?>

Balkanlardan Doğu Akdeniz’e Türk Dış Politikası ve 2023 Seçimlerinin galibi!

Ömür Çelikdönmez

2 yıl önce

Uluslararası ilişkiler sisteminin, Asya merkezli daha istikrarlı ve daha dengeli bir jeopolitik yapıya geçişine tanık olunuyor. Avrasya jeopolitiğinde Türkiye; doğu ve batı arasında sıkışmış değil bilinçli tercihi ile her iki blokla kurumsal bağlantısını sürdürebilen önemli bir aktör.
Avrupa Birliği’ne üyelik müzakerelerini devam ettirirken Kuzey Atlantik güvenlik örgütü NATO’nun kıdemli katılımcısı. Diğer taraftan eski Sovyetler Birliği’nin en büyük varisi Rusya Federasyonu ile siyasi, askeri, kültürel ve ekonomik alanlarda işbirliğini her türlü olumsuz koşullara rağmen canlı tutabiliyor.

Ankara-Washington hattında gerilim yüksek

Türkiye'nin ABD ile ilişkilerindeki performans düşüşü, Türkiye'nin Rus S-400 hava ve füze savunma sistemini satın almasına yönelik yaptırımlar getirmesinin ardından, ilişki 2019 yılında yeni bir sürece evrildi.  Ankara, ABD son kullanıcı anlaşmalarına tabi olan ihracat kontrollü ürünler veya Amerikan menşeli teknolojiler için Amerikalı olmayan tedarikçileri keşfetmeye hevesli. Bu yöneliş ABD'nin gözünden kaçmıyor ancak sorunun çözümüne pek yanaşmıyor. ABD’li yöneticiler ise Türkiye’ye Yunanistan üzerinden gözdağı vererek Ankara’yı istedikleri çizgiye çekebileceklerini sanmak gibi derin bir aymazlık içindeler. Yunanistan sınırında Türkiye’nin burnunun dibindeki Dedeağaç ve çevresinde askeri yığınaklarla aba altından sopa gösteriyorlar.
Ancak Türk liderliği, dikensiz gül bahçesinde dolaşmıyor. Avrupa Birliği’nin Ukrayna'ya sağlanan destek kapsamında 15 bin ordu personelini eğitecek askeri misyon kurma kararı alması, savaşın süresini uzatmaktan ve Ankara-Moskova işbirliğinin önemini artırmaktan başka ne işe yarayabilir? Türkiye’nin Kiev-Moskova arasında savaşa dönüşen anlaşmazlıktaki tarafsızlığı, arabuluculuk kabiliyeti dikkatlerden kaçmıyor. Türkiye’nin bu rolü, en çok Amerikalı sığır çobanlarını rahatsız ediyor. NATO-Rusya savaşının ortasında Türkiye ile Yunanistan arasındaki gerilim artıyor.
Ankara ve Atina yönetimleri arasında 20. yüzyıldan miras kalan tarihsel çatışmalar, NATO’nun Ukrayna’da Rusya ile savaşının ortasında son aylarda şiddetlenmiş durumda. Ankara, Rusya’ya karşı yaptırımlara katılmıyor ve savaşın kısa sürede sonlanması için arabuluculuk yapmaya çalışıyor.
Dahası, Yunanistan’ın Rusya’ya karşı önemli bir askeri üs haline gelmesi, ABD ve Fransa ile stratejik askeri bağlar geliştirmesi, Ankara tarafından tehdit olarak algılanıyor. Bu koşullarda, Türkiye’nin enerji konusunda bağımlı olduğu Rusya ile ticaret, enerji ve askeri alanlarda bağlarını geliştirmesi, NATO güçleri tarafından kabul edilemez ilan edilse de Türkiye, bildiğini okumaya devam ediyor. 

Avrasya ve Ortadoğu jeopolitiğinde Türkiye hem diplomatik hem de enerji merkezi…

Rus ordusunun Ukrayna’ya askeri harekât başlatmasından sonra, Türkiye'nin diplomatik faaliyeti önemli ölçüde artmıştır. İşte tam da bu noktada Ankaradiplomatik bir merkez” olarak ortaya çıkmaya başladı.
Türkiye'nin Batı Balkanlar bölgesindeki siyasi sorunların çözümüne aracılık ederek bu merkezin odağına yerleştiği söylenebilir. Kim ne derse desin Ukrayna Savaşı sonrası Rusya’ya uygulanan yaptırımlar, Türkiye'nin transit potansiyelinin profilini yükseltmesi için fırsatlar yarattı. Ankara’nın parametrelerini belirlediği enerji politikası gereği Rusya ve Türkiye; başta Türk Akımı olmak üzere gaz projeleri ile yakından iç içedir. Rusya; Türkiye'nin doğalgaz ihtiyacının yüzde 45'ini karşılıyor. Bu, diğer herhangi bir tedarikçiden üç kat daha fazladır. 
Ayrıca Güneydoğu Avrupa ülkelerine gaz arzı Türk Akımı’ndan geçmektedir. Güney Gaz Taşıma Koridoru'nun Azerbaycan, Gürcistan, Türkiye üzerinden Güney Avrupa ülkelerine açılmasını unutmayınız.

Avrupa Birliği'nin Rusya'nın gaz bağımlılığından “kurtulması” bağlamında Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan ile müzakere etmek zorunda.

Neden mi?

Çünkü yaşlı kıta Avrupa’nın buna eli mecbur. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve diğer Türk yetkililer arasında AB, ABD, Rusya ve Ukrayna temsilcileriyle sık sık temas halinde olması, Türkiye'nin aralarındaki ilişkilerde arabuluculuk yapmasına olanak sağlıyor. Brüksel, gergin ilişkilere rağmen hem Putin'in hem de Zelensky'nin aynı anda dinlemeye hazır olduğu birkaç politikacıdan biri olduğu için Erdoğan ile müzakere etmek zorunda kalıyor.
Önce Rusya Federasyonu Başkanı Vladimir Vladimiroviç Putin, Türkiye’nin Rus doğalgazının Avrupa’ya dağıtımında merkez olabileceğini duyurdu. Ardından 14 Ekim'de Erdoğan, Ankara'nın Türkiye'de oluşturulacak gaz merkezinin güvenliğini sağlamak için tüm önlemleri alacağını ilan etti. Projeye göre, ülkenin Avrupa yakasında -Trakya'da- mümkün olan en kısa sürede uluslararası bir gaz merkezi oluşturulacak. 
16 Ekim'de Gazprom'un başkanı Alexei Miller, iki liderin Astana’da bu konuyu görüştüklerini Türkiye’deki yeni merkezi sayesinde, Kuzey Akım'daki terörist saldırılar nedeniyle düşen tüm gaz hacimlerini yeniden yönlendirmenin mümkün olacağını açıklamıştı. Enerjideki bir başka gelişmeyi de Rusya Devlet Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Aleksey Lihaçev müjdeledi; Sinop’ta nükleer güç santrali inşa edilmesine yönelik müzakerelere başlanılmış. Kıskananlar çatlasın!..
Ukrayna'dan 20 milyon tondan fazla tahıl ihracatı sorununun çözümü ve tarım ürünlerinin ihracatı için koridorların oluşturulması bile Türkiye'nin katılımı olmadan tamamlanmış sayılmaz. Çünkü deyim yerindeyse suyun başında Türkiye oturuyor. Türk makamlarının türbülans koşullarında transit fırsatlarını genişletme girişimleri netleşiyor. Türkiye, proaktif bir modeli test ediyor. 
Ankara, diplomatik ve enerji hizmetlerini empoze etmeye ve Rusya ile Batı arasında bir köprü olmaya çalışarak mevcut durumdan en iyi şekilde yararlanmaya çalışıyor. 
Türkiye kendi “entegrasyon alanları” formatını geliştirdi. Recep Tayyip Erdoğan'ın Batı Balkan ülkelerine yaptığı resmi ziyaretler sırasında, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA), geleneksel olarak belirli bir ülkede belirli bir dönemde uygulanan kültürel ve insani projelerin sayısına ilişkin istatistikler yayınlıyor.

Buna göre 990’dan fazla proje hayata geçirilmiştir. Sırbistan'a gelince, son 30 yılda 340'tan fazla proje uygulandı ve Hırvatistan'da 2015'ten 2022'ye kadar yaklaşık 100 proje uygulandı. Son yıllarda kültürel ve insani politikalarıyla Türkiye'nin kendisini bölgedeki Müslüman toplumun koruyucusu olarak konumlandırdığı genel olarak kabul edilmektedir. 
Bosna Hersek, geleneksel olarak Batı Balkanlar'daki Türk dış politikasının bir "direği" olarak hareket etmiştir, ancak Türk kültür ve insani politikasının Müslüman bileşeninin, Müslümanların nüfusun önemsiz bir bölümünü oluşturduğu bölge ülkelerine bile nüfuz etmesi dikkate değerdir.
Rus ordusunun Ukrayna operasyonlarını başlatmasından bugüne Sırbistan, kendisini yaptırımların örsünde ezmeye çalışan Avrupa Birliği'nin baskısı altında. Son yıllarda, Aleksandar Vučić dönemindeki Sırp politikası, Rusya ile AB arasında bir dengeleme sistemi kurmayı amaçlıyor. Bir yandan Avrupa yanlısı yolun ve Avrupa Birliği'ne katılımın değişmezliği, diğer yandan Rusya Federasyonu ile dostane ilişkilerin desteği ilan ediliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Sırp lider Aleksandar Vučić arasındaki yakınlaşma birçok balkan liderini kıskandıracak şekilde.

ABD şimdiden 2023 seçimlerini kazanacak partiyi ilan etti!..

Millet İttifakını oluşturan iki büyük parti CHP ve İYİ Parti, ABD yönetimi ile temas arayışında. İki partiden de heyetler kıtalar arası yolculuğa çıkıyor, Okyanus ötesinden icazet koparmaya çalışıyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun eli, bu geziden boş dönmüştü. Amerikalılar vahşi kapitalizmin rahlei tedrisinden geçmişler, kâr ne zarar ne çok iyi biliyor. Ayrıca tüm güçlerini ve kanallarını kullanarak Türk halkının politik eğilimini ve 2023 seçimlerindeki siyasi tercihlerini çoktan tespit etmişler.
Ortadoğu'daki Amerikan çıkarlarına ilişkin dengeli ve gerçekçi bir anlayış geliştirmek ve bunları güvence altına alan politikaları teşvik etmek amaçlı faaliyet gösteren Washington Enstitüsü Türkiye Araştırmaları Programı direktörü Soner Cagaptay’ın çok ilginç bir tespiti var.

-Soner Çağaptay-

Diyor ki; “Erdoğan bir bakıma modern bir Bismarck, ülkesinin komşularını ve hasımlarını zekice dengeleyen bir devlet adamı gibi. Türkiye, birçok çatışma bölgesinin ve gücün ortasında yer almaktadır; yine de önemli bir güç komisyoncusu olmayı başarıyor ve iş yaptığı ülkelerin çoğunu kendisine bağımlı hale getiriyor.

Öte yandan, Türkiye ekonomisi, Rusya'dan ve Erdoğan'ın Ankara'nın bağlarını yeniden kurmaya çalıştığı zengin Körfez ülkelerinden gelen taze nakit enjeksiyonları sayesinde, işler yolunda giderse, 2023 seçimlerini kıl payı kazanabilir; ayrıca daha fazla otokratik önlemleri benimseyebilir ve eş zamanlı olarak kadınları, LGBTQ topluluğunu, Kürt milliyetçilerini, liberalleri, solcuları ve Türk toplumundaki diğer savunmasız ve muhalif grupları hedef alan nativist popülist politikalarını ikiye katlayabilir.

Nasıl yaklaşırsanız yaklaşın, 2023 seçimleri, 1950'de ülkenin ilk özgür ve adil oylamasından bu yana Türkiye'nin en tarihi seçimi olacak.”

Şimdiden hayırlı olsun!

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

Seçilmiş Kaynakça

https://www.wsws.org/tr/articles/2022/09/19/turk-s19.html

https://globalaffairs.ru/articles/neprisoedinenie-serbiya-i-turcziya/

https://www.washingtoninstitute.org/policy-analysis/bismarck-bosporus

https://turkish.aawsat.com/home/article/3936336/ab-ukrayna-içiin-askeri-eğiitim-misyonu-kuruyor

https://www.fpri.org/article/2022/02/turkeys-careful-and-risky-fence-sitting-between-ukraine-and-russia/

https://www.1tv.ru/news/2022-10-13/439581-glava_gazproma_aleksey_miller_dal_eksklyuzivnoe_intervyu_pervomu_kanalu

https://russiancouncil.ru/analytics-and-comments/columns/europeanpolicy/khochu-byt-vladychitsey-morskoy-turtsiya-kak-potentsialnyy-posrednik-na-zapadnykh-balkanakh/

https://www.nato.int/docu/review/tr/articles/2022/07/07/rusyanin-ukraynayi-isgali-ve-uluslararasi-guevenlik-nato-ve-oetesi-acisindan-sonuclari/index.html
https://iz.ru/1412536/2022-10-19/erdogan-zaiavil-o-dogovorennosti-s-putinym-po-gazovomu-khabu-v-turtcii?utm_source=smi2&utm_medium=agregator&utm_term=43885
https://www.dikgazete.com/yazi/chp-lideri-kilicdaroglu-nun-fos-abd-gezisi-ve-hacer-foggo-yu-fonlayanlar-4925.html

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI