
6771 numaralı Kanuna göre, Madde 17- 2709 sayılı Kanuna geçici eklenen Geçiçi Madde 21’in H şıkkında gönderme yapılan Anayasanın 67'nci maddesi; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası/67. Madde/II. Seçme, Seçilme ve Siyasi Faaliyette Bulunma Hakları ile ilgili ve konumuzu ilgilendiren kısmında “Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz.” ibaresi yer alıyor. (4)
Buna göre 24 Haziran’da yapılan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimleri, söz konusu 17. Maddeden aheste.
Planlanmış anayasal takvime göre; 24 Mart 2019’da yerel seçimler, 3 Kasım 2019’da da Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili genel seçimleri yapılacaktı.
Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili genel seçimleri 24 Haziran 2018’e çekildi ve şimdiki tablo ortaya çıktı.
25/4/2018‘de kabul edilen 7140 sayılı “Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”a göre; Cumhurbaşkanlığı makamının herhangi bir nedenle boşalması ve genel seçime bir yıldan fazla süre kalması halinde cumhurbaşkanı seçimi, makamın boşaldığı günden sonra gelen 45 gün içindeki son Pazar günü yapılacak.
Bu şekilde seçilen cumhurbaşkanı TBMM seçim tarihine kadar görevine devam edecek.
Kalan süreyi tamamlayan cumhurbaşkanı açısından bu süre dönemden sayılmayacak. (5)
BAHÇELİ’NİN İPİYLE İNİLEN KUYU VE PARTİ TÜZÜĞÜ DEĞİL, KANUN!..
AK Partili hukukçuların bu konu üzerine acilen çözüm üretmeleri gerekecek.
MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli’nin ipiyle indikleri kuyudan nasıl çıkacaklarını umarım biliyorlardır.
Yoksa 6771 numaralı, 21/01/2017 kabul tarihli Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanuna göre Erdoğan’ın 3 Kasım 2019’da yapılması muhtemel Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde tekrar aday olma ihtimali bulunmuyor.
Parti tüzüğünden değil, kanundan söz ediyorum.
Parti tüzüğünü kongrede değiştirebilirsiniz. Ama kanunu nasıl değiştireceksiniz?
Çünkü ilgili kanun Cumhurbaşkanının üst üste kaç kez (2 kez) seçilebileceğini hükme bağlamış.
Dolayısıyla 10 Ağustos 2014 Pazar günü, Türk siyasi tarihinde ilk kez doğrudan halkın oylarıyla ve ilk turda 12. Cumhurbaşkanı seçilen ve 24 Haziran 2018 Pazar günü yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 52.59 oy oranıyla yeniden Cumhurbaşkanı seçilen, 16 Nisan 2017’de kabul edilen Anayasa değişikliği ile hayata geçirilen Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin ilk Cumhurbaşkanı olarak 9 Temmuz 2018 tarihinde yemin ederek görevine başlayan Recep Tayyip Erdoğan’ın (6) 6771 numaralı, 21/01/2017 kabul tarihli Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 17. Maddesi gereğince 3 Kasım 2019 Cumhurbaşkanlığı seçiminde Cumhurbaşkanı Adayı olması mümkün değil!
Bakınız:
1- https://www.mynet.com/367-krizi-nedir-367-krizinde-neler-yasandi-110102934889 – https://t24.com.tr/haber/367-krizi-kaset-istifalari-cozum-sureci-2007den-bu-yana-turkiyenin-referandumlari-secimleri,399159 –
2- https://www.kabalaturkiye.com/ – https://www.kabala.info.tr/kabala-nedir/kabalanedir/
3- https://www.tbmm.gov.tr/kanunlar/k6771.html
4- https://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/tc_anayasasi.maddeler?p3=67
5- https://www.tbmm.gov.tr/kanunlar/k7140.html – https://www.haberturk.com/secim-kanununda-degisiklik-iceren-tasari-tbmm-ye-sunuldu-1929003 – https://www.hurriyet.com.tr/gundem/erdogan-secime-yonelik-kanunu-onayladi-40816930
6- https://www.tccb.gov.tr/receptayyiperdogan/biyografi/
Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
Twitter: @oc32oc39