Çin’in dünyaya anlatacağı bir hayli hikayesi var. Rusya-Ukrayna Savaşı son sürat devam ederken; Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in Moskova ziyareti çok konuşuldu. Halen konu ile ilgili farklı platformlarda Çin masaya yatırılıyor.
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Moskova ziyaretiyle diplomatik gücünü ispat etti. Si Cinping, 3. Kez Çin Komünist Partisi (ÇKP) Genel Sekreterliğine ve Devlet Başkanlığına seçilmesi ile bireysel gücünü pekiştirdi.
Şi Cinpingin’in deyimi ile “Çin ve Rusya, Dağlar ve nehirlerle birbirine bağlanan iyi komşu ve güvenilir ortaklar.”
Şi, RIA Novosti Haber Ajansı ve Rossiyskaya Gazeta’ya yazdığı makalede, Moskova ziyaretini; “dostluk, iş birliği ve barış yolculuğu” olarak anlattı. Şi’ye göre, Rusya ve Çin arasında yepyeni sayfalar açılacaktı.
Çin, dünyaya; Rusya ile birlikte işbirliği ve ortak kalkınma için yeni bir sayfa açtığını söylüyor.
Çin, aslında diğer devletler ile de aynen Rusya’da olduğu gibi yeni sayfalar açılabilecceğinin mesajını veriyor. Çin için şeffaf bir şekilde çok yönlü ve katmanlı işbirliği çerçevesinde başarılı olunması, çok büyük bir siyasi kredi olarak var sayılıyor.
Çin ve Rusya’nın etkileşim ve ortak güç gösterisi; Amerika çizgisinde açıkta kalmış devletleri mıktanıs gibi Çin’e çekecek.
Uluslararası Sistemde kaos devam ediyor.
İşin aslına bakarsanız; sistemin temel aktörleri çatışmadan hoşlanıyor. Bölgesel güçleri sindirmek için çatışmaları teşvik ettikleri biliniyor.
Çatışma ortamında, devletler bölgesel ittifaklardan uzaklaşıyor. Kırılgan yönetimlere sahip olan yönetimler sendeliyor.
Ukrayna’ya silah takviyesi, savaşın sürdürülmesine yarıyor.
Savaşın uzaması ile Ukrayna şehirleri, şimdiye kadar görülmemiş bir şekilde tarumar oluyor.
Rusya ise askeri, siyasi ve ekonomik olarak çökertilmeye çalışılıyor. Her iki ülkenin de genç nüfusu, cephede tüketiliyor.
BM, Ukrayna’daki savaşın sonlandırılması için yetersiz kalmakta.
Çin Devlet Başkanı, bu durumun farkında ki Moskova’ya iner inmez; “Rusya ile birlikte BM merkezli uluslararası sistemin güçlendirilmesi için çaba göstereceklerini” söyledi.
Amerika’nın öncülüğündeki işlevsiz BM’den Çin-Rusya ortaklı yeni bir BM ortaya çıkabilir mi?
Çin, tatbik ettiği politika ve diplomasi ile bu işi halledebileceğini vadediyor.
Dünya ne kadar istikrarsız hale gelirse, Çin ve Rusya'nın ilişkilerini istikrarlı bir şekilde ilerletmesi o kadar zorunlu hale geliyor.
Çin; Ukrayna’nın egemenlik haklarına saygı gösterilmesini kabul ediyor ve destekliyor. Fakat. Aynı şekilde Rusya’nın güvenlik kaygılarının giderilmesini istiyor.
Barış, kalkınma, adalet, insan hak ve onuru gibi evrensel değerler, giderek daha fazla ülke tarafından talep edilir hale geldi.
Evrensel/ kalıcı barış ve küresel güvenlik için uluslararası toplum koordineli çalışmalıdır. Amerika’nın başını çektiği büyük güçlerin, tek kutupluluğu gündeme tekrar almaları; teknik olarak sürdürülebilir olmayacaktır.
Tek kutuplu sistemde hegemonik güçlerin; despot ve zorbalık eylemleri dünyayı tehdit ediyor.
Çatışma ve kaos ortamından beslenen Amerika, ulusların demokrasi taleplerini karşıla(ya)mıyor. Batı karşıtı yeni bir dünya kuruluyor.
Şi Cinping’e göre; "Evrensel bir hükümet modeli yok ve belirleyici sözün tek bir ülkeye ait olduğu bir dünya düzeni yok".
Çin, dünyaya yeni bir yönetim modeli teklif ediyor.
Şi’ye göre Modern Çin, dünyada en ileri demokrasiyi tatbik eden ülkelerden biri. Tabii, bu arada her devletin kendisine göre bir yönetim anlayışı olduğunu söylemeyi ihmal etmiyor.
Çin, dünyayı fabrikalardan oluşmuş sosyal bir yapıya benzetiyor. Çin ise bu fabrikaların içerisinde en büyük fabrika.
Uluslararası sistemde köklü değişiklikler bekleniyor.
Mevcut sistemin yalpalandığı, krizlere çözüm üretemediği ortada. Şi’ye göre; “Karmaşık sorunların basit çözümü yoktur”. Tüm tarafların ortak katılımı, insiyatif almaları, kapsamlı ve sürdürülebilir şekilde iş birliği ile ortak sorunlar çözüme kavuşturulabilir.
Kriz dönemlerinde sakin kalabilmek, krizi çözmek için önemli bir merhaledir.
Şi; küresel sistemde barış taraftarı bir çizgide olduğu görüntüsünü vermek istiyor.
Barış için tarafların ortak ve eşit şekilde diyaloğa geçmesini teklif ediyor.
Şi, barıştan bahsederek, sistemde “yapıcı rol oynayan” küresel bir devlet adamı olarak görülmek istiyor.
Çin; küresel olayları şekillendirebilecek bir güç imajı çiziyor.
Çin, burada boy göstererek, dünya meselelerine bireysel olarak müdahale etmeye başlamıştır.
Diplomatik ilişkilerini sıfırlayan ve birbirilerine karşı çatışmacı dil kullanan Suudi Arabistan ve İran’ın Çin’in arabuluculuğu ile masaya oturmaları, dünyada şaşkınlıkla karşılandı. Bu durum, Çin’in hanesine “büyük bonus” olarak kaydedildi.
Modern Çin’i kurgulayan ve kurucu devlet başkanlığı da yapan Mao Zedong’un uzun süreli savaş doktrinini yeniden düzenleyen Çin, halkını uzun soluklu mücadele ortamına sevk etti.
Halk güçleri birleşerek düşman karşısında durmuştu. Daha sonra adından sıklıkla söz ettiren Çin Devlet Başkanı Deng Xiaoping döneminde Çin Dış Politikasında “Hoşgörü ve Çin Sabrı”nı yücelten söylem hakim oldu.
Çin, sadece önüne bakıp, etrafıyla ilgilenmeyen bir insan gibi yoluna devam etti.
Şi Cinping, Uluslararası sistemde var olmak ve sözünü dinletebilmek için yeni eylem planı hazırlamalıydı. Batının güçlü olduğu, Çin’in zayıf ve gelişmekte olan ülke sınıflandırılmasından çıkması gerektiği açıkça dillendirildi.
Dış politikada; “Diz Çökmenin bir Çin Geleneği” olduğu artık söylenilmeyecekti.
Çin, 21. Yüzyıla uyanan bir aslandı.
Dünya, küresel bir köyden ibaretti. Çin’in sesinin köyün en ücra köşesine kadar yayılmasını istiyordu. Bunun yolu dijitalleşmekten geçmekteydi.
Dijital Çin’in var olması için kollar sıvandı. Çin, dünyadaki internet iletişiminde Amerika’ya alternatif internet ağları oluşturmak için teknolojik arayış içerisinde.
Çin; “Dijital İpek Yolu Projesi”ni kendi ulusal çıkarları için aktif hale getirmeye çalışıyor.
Çin, pasif tarafsız ülke konumundan aktif tarafsız ülke konumuna çoktan geçiş yaptı.
Sistemdeki jeopolitik boşlukları yakından takip ederek, müdahale edebiliyor.
Çin Rüyasının yaşanabilir hikayeye dönüşmesi, bir film ile başladı.
Çin Hükümeti’nin desteği ile hazırlanmış Wolf Warrior II (Kurt Savaşçı) filmi, 2017’de sinema gişelerinde ilk yüze girer.
Bu ideolojik filmin konusu, adı belirtilmeyen bir Afrika ülkesinde geçer; bir grup sivil Çin vatandaşı, terörist ve uyuşturucu mafyasının elinde rehinedir. Kurtarılmaları için vakit daralmakta, yerel idareciler bir şey yapmamaktadır.
Çin Özel Kuvvetleri’nde önceden askerlik yapan kahramanımız devreye girer. Olağan üstü çaba ile Çin vatandaşları kurtarılır.
Filmdeki replik/ slogan: “Çinlileri gücendiren kim, ne kadar uzakta olursa olsun ortalıktan kaldırılacaktır”.
Benzerini daha önce Amerikan filmlerinde gördüğümüz bu sahne ile Çin; dünyaya meydan okumaktadır.
Çin, artık uluslararası ilişkilerde aktif katılan ve sorumluluk alan bir ülkedir. Böylelikle batı ile uzlaşmanın ötesine geçer.
Çin diplomatlarının Covid/ Pandemi döneminde, agresif tavır takınmaları üzerine; filmden yola çıkılarak Çin Diplomatları “Savaşçı Kurtlar”a benzetilir.
Çin, başta “kriz üreten ülke” çağrışımı yaptığını düşündüğü bu tanımlamayı ret eder. Fakat daha sonra “Kurt Savaşçı” ifadesini benimseyen Çin; bu durumu dünya kamuoyuna duyurur.
Çin; kamu diplomasisini kurumsallaştırma ve meşrulaştırmak için “Savaşçı Kurt Diplomasisi” tabirini kullanmaya başlar.
Çin’in “Savaşçı Kurt” diplomasisini başlatan Şi Cinping’in ta kendisiydi.
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping liderliğinde 21. Yüzyıl, Çin’li diplomatlar tarafından benimsenen saldırgan bir diplomasi tarzı olarak tanımlanıyor.
Çinli diplomatlar tarafından kavgacı retoriğin kullanılması ve tam yetkili makamın, Çin eleştirilerini çürütmeye ve tartışmalarda sosyal medyada aktif olarak sürdürülüyor. Çin’i uluslararası sistemde engellemeye çalışanlara karşı; her bir diplomat, mücadele ruhu içerisinde ortak tutum ve tavır almak zorundadır.
Çin Kültüründe Kurt; kana susamış/ zalim bir canavar karakteri olsa da aynı zamanda adaleti temsil eden, grup mücadelesinde bireylerin yılmaz savunucusu ve amansız saldırgan ruhunu temsil etmektedir.
Pekin'in yumuşak güçten sert güce geçiş kamu diplomasisi, sırasıyla “Panda diplomasisi” ve “Kurt savaşçı diplomasisi” terimleri kullanılarak özetlenebilir. Panda diplomasisi, Çin'in endemik hayvanını diplomatik bir kaldıraç olarak kullanması olarak açıklanabilir.
Dev pandaların doğal yaşama alanı sadece Çin’de yer alıyor. Yazılı kaynaklara göre; Çin, ilk defa MS. 685 yılında Japonya’ya bir çift panda gönderir. Çin, iyi niyet göstergesi olarak pandalar göndererek, güçlü bir ideolojik bağlılık ve bir dostluk jesti yoluyla diğer ülkelerle bağlarını güçlendirmeyi amaçlıyor.
Savaşçı Kurt Diplomasisinin arka planında Çin’in kendi gücüne güvenmesi yer alıyor.
Çinli diplomatlar, Çin’in sahip olduğu; jeopolitik, jeoekonomik, jeodemografik (nüfus), jeostratejik güç ile örtüşen ses tonu ve mütevazi/ alçakgönüllü tavır takınarak diplomatik mücadelelerini sürdürmektedirler.
Dış politikada bireysel olarak diplomatlar yok; devasa Çin konuşulmaktadır. Bunun için diplomatların heybesinde anlaşılabilir Çin Hikayesi olacaktı.
Kurt savaşçı diplomasisinin en önemli özelliği, “tam yetkili” anlamına gelen aşırı milliyetçilik, ne pahasına olursa olsun Çin yönetici siyasetini savunacaktır.
Bazı olaylar, bunu sadece karşıt sözlerle değil, aynı zamanda saldırgan davranışlarla da gösterir
Batıdaki krizler, Çin’in işini kolaylaştırmaktadır.
Şi Cinping’e göre batı, gerileme trendine girmiş, doğu ise yükselmeye devam etmektedir. Çin, batının ölümünü seyreden bir kibir hali içerisindedir.
Çin, birçok ülkede olduğu gibi mevcut diplomatik kurum ve anlayışı miras almıştı.
Şi, kendi diplomatlarına yaptığı çağrıda; dünya siyasetine yön verilmeden önce ÇKP öncülüğünde kendi işlerini iyi yapmalarını ve Çin’in modernleşmesine katkıda bulunmalarını istiyor; Çin gibi kalabalık bir ülkede toplumsal kalkınma ve modernleşmenin zor olacağı öngörüsünü kabul etmiyor.
Toplumsal bazda modernleşme; kültürel/etik değerlerin modernleşmesi, insanlık ve doğa arasındaki bağın modernleşmesine dayanıyor.
Bu yazı, ne Çin’i ne de Şi Cinping’i övmek için yazılmadı. Sadece Çin Diplomasisine bir projektör tutmak amacıyla yazıldı.
Not:
Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu; Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin temsiliyeti noktasında adeta “Savaşçı Kurt Diplomasisi” uygulamaktadır. Gerek yurt içi gerekse yurt dışı toplantılarda hem mevkidaşları hem de basına karşı üst perdeden, net ve anlaşılır açıklamalarda bulunmaktadır.
.
Mehmet Yıldırım, dikGAZETE.com
https://www.imdb.com/title/tt3540136/
https://bitterwinter.org/predatory-nature-why-chinas-wolf-warrior-diplomacy-is-here-to-stay/?gclid=CjwKCAjwzuqgBhAcEiwAdj5dRsFr3rM0z011aB4kYvv2OgK1s22dnNaTTkgqnwv8btNQ4rofAGSW0RoClOAQAvD_BwE
https://foreignpolicy.com/2023/01/11/china-wolf-warrior-zhao-lijian-diplomacy/
https://english.cctv.com/2021/06/07/ARTICwpOvuxNAAwkd4nBZ72v210607.shtml
https://english.news.cn/20230320/208baba76dc14ed78d308bfa32b9d4e2/c.html
https://www.bbc.com/news/world-europe-64986486
https://www.npr.org/2023/03/19/1164622707/china-xi-jinping-russia-putin-ukraine-diplomacy
https://censor.net/en/news/3406284/xi_jinping_will_visit_russian_federation_on_march_2022_kremlin