Dijital Jeopolitik
Küresel Güçlerin çatışma ortamını körüklemesine rağmen, Türkiye’nin de içinde yer aldığı; Dünya Düzeninin yeniden yapılandırılmasını isteyen devletler çağı başladı.
21. Yüzyıl teknolojide olağanüstü gelişmeleri gördü. Coğrafi jeopolitik konum önemini yitiriyor. Çünkü alternatif koridorlarla birlikte dijitalleşme; yeni jeopolitik alanların ortaya çıkışını hızlandırıyor.
Ulus devletler çağı kapanıyor mu? Sınırlar artık geçilemez değil. Bundan kastım yasadışı kaçak göçler değil. Belge ve bir miktar para ile ulaşımın önündeki engel kalktı. Sınırlar anlamını yitiriyor.
Yapay zekâ jeopolitiği çağı başlıyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun karanlık gündemi, sınırların olmadığı, çipli insanların dijital kimlik ve bankacılıkla takip altına alındığı bir yeni dünya düzeni modeli ortaya koyuyor.
Dijital Çağı ne ret etmek ne de tamamen kabullenmek zorunda değiliz. Etkileşim olacağı açık. Dijital Çağın kölesi olmaktansa etkin bir şekilde kendi özümüz için dönüştürerek kullanmalıyız.
Demografi sadece insan kaynağı değil, malların ve hizmetlerin satılacağı Pazar demek. Pazarda etkin olmak istiyorsanız sahip olduğunuz insan kaynağının donanımını arttırmak zorundasınız.
Bilgiye ulaşmak çok kolay. Önemli olan bu bilginin tüm kesimlere faydalı bir şekilde dağıtılması ve toplumun hayrına kullanılması için gerekli çabanın gösterilmesi şart.
Fiziki coğrafya yerini sanal coğrafyaya bırakıyor. Fiziki coğrafyanın yükseltileri ve çukurları, yerini sanal coğrafyanın şifrelenmiş verilerine bırakıyor. Şifreleri kırabildiğin ölçüde güçlüsün.
ABD’nin Rusya ile artan diyaloğunu, dijital tek kutuplu düzene geçiş için uğraş verdiği şeklinde düşünebiliriz.
Geleneksel savaş araçları henüz miadını doldurmasa da yapay zekâ otonom sistemleri geleceğin savaş alanlarında kullanılacak.
Yeni jeopolitik büyük oyunda kalmak için; açık bilgi toplumları uydurulmuş/ karartılmış bilgi içerisinde şaşırmadan yola devam ederek ilerlemeliyiz. Gerçek ve sanal dünyayı yönetmeyi bilmeliyiz.
Dünya, ekonomik ve siyasi gücün yeniden dengelenmekte olduğu bir tarihsel dönüşüm/ kırılma içerisinde.
Türkiye, Brezilya, Nijerya, Endonezya, Mısır gibi ülkelerin adı gelecek yıllar içerisinde oluşacak güç merkezleri arasında geçiyor.
Su kaynakları, tarım alanları ve lojistik yollar için savaşlar ortaya çıkacak. Tedarik zincirleri; toplumlar arasındaki iletişimin seyrini değiştirebilir.
Ekolojik ve sosyal yapısı güçlü, dinamik toplumlar; dijital çağın yıkıcı etkilerine karşı daha dirençli olacaktır.
Silahlı Güç Odakları, Dijital Güç Odakları ile yer değiştirecek. Dünya üzerinde yeni Dijital Hükümet Sistemleri kurulacak. Dijital Kimlik ile dünya vatandaşlığına adım atılacak.
Dijital sistemler üzerinden; Özgür Vatandaş halimiz denetlenecek. Adına özgürlük denilirse…
Amerika, Çin, Rusya ve Avrupa ülkeleri arasında Dijital Konsensus/ uzlaşma arayışları mevcut. Türkiye, dijitalleşme imkanına sahip ve Dijital Konsensusta yerini alacak.
Türkiye, kamu ve sivil toplum kuruluşları ile birlikte, Dijital Jeopolitiği; İnsanlaştırmalı, İslamlaştırmalı. Haklı olanın aynı zamanda güçlü olması lazım. Barış, adalet ve insanca yaşamak için dijital yaptırım gücünüz olmalı.
Bireyler olarak gücümüzün yettiği kadar, imkanları seferber edip hazırlıklı olmalıyız.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçmişte söylediği gibi; “İnsanların taciz edildiği, dolandırıldığı, onurlarının kırıldığı, lince tabi tutulduğu ve her türlü hakkının ihlal edildiği böyle bir sanal dünyaya asla teslim olmayacağız.”
Türkiye Yüzyılından Türkiye Siber Güvenlik Yüzyılına atılan adımlar; insanlık için büyük bir gelişme olacak.
Dijital feraset temennisiyle; Ramazan’ı tadında yaşayın!