DEREBUCAK ZAFERİ’NİN 876. YILI KUTLU OLSUN
Evvela 876 yıl evvel 14 Ocak Yalvaç Meydan Muharebesi, 21 Ocak 1148 Çarşamba günü Yalvaç-Çetince çatışmaları, ardından da 29 Ocak 1148 Perşembe günü Konya-Derebucak’ta vukû bulan savaşta kanlarını döken başta Sultan Mesud olmak üzere şehit ve gâzîlerimizi büyük bir saygıyla anıyorum.
Sonra da Derebucaklı merhum M. Ali Gürbüz ve Müderris Hacı Hamid Efendilere Allah’tan rahmet diliyorum. En sonra da 2010’lu yıllarda Derebucak belediye başkanı olan Bahaddin Özdemir’i şükranla anıyorum.
II. Haçlı Seferini 2011’de bir kitapta; 13.05.2021 günü de DikGazete’de yazdım. Şimdi de Denizli, Konya ve tarihçinin, M. Ali Gürbüz’ün, Müderris Hacı Hamid Efendi’den naklettiği şu satırları okumalarını istiyorum:
“Hacı Hamid Efendi, Düden Gediğine bakar; Düden Gediği’nden geçen askerin hesabını Allah bilir dermiş. Yüzlerce sene önce Haçlı ordularının Düden Gediği’nden geçtiğini haber verirmiş. Gencek barajı yapılırken, Bayır’ın başından toprak alan inşaat mühendisleri, burada çok harp olmuş, çok insan ölmüş, burası bir geçit yeri mi demişler ve aynı hâl ancak Malazgirt’te ve Çanakkale’de rastlanır demişler. Gece buralar parlar. Bunu görenler vardır demişler. Sorulduğunda öyle olduğunu parladığını görenler varmış. Anadolu Selçukluları, çok kalabalık sürüler halinde, sayıları üçyüz bin beşyüz bini bulan Haçlı ordularına doğrudan karşı çıkamamışlar, vur kaç taktiği ile Haçlı ordularını Anadolu’da eritmişler” (1. Kitap, s. 90).
“Kıral eskiden Lâdik denilen bu şehirden hareketle Konya yolunu tutturdu” (M. Halil Yinanç, 2013: 270).
Ey tarihçi (!), Denizli’den sonra Konya yolunu tutturan bir ordu, Korkuteli’nden geçmez!
M. Ali Gürbüz’ün Müderris Hacı Hamid (Demirci, öl. 1947) Efendi’den naklettiği haber ile Yinanç’ın kaydına ne diyeceksiniz? Denizli, Isparta ve Konya’da onlarca akademisyen, belediye başkanı ve valinin kulak tıkadığı bir olayı (Haçlıların yolunu), yaklaşık 100 yıl önce Müderris Hacı Hamid Efendi ile M. Halil Yinanç haber vermişler.
Yılmaz Öztuna hariç, birçok yabancı tarihçi, Işın Demirkent, Tuncer Baykara, Ebru Altan ve Caner Togaç, Haçlıları, hatalı olarak, Denizli, Acıpayam ve Korkuteli yoluyla bugünkü Antalya’ya indirdiler…
27 Eylül 2010 tarihinde Kayseri’deki Uluslararası Selçuklu Bilgitoyuna katıldım ve Miryokefalon Savaşı’nın yeriyle ilgili bir tebliğ sundum. Doç. Güray Kırpık ile birlik döndük. Ona, Yalvaç Meydan Muharebesini sordum ve Yılmaz Öztuna’nın haricinde kimsenin böyle bir savaştan söz etmediğini söyledim. O, Ebru Altan’ın 2003 yılında Türk Tarih Kurumu tarafından yayınlanan II. Haçlı Seferi adlı kitabını haber verdi.
Defalarca okudum, savaşın coğrafyası Kemer Boğazı ve Derebucak coğrafyasına benziyor ve kaynaklarda çok açık olarak Yalvaç adından, onun yakınındaki ırmak ve köprüden bahsediyordu.
Haçlıların Kemer Boğazı ve Derebucak’tan geçtiklerini anladım, ancak kitap yazmak için Ebru Altan’ın kitabı yeterli değildi.
Bir mühendis olarak olayı, önce kendim anlayıp, sindirmeliydim ve sonra da yazmalıydım. Onun için de kaynağı okuyup, ona göre yorumlamalıydım, ama kaynak 200 yıl öncesinin Fransızcası. Merhum Eriman Topbaş, kaynak eserin Türkiye hudutları içinde kalan kısmını büyük bir özveriyle tercüme etti ki, ondan daha iyi tercüme yapacak birisini tahmin edemiyorum. Kaynağın Fransızca ve Türkçesini de kitabın ekinde verdim.
Derebucak tarafını hiç görmemiştim. Sadece Zeki Arıkan’daki yolları ve eski hanları görmüştüm. 20 Mart 2011 Cumartesi günü otobüsle Beyşehir’e gittim. O bölgede celeplik yapan, bölgeyi iyi bilen Mehmet İliksiz amcayla görüştüm, oradan Derebucak’a geçtim, Belediye Başkanını gördüm. O bana yöreyi gezdirdi ve kendi arabasıyla Beyşehir’e getirdi. Bu arada Derebucak’tan, “Derebucak: Âlimleri, Şehitleri, Gâzîleri ve Bazı Sülâleleri” (1) ile “Derebucak Çevresinin Evliyaları ve Âlimleri” (2) adlı ve 2007 Konya baskılı iki kitap satın aldım.
Neticede İkinci Haçlı Seferi: Yalvaç Meydan Muharebesi ve Kaşıkçıbeli Zaferi adlı kitabı yazdım (2011).
O zaman Laodikya’nın Eğirdir, Satalie’nin Side (Eski Antalya) olduğunu bilmediğim için Haçlıları, Kemer Boğazı’ndaki savaştan sonra Eğirdir’e uğratmamak ve Side’den sonra bugünkü Antalya’ya götürmek gibi iki mühim hata yaptım ve tarihlerde bazı sapmalar meydana geldi.
Selçuk’ta (Efes) görünen ve Haçlıları takip eden Türklerin, Bizans emrindeki Ortodoks Türkler olduğunu fark edemedim. Hatalı olarak Haçlı heyetinin Denizli’de (Laodikya) bir gün kaldığını ve 29 Ocaktaki Derebucak savaşının 21 Ocak’ta yapıldığını yazdım.
Gürbüz, Müderris Hacı Hamid Efendi’nin, Haçlıların Derebucak’tan geçtiğini haber vermesini, onun kerameti gibi anlar. Kanaatimce O’nun kerameti okumak ve işitmekle ilgili bir bilgiydi.
Kıral 7. Luvi, Selçuk (23-27 Aralık 1147), Denizli, Uluborlu, Kemer Boğazı (12-14 Ocak 1148), Eğirdir (18 Ocak), Konya yönünde ilerleyerek Gelendost, Kötürnek, Çetince (21 Ocak), Ş. Karaağaç, Beyşehir, Derebucak (29 Ocak), İbradı (Prakana), Selukule (Seleukeia) yoluyla Şubat başında (2 Şubat) Side’ye (Satalie) indi.
Haçlılar, Derebucak’ta, 29 Ocak Perşembe günü Türklerin saldırısına uğradı ve çok büyük kayıp verdiler.
II. Haçlı seferinde 25 Ekim 1147’de Eskişehir’de, 29 Ocak 1148’de de Derebucak’ta büyük zaferler kazanan Selçuklu sultanı Sultan Mes’ûd ile kumandan ve askerlerini büyük bir saygıyla anıyorum. Ruhları şad olsun.