Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Sayın Vladimir Putin 5 Ağustos 2022 tarihinde Rusya’nın Soçi kentinde bir araya geldi.
Bir semtten diğerine, büyükşehirde bir ilçeden öbür ilçeye gitmenin bir hayli yorucu ve meşakkatli olduğunu biliriz.
Sayın Cumhurbaşkanının günü birlik İstanbul’dan Soçi’ye gitmesi kayda değer.
Soçi, her ne kadar Rusya Federasyonu’nun bir şehri olsa da sanki Moskova’dan ayrı bir havası var. Yani tarafsız, uluslararası toplantılara açık bir şehirmiş gibi.
Bir Karadeniz şehri olan Soçi kimbilir; bir Rize bir Trabzon gibi yakın bize.
En son Tahran’da 3 liderin “Astana Formatı” çerçevesinde bir araya gelmesinden 17 gün sonra Soçi’de Erdoğan ile Putin buluşması; masadaki dosyaların çözümündeki aciliyeti gösteriyor.
Toplantı sonrasında açıklanan bildiri ile mesafe katedildiği anlaşıldı.
Tahran demişken Soçi görüşmesinde Tahran’ın da yer almayışı dikkatimizden kaçmadı.
Demek ki Tahran, iki tarafın da isteği doğrultusunda Soçi’ye davet edilmedi. Bu da toplantıda görüşülen konuların öncelikle iki tarafı ilgilendirdiğini gösteriyor. Ayrıca Suriye meselesinde Rusya, Türkiye’ye daha yakın duruyor.
Ukrayna - Rusya krizinden sonra Putin ile NATO üyesi Türkiye’nin görüşüyor olması; Birleşmiş Milletler, NATO ve Avrupa Birliği açısından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Bölgesel ve Küresel Meselelerde; etkin insiyatif alan tek lider olduğunu gösteriyor.
Tabii bu durum, Türkiye’nin “Arabulucu Ülke” olması vasfını da pekiştirdi. Bundan sona Uluslararası/ bölgesel problemlerde gözler Türkiye üzerinde olacak.
Türkiye; Ukrayna - Rusya krizinde “Aktif Tarafsız” kalarak ülkeler arasındaki açık kapı diplomasisini rahatlıkla sürdürebildi.
Türkiye, bir nevi masada batı adına da müzakerede bulunuyor. Hem Putin hem de Batı/ NATO bunun farkında.
İstanbul Tahıl Koridoru Anlaşması sonrası Ukrayna Tahılının sevkiyatının başlatılmasının da Soçi’de görüşmenin daha samimi olarak gerçekleşmesinde etkili olduğunu unutmayın.
Türkiye tabii ki Ortadoğu’nun “Jandarması” değil. Değil de Tek Kutuplu/ Hegamonik Küresel Güçlerin tetiklediği her türlü çatışma/ savaş ortamında; Türkiye, “GÜÇ”ün yanında değil de “HAK”kın yanında yer alıyor.
“İnsani Diplomasi” adı verilen yeni dış politikası, Türkiye’nin geçmişe dayanan ve geleceğe de aktarılacak olan dayanışma/ bütünleşme arzusunu içeriyor. Bu durum hem Türkiye’nin bekası için hem de komşularının güvenliği için umut verici bir durum.
Soçi’nin en vurucu vurgusu, Suriye’deki Terör Örgütlerine dur denilecek olması. Terör örgütünden kasıt: PKK Çatı Terör Örgütü.
İdlib’in özel statüsü devam ediyor. Her iki taraf, daha önce kapsamlı bir anlaşma yapmıştı zaten. Devam eden bir mekanizma burada işliyor. Bu sebeple İdlib, masada yer almadı.
PKK Çatı Terör Örgütü bileşeni PYD ve onun silahlı uzantısı YPG; Suriye Demokratik Güçleri (SDG) adı altında Amerika’nın askeri ve siyasi desteği ile Suriye’nin Kuzey ve Kuzeydoğusunda, De Facto (uluslararası sözleşmelere aykırı/ tanınmıyor) devlet görünümlü “Özerk Yönetim” adı altında halk üzerinde terör estiriyor.
Türkiye’nin Güvenliğini de tehdit eden bu yapı, kısa zamanda sonlandırılacak.
Türkiye, Soçi’de kararlı olduğunu hem Rusya’ya hem de Amerika’ya bir daha hatırlattı.
Bu durum habire masada yer almayacak artık.
Rusya bundan sonra Suriye’de sahada ilerleme sağlayacak olan Türkiye’ye yer açacak ve engel teşkil etmeyecek.
Türkiye, Suriye Hava Sahasını da aktif olarak kullanacak.
Rusya bu konuda güvence verdi muhtemelen.
Rusya şunun farkında; özellikle Astana Süreci ile birlikte bölgede Türkiye ile işbirliğini sürdürmek zorunda.
NATO’nun Rusya’yı sıkıştırdığı güncel durumda, Rusya; Karabağ ve Ukrayna meselesinde Türkiye’nin aktif rolünün olduğunu biliyor.
Türkiye bir “Oyun Kurucu”.
Her iki ülke, bazı konularda anlaşamasa da rahatlıkla görüşebiliyor. Çözüm peşinde olduklarını deklare ediyor.
Amerika ve Avrupa Birliği; Türkiye - Rusya yakınlaşmasından memnun mu?
Cevap vermek biraz zor.
Batı İttifakı; Türkiye’nin avuçta tutulabilecek bir devlet olmadığının bilincine vardı.
Avrupa’nın kılcal damarlarına kadar hayat sürdürebilmesi için de Rusya’nın enerji kaynaklarına ihtiyacı var.
İşte tam bu noktada Türkiye duruyor.
Kış, bu sene Avrupa için çok Soğuk geçecek.
Vladimir Putin: "Avrupa, Rusya'dan kesintisiz doğal gaz akışı nedeniyle Türkiye'ye minnettar olmalı. Tahıl ürünlerinin sevkiyatı için Türkiye'ye teşekkür ediyorum. Tüm bunlar, sizin kişisel çabanız sayesinde mümkün olabildi."