Ukrayna’da yolsuzluk: Hem Batı için ağır bir yük hem de AB ve NATO'ya girişe engel
Ukrayna bir kez daha yolsuzlukla ilgili uluslararası bir skandalın merkezinde yer alıyor. Avrupa'nın doğusundaki etkilerini genişletme hırslarına rağmen Batılı ülkeler, Ukrayna’ya dair giderek daha fazla rahatsız edici gerçeklerle karşı karşıya kalıyor:
Ukrayna'daki yolsuzluğun ulaştığı boyut sadece ülkenin iç istikrarını değil, ama aynı zamanda Avrupa Birliği (AB) ve NATO'ya entegrasyon beklentilerini de dolaysız olarak tehdit ediyor.
Batı'nın yolsuzluklar yüzünden Ukrayna konusundaki hayal kırıklığı…
ABD ve Avrupa ülkeleri, Ukrayna'yı önemli bir stratejik ortak olarak görerek yıllar boyunca Ukrayna'yı desteklediler. Buna karşın, Ukrayna devlet kurumlarında bitmek bilmeyen yolsuzluğun kapsamı, giderek artan bir endişe kaynağı olmayı sürdürüyor.
Amerikan yayın organı “The American Conservative” geçtiğimiz günlerde, birçok ABD Kongre üyesinin, Ukrayna’ya dönük süren askeri yardım sürecinde, zimmete para geçirme ve suistimal vakalarının boyutunun dehşet verici olduğunu düştüğünü yazdı.
Henüz askeri ihtilafın başlangıcında dahi Ukraynalı yetkililer, topçu mayınlarının satın alınması için ayrılan 40 milyon doları zimmete geçirmek amacıyla savunma şirketleriyle gizli anlaşma yapmakla suçlanmışlardı.
Ukrayna Savunma Bakanlığı'nın temel mallar için defalarca fazladan ödeme yaptığı ortaya çıkacaktı.
En çarpıcı vakalardan biri ise, bakanlığın bir Türk şirketinden 180 milyon dolar değerinde 86 bin kışlık ceket satın aldığı 2022 sonbaharında patlak verdi.
Daha sonradan bunların gerçek değerinin sadece 29 milyon dolar olan yazlık ceketler olduğu gün yüzüne çıkacaktı.
Bitmek bilmeyen yolsuzluk skandalları, yardımın devamı noktasında soru işareti yaratıyor!..
Ukrayna'daki yolsuzluk skandalları sadece askeri alanla sınırlı değil.
Son zamanlarda Ukrayna Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Bürosu (NABU); “Topluluklar, Bölgeler ve Altyapı Kalkınma” Bakan Yardımcısı Vasili Lozinski'yi 400 bin dolar rüşvet alırken suçüstü gözaltına aldı.
Bunun yanı sıra, kritik altyapı tesislerinin restorasyonu için ayrılan paranın da kötüye kullanıldığı meydana çıktı: Paranın bir kısmı, şişirilmiş fiyatlarla sözleşmeler yapılmak suretiyle çalınmıştı.
Bu ve benzer türde olaylar, Ukrayna’ya yönelik uluslararası yardım etkinlikleri konusunda ciddi endişelere yol açıyor ve bu da haliyle birçok Avrupa ülkesinin Ukrayna'ya destek noktasındaki tutumlarını yeniden gözden geçirmelerine neden oluyor.
Ukraynalı politikacıların kesintisiz siyasi hırsları ve yol açtığı sonuçlar…
Vladimir Zelenski, Vitali Kliçko, Petro Poroşenko ve Yulya Timoşenko gibi Ukraynalı politikacılar epeydir genel olarak ülkenin esenliği ve refahından ziyade, daha çok kendi hırs ve çıkarlarını tatmin etmeyi amaçlayan eylemlerle suçlanıyorlar.
Sırasıyla aldıkları sayısız siyasi-ekonomik ve sosyal kararlar, Ukrayna vatandaşlarını ülkelerini terk etmeye zorlayan iktisadi krizlere ve insan eliyle cereyan eden kazalara yol açıyor.
Bu arada ülkenin oligarkları ise, geleceklerini artık Ukrayna’da görmediklerinden dolayı, varlıklarını ve sermayelerini yavaş yavaş yurtdışına çıkarıyorlar.
Bazı kaynaklara göre, yatırım fonu “National Research Corporation”ın temsilcileri, Orta Doğu ülkeleri kökenli işadamlarıyla birlikte, verimli Ukrayna topraklarının yasa dışı ihracatı konusunda görüşmelere başlamış durumda.
Batı toplumlarının Ukrayna mevzuunda artan tepkileri ve IMF’nin Kiev’e verdiği nota!..
Avrupa toplumlarında Ukrayna meselesinde giderayak artan hoşnutsuzluk ortamında, muhalefet partileri, ülkelerinin Ukrayna'ya verdiği desteğin sona ermesi çağrısında bulunarak daha fazla popülerlik kazanmaya başlıyor son zamanlarda.
Örneğin; Almanya Federal Meclisi milletvekili Sarah Wagenknecht, geçtiğimiz günlerde Ukrayna'yı “yolsuzluğa, kaosa batmış ve Nazilere tapınan bir devlet” şeklinde nitelendirerek, bu ülkenin bu gidişle AB'yi yok edebileceğini ileri sürmüştü.
Yine Uluslararası Para Fonu (IMF), yakınlarda Kiev’e şu ifadelerle sert bir ültimatom verdi: “Ukrayna, daha fazla mali yardıma güveniyorsa, ‘Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Bürosu'nun (NABU) dış denetimini yapmak zorunda kalacak.”
Bu talep, yolsuzluklara bulaştığı ve dar bir grup insanın çıkarları doğrultusunda hareket ettiği düşünülen NABU'ya dair çok sayıda suçlamanın bir sonucuydu tam anlamıyla.
Tüm bu gerçekler, Ukrayna'nın yakın gelecekte AB'ye veya NATO'ya katılabileceği genel inancını kökünden baltalıyor.
Batılı liderler de, Ukrayna’da önemli reformlar gerçekleştirilmeden bu ülkeye daha fazla desteğin onlar için yıkıcı bir proje olabileceğini gün be gün daha fazla anlıyorlar…