Anadolu insanının bağrı biraz yanıktır. Memleket için malını canını ortaya koymuş; düşmanı savuşturmuştur. Uzun süre devletin yönetim kadrolarında kendisine yer verilmemiştir.
Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran irade, Cumhuriyet Halk Partisini milletin avucuna bırakıvermiştir. CHP’liler devleti kurmakla övünürler. Gerçekten de kim devlet kim CHP iç içe geçmiş; birbirinin yerine ikame edilmiştir.
Bağrı yanık dedik, Anadolu insanının. İhtiyaç duyduğunda devletin sert/ zorba yüzüyle karşılaşmıştı.
Modern Türkiye’nin kurumsallaşmasında CHP’nin de parmağı var. Zorla dayatılan yaşam tarzını kabul etmeyen halk, gözden ve gönülden uzak tutulmaya çalışılmıştır.
CHP’nin tutum ve tavrı, halkın hafızasında derin iz bırakmıştır. Minarelerde yabancı sesler işitilmiş; millet ne camide namaz kıldıracak ne de cenazesini kaldıracak imam bulamıyordu...
Bunlar yaşandı.
İnsanımız en doğal yaşam hakkı; inanma ve inandığına ibadet etme hakkından mahrum bırakıldı.
Arif Nihat Asya’nın ‘DUA’ şiirinde; Türkiye’nin yansımasını görürüz.
“Biz, kısık sesleriz... minareleri,
Sen, ezansız bırakma Allahım!
...
Müslümanlıkla yoğrulan yurdu,
Müslümansız bırakma Allah'ım!”
Ne zaman ki sandıklar, seçmenin hür iradesine teslim edilmiş; işte o zaman halk, CHP’yi veto etmiştir. Anadolu insanı, CHP’yi çok iyi biliyor/ biliyoruz.
CHP, kendisini düzeltmeli ve halk ile barışmalıdır.
38. Kurultayda genel başkanlığa seçilen Özgür Özel, bu durumu, CHP için fırsata çevirmelidir.
Burada CHP seçmenine kesinlikle eleştiri getirmiyorum. Hür iradeleri ile CHP’yi destekleyerek sahip çıkabilirler. Bu onların en doğal hakkı.
Burada eleştiriyi, parti yönetimi ve elit kadroya yapıyorum. Kemal Kılıçdaroğlu; kendisinin de kabullendiği “Bay Kemal” figürüne dönüşmesi; Türkiye siyasetine bir hayli renk kattı. Siyasi gafları, toplumun bazı temel değerlerine aykırı tavrını görmezden gelebiliriz; bazen insan, içinde bulunduğu durumun sıkışıklığından hata edebilir, istenmeyen davranışları sergileyebilir.
Bay Kemal, eşi Selvi Hanım’ın da söylediği gibi nazik, kibar, naif ve tartışmayı beceremeyen bir insandı. Umarım Siyaset Tarihi derslerinde Bay Kemal epey bir yer alacak. Örnek vaka olarak işlenir.
CHP, İkinci Yüzyılına; Demokrasi ve Birlik sloganı ile 38. Kurultayını yaparak girdi.
Ama ne kurultay!..
Her şey bitti; Bay Kemal tam çekilecek derken, ne olduysa ikinci tura gidildi.
Kaset skandalı ile hiç beklenmedik bir şekilde CHP Genel Başkanlığı koltuğuna oturan Bay Kemal, kendi ifadesi ile sırtından hançerlenerek o koltuktan beklenmedik bir şekilde kaldırıldı.
Girdiği her seçimi kaybeden Kemal Beyi, koltuğa oturtan ve yine o koltuktan kaldıran elbette delegenin gücü değildi.
Bay Kemal’in kaybettiği her seçimde yanı başında duran Özgür Özel de elbet delegenin salt gücü ile o koltuğa oturmadı.
Kemal Bey, sırtına saplandığını söylediği hançerin ucundaki parmak izini ararsa kimlerin o hançere el attığını görecektir.
“Gençlerin Demokrat Dedesi/ Amcası” vardı bir zamanlar. Mutfaktan siyaset yapmaya kalkışması ve bir de “Beyaz Gömlekli Adamlar” ile Türkiye’nin yönetimi için mücadele eden Kemal Kılıçdaroğlu’nun solun binbir tandanslı/eğilimli gruplarını bir arada tutması, sağ/ milliyetçi muhafazakâr partiler ile ittifak kurması ve hatta Demirel’in çevresinden sağ kökenli milletvekillerini CHP çatısı altında tutması bir hayli ilginç.
Bay Kemal bir vardı bir yoktu.
Kemal Bey’in üstüne kapanan perde açılınca sahnedeki Özgür Özel alkışlandı.
Genel Başkanlığa seçilen Özgür Özel’i tebrik ederiz. Milletimiz, ülkemiz ve coğrafyamız için hayırlı adımlar atacağından emin olmak isterdim.
Türkiye Cumhuriyeti, daha yeni yeni kendine geliyor. Ismarlama/ çeldirme yöntemleri kullanılarak ve darbelerin karanlık dönemlerinde dayatılan anayasanın ağır yükünü üzerimizden henüz atamadık. Bir an önce Anayasamız tazelenmeli ve içerisinde barındırdığı tortular temizlenmelidir.
Uluslararası arenada Şeytan Şebekesinin kurduğu sahte düzeneklerin enerjiye ihtiyacı var. Gerçek manada bu enerji, bildiğiniz fosil kaynaklarından elde edilen petrol ve doğalgaz gibi yakıt. Toplumların yaşam enerjileri de sömürülüyor. Küresel Güçler, değirmenin çarkını şimdilik çevirebiliyor.
İhtiyaç duydukları enerjiyi temin etmek için burnumuzun dibine kadar sokuldular. Suriye, Akdeniz ve şimdi Gazze’de ateş yanıyor. Gazze’yi ateşten çekip alamaz isek o ateş bizi de yalayıp yutar.
Beşerî haklarımız: insan olma, inanç hürriyeti ve nesillerin güvenliği; elimizden alınmak isteniyor; nihai hedef bu.
Elbette bu çılgınlığı, vahşeti durdurabilme kapasitesine sahibiz. Yeter ki kişisel gelişimimizi tamamlayıp; tüm donanımları kuşanmalıyız. Az kaldı; Şeytan Şebekesinin Çarkına ‘ÇOMAK’ sokulacak.
Bunları neden yazdım?
Bay Kemal, daha dün Amerikalı danışmanlar ile çalıştığının cakasını sattı. Bay Kemal ayrıca İngiltere ve Amerika’nın karanlık dehlizlerinde dolaşarak; bulduğunu iddia ettiği kirli / gri parayı, anasının ak sütü gibi helal ve temiz olduğunu söyleyerek Türkiye’ye taşıyacağını vaad etmişti.
Kemal Beyin yurtdışında iktidar arayışları sürerken tabii ki yanında Özgür Özel de vardı.
CHP’nin yeni başkanı Özgür Özel, ilk konuşmasında laikliğe şiddetli vurgu yaptı. Kişisel olarak Özgür Özel; laikliği benimseyebilir. CHP’nin temel dinamiklerinden birisi de tabii ki laiklik.
İslam’ı bir bütün olarak benimseyen ve yaşam tarzı olarak kabul eden Anadolu insanı, halen bir takım medyada haber oluyorsa; çocukların Kur’an eğitimi engellenmeye çalışılıyorsa, buna CHP’nin itiraz edebileceğini bekleme hakkımız var.
Çocuklarımızın istikbali, parlak neon ışıkları altında çar-çur edilemez. Milletimizin yüzlerce yıldan beri biriktirdiği ve koruduğu yaşam tarzı; peşkeş çekilemez.
CHP’den çok şey mi bekliyoruz?
Tabii ki hayır. Ama bu coğrafyada siyaset yapanlar lütfen halkın istek ve taleplerini göz önünde bulundursun.