?>

Türkiye ve Türkistan’ın müşterek Merkez olma stratejisi

Mehmet Yıldırım

7 ay önce

Türkiye ve Türkistan’ın müşterek Merkez olma stratejisi

Türk Devletleri Teşkilatı (TDT); ortak tarihi, kültürü ve dili paylaşan Türk devletleri arasında siyasi, ekonomik ve kültürel iş birliğini geliştirmeyi amaçlayan bir uluslararası kuruluş.
TDT, 2005 yılında Kazakistan'ın başkenti Astana'da kurulmuştur. Kuruluş üyeleri Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkiye ve Özbekistan.
2018 yılında Macaristan ve 2021 yılında Türkmenistan, Kasım 2022'de Teşkilatın Semerkant Zirvesinde de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Gözlemci Üye olarak katıldı.
Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT), 3 Kasım 2023'te Astana'da düzenlenen 10. TDT Zirvesi'nde Devlet Başkanları Konseyi kararıyla Gözlemci Statüsü kazandı.
İran İslam Cumhuriyeti, Pakistan İslam Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından 1964 yılında Kalkınma için Bölgesel İşbirliği (KBİ) adıyla kurulan kurum; 1985 yılında Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) adını aldı.
Avrupa Birliği üyesi olan Macaristan’ın da TDT’da yer almasını; teşkilat adına bir başarı olarak değerlendirebiliriz.
TDT’nı gündeme getirmemizin sebebi; Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş Beyin, Özbekistan ziyaretinde dikkat çekici açıklamaları. Bir diğer sebebimiz de Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın TBMM’nde yaptığı konuşmada; küresel ve bölgesel çatışma ekseninde Türkiye- Türkistan ilişkilerinin güçlendirilmesi ve Gazze meselesine odaklanması oldu.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Türk dünyasının birliği, beraberliği, gelişmesi dünya barışına katkıdır. Asla dünya barışına, başkalarına zarar verecek bir gelişme değildir” derken; Özbekistan ziyaretine ilişkin değerlendirmesi sorulunca ata yurduna gelmiş olmanın verdiği bir rahatlık içerisinde olduklarını, kendisine ve heyetine büyük bir misafirperverlik gösterildiğini söyledi.
Türk dünyasının hem insan gücü potansiyeli, yer altı/yer üstü zenginliği, derin tarihi, kültürel bağları ve büyük medeniyet birikimleri dolayısıyla gelecek dönemde yeni bir güç merkezi olarak ortaya çıkmasının mümkün olduğunu dile getiren Kurtulmuş, bunu hızlandırmak, güçlü bir şekilde hazırlamak bakımından da canla başla çalışmak gerektiğini vurguladı.
Kurtulmuş, bir gerçeğe vurgu yapıyor. Türkistan coğrafyasında birlik ve beraberlik; dünya barışına katkı sağlar.
Orta Asya'dan Türkiye'ye ve Balkanlara kadar olan bu geniş coğrafyada ‘Turkuaz Yay’ dediğimiz, 300 milyon insanın yaşadığı bu bölgedeki güçlü bir varlık, dünyada yeni bir dengenin oluşmasına katkı sunacak ve dünya barışını, esenliğini temin edecektir.
Mesafeler çok uzak olmakla birlikte Türkiye ve Özbekistan yeni dönemde güçlü bir şekilde iş birliğini sürdürecek. İki hükümetin arasındaki bu iş birliğine parlamentolar da parlamenter diplomasinin bütün imkanlarını kullanarak destek olacak.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, TBMM'de “Türk Devletleri Parlamenter Asamblesi TÜRKPA Üyesi Ülkeler Arasında Savunma ve Güvenlik Mimarisi” başlığıyla düzenlenen TÜRKPA Milli Savunma Komisyonu Başkanları 1'inci Toplantısı'nda gündeme damga vurdu.
Bakan Fidan, burada yaptığı konuşmada; “Türk dünyasındaki tüm kardeşlerimizi Gazze'deki vahşet karşısında seslerini daha fazla yükseltmeye bu zulme son vermek için daha fazla ve daha somut adımlar atmaya çağırıyorum” diyerek, aslında Türk Devletlerinin İsrail ve Filistin ile ilgili ortak politikası olmadığını hatırlattı.
TDT üyesi ülkeler, uzun yıllar boyu jeopolitik ve jeostratejik gerekçelerle farklı dış siyaset geliştirdiler. Bu noktada bu devletleri eleştirmiyorum.
Fakat Fidan’ın da dediği gibi; dünya daralıyor. Gazze’de canlı yayın akışında insanlık en alçak ve adi yöntemlerle yok ediliyor. Türkiye mücadelede Türk Devletlerini de yanında görmek istiyor.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a göre; Türk dünyasının milli güvenlik mimarisi oluşturması için parlamenterler düzeyinde bir araya gelmesi ve bir zeminin oluşturulması önemli bir konu. Türk Devletleri, ortak zemin üzerinde Yeni Güvenlik Fikir ve Tertibini kodlamalıdır.
Küresel ve bölgesel çatışma alanları arttıkça bu durumdan Türkistan Coğrafyası doğrudan etkileniyor.
Batılı Güç ve Şer Odakları, bu coğrafya üzerinde operasyonel adım atarken, etki ajanlarını kullanarak; sivil halkı kaos ve kargaşaya itmektedir.
Gazze’de insana ait ne varsa yok eden canavar, habis, şeytan Netanyahu ile İsrail’in devlet terörüne göz yumanlar aynı zamanda gerek Türkiye gerekse Türkistan’daki terör unsurlarını besliyor.
Terörist İsrail Devleti ve Kriminal Savaş suçlusu Netanyahu’nun yaktığı ateş, adım adım bu coğrafyaya yaklaşmakta. Bu sebeple Türk devletleri; İsrail’in zulmüne bigane kalmamalı.
Siyonist Çetenin yayılmacı saldırgan politikası durdurulmazsa yeni çatışma alanları ortaya çıkacak.
Türkiye, Türk Devletlerini bu yayılan ateşi söndürmeye davet ediyor. Eğer ateş söndürülmezse, ileriki aşamada durum daha da vahim hale gelebilir.
Uluslararası örgütlerde devlet temsilcileri bir araya gelerek ortak politika oluşturarak; müzakere ve lobi faaliyetleri yürütüyorlar.
Yine aynı şekilde, parlamentolar, kendi ulusal kimliklerini gözeterek; başka parlamentolar ile iş birliğine gidebilmekte.
Batılı parlamentolar milletvekilleri aracılığıyla Uluslararası Sistemde devletlerin kendi aralarındaki ilişkilerinin yönetilmesinde etkin bir rol oynamaktadır. Bir araya gelip; güç elde ederek, baskı kurabiliyorlar.
Parlamentoların diplomatik ilişkilerine; Parlamenter Diplomasi deniliyor.
Fidan’a göre; Türk Devletlerinin de TÜRKPA aracılığı ile milli savunma alanında ekosistem oluşturulması zorunluğu var.
Milli Savunmadan da öte Türk Devletleri her konuda ortak politika üretmelidir. Birbirleriyle paylaşım yaparak hem de zemin kazanarak ilerleme sağlanabilir. Bu stratejik bir katmadeğer kazandırır.

TÜRKPA 13. Genel Kurulu’nu 5-6 Haziran’da Bakü’de gerçekleştirecek. Dünyanın artan çatışmalar ve istikrarsızlık ile karşı karşıya kaldığı ve küresel rekabetin hızlandığı dönemde; Türk Devletleri hazırlığını tamamlamalıdır.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye Yüzyılı ve Türkiye Ekseni vizyonu çerçevesinde yürütülen dış politikasının sadece Türkiye için kurgulanmadığı; Türkistan Coğrafyası içinde de barış ve refahın sağlanması hedeflenmektedir.
Uluslararası Arenada sıklıkla gündeme gelen Asya’nın Yeniden Yükselişinin en büyük sacayağı ne Çin ne Hindistan ne Japonya. Türkistan, tarihten gelen donanım ve içinde barındırdığı dinamikleri iyi kullanabilirse Asya’nın yükselen gücü olacaktır.
Türkiye ile birlikte Avrasya ve Asya’nın kalpgâhı olan Türkistan; safları sıklaştırdığı ölçüde, uluslararası rekabetin girdabında boğulmayacak.
Uluslararası Sistem barış, istikrar ve adalet üretmediği gibi barış ve selamete sekte vurmakta. Avrupa; Haçlı-Hilal Savaşının peşine düştü.
Cihan Harbine gebeyiz.
Bölgesel sahiplenme ve iş birliğinin daha da önemli ve gerekli hale geldiği zaman dilimindeyiz.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan; Seferberlik ve savaş hali yönetmeliğini boşuna güncellemedi. Takvim işliyor.
Hakan Fidan’ın çağrısında her türlü insan hak ve uluslararası hukuk ilkesinin daha fazla çiğnenmemesi ve buna göz yumulmaması için tek yol var: o da İsrail'e yönelik uluslararası baskıların her alanda arttırılması.
Türk Dünyasındaki tüm idari kadro ve siyasi elitin; Gazze'deki vahşet karşısında seslerini daha fazla yükseltmeye ve daha somut adım atmalarına ihtiyaç duyuluyor.
TDT'nin uluslararası görünürlüğünün artmasıyla, farklı ülke ve uluslararası kuruluşun; TDT ile kurumsal iş birliği arayışlarının da arttığı yeni bir gelişme olarak konuşuluyor.
Türkistan, küresel düzende baş aktörlerden biri haline dönüştü. Bu durum, Balkanlar'dan Çin'e uzanan geniş coğrafyada barış, refah ve güvenlik koruması sağlayacak.
Parlamenter diplomasi icra eden milletvekillerine çok iş düşüyor. Avrasya ve Türkistan’ı korumak ve karasal hakimiyeti pekiştirmek; ortak kazanç sağlayacak.
Türk Devletleri Teşkilatı, birçok fırsata sahip olmasına rağmen, aynı zamanda önemli zorluklarla da karşı karşıyadır. Bu zorlukların üstesinden gelmek için TDT ülkeleri arasında güçlü bir siyasi irade ve iş birliği gereklidir.

21. Yüzyılın Parlayan Yıldızı: Türk Devletleri Teşkilatı; küresel ve bölgesel meselelerde daha etkin rol alacak.

Türk dünyası bir değerini daha kaybetti; Azerbaycan Türkü Türkolog, şair, yazar, çevirmen, bilim insanı Ramiz Asker, hayata gözlerini yumdu. Allah rahmet eylesin.
Merhum Ramis Asker’in şiirinden bir kıta paylaşırsak…
Can ruhuma bir qəfəs,

Qəfəs qorxar bu quşdan,

Birdən gəlsə son nəfəs,

Vaz keçəmməz uçuşdan.”

.

Mehmet Yıldırım, dikGAZETE.com

https://www.dikgazete.com/haber/turk-dunyasinin-birligi-beraberligi-gelismesi-dunya-barisina-katkidir-891674.html

https://kun.uz/news/2024/05/22/shavkat-mirziyoyev-turkiya-buyuk-millat-majlisi-raisi-numan-qurtulmush-bilan-uchrashdi

https://www.turkicstates.org/tr/yayinlar/21-yuzyilin-parlayan-yildizi-turk-devletleri-teskilati_22

https://qalampir.uz/uz/news/turkiya-uzbekistonning-muadofaa-sanotini-rivozhlantirishga-%D2%B3issa-k-ushmok-chi-101846

https://www.aa.com.tr/tr/gundem/bakan-fidan-turk-dunyasindaki-kardeslerimizi-gazzedeki-vahset-karsisinda-seslerini-daha-fazla-yukseltmeye-cagiriyorum/3226959

https://turkpa.org/tr

YAZARIN DİĞER YAZILARI