?>

Tarihte yanlış bildiklerimiz 5: Tarihin kaydettiği en eski karayolu

Ramazan Topraklı

4 yıl önce

Yanlış Bildiklerimiz 5: KIRAL YOLU, VİA REGİA
TARİHİN KAYDETTİĞİ EN ESKİ KARAYOLU
Tarihin en ünlü yolu, İpek Yolu da dediğimiz Kıral Yolu’dur. Kıral Yolu, tarihî Selçuk (Efes) ile İran’ın Susa kentlerini bağlıyordu, fakat ülkemizdeki güzergâhı, bize gelene kadar bilinemiyordu.
“Yeni bulunan kanıt ve belgeler tarih bilgimizi değiştirebilir. Bu değişim, bilinmeyen yeni bir bilginin öğrenilmesi şeklinde olabileceği gibi, bilineni yanlışlayıp, doğrusunu ortaya koyma şeklinde de olabilir”. Kıral Yolu’nun güzergâhının tesbiti de aynen böyle oldu.
Yaklaşık 500 sene önce Eğridir Gölü’nde vukû bulan coğrafî değişimin tarafımızdan fark edilmesi, birçok tarihî olayın vukû bulduğu yerin ve ünlü Kıral Yolu’nun güzergâhının tespit edilmesine imkân verdi.
Bu yol hakkındaki bilgi, tarihin babası sayılan Herodotos tarafından verilmiştir. Herodotos’un, “2500 bm uzunluğunda ve hep meskûn yerlerden ve güvenlik içinde geçilir” şeklinde tasvir ettiği ünlü Kıral Yolu’nun ülkemizdeki güzergâhını da aslında, yine Herodotos tarif etmiştir. Açıklama: (bm: Bin metre)

Tarihin kaydettiği en eski karayolunun güzergâhının tespit edilme işi; İTÜ’nden sonra 1968 yılında gözünü Karayolları Teşkilâtında açmış birisine nasip olmuştur.
Bu iş bize, büyük bir sevinç ve heyecan verdi. Günümüzden asgari 3000 sene önce yapılmış ve Herodotos’un 2500 sene önce haber verdiği bu yolun, Türkiye’nin neresinden geçtiği hususu tartışmalı olagelmiştir.
Herodotos’un sözünü ettiği Kıral Yolu’nu, kimisi bugünkü başkent Ankara’dan, kimisi Emirdağ’dan, kimisi de Kayseri’den geçirmiştir.
Elbette çeşitli medeniyetlere beşiklik etmiş Anadolu’da, çok sayıda yol kalıntısı vardır. Ama söz konusu olan Herodotos’un Kıral Yolu dediği ve hakkında geniş malûmat verdiği yol olup, açık olarak bilinen, başlangıç noktalarının Sart (Sardes) ve Susa şehirleri olduğu ve Kelene veya Kelainai’den geçtiği hususudur.
Herodotos, bu yol hakkında şunları söyler:
“Bütün yol boyunca kıraliyet konutları, çok güzel kervansaraylar vardır; hep insanların oturdukları yerlerden ve güvenlik içinde geçilir.
Lidya ve Firikya içerilerinde yirmi stathmetikos ya da konak boyunca uzanır ki, bu 94,5 parasang (Pare-seng: Parça taş = Fersah) tutar. Kıraliyet yolu fersah olarak daha iyi ölçülürse ve bir fersah 30 stad hesap edilirse ki gerçekte o kadardır, Sardes’den Memnon Sarayı denilen kıral konağına kadar 13500 stad; 450 fersah çeker. Günde 150 stad tutarsak bu yol tastamam 90 günde aşılır.
Açıklama: Herodotos Md. 189: Kıraliyet konutları; kıralın yolculuk yaparken gecelediği kervansaraylar, sonradan durak olarak kullanılmıştır.
Miletos’lu Aristogoras, Lakedaimonlu Kleomenes’e kıral konağına kadar üç ay yürümek gerektiğini söylerken doğru cevap vermiş oluyordu.
Eğer biri çıkar da daha doğrusunu ararsa, buna Sardes ile Efes arasındaki bölümü de ekleyeceğim ve Hellen denizinden Susa’ya kadar (Memnon’un kenti burasıdır) 14040 stad olduğunu söyleyeceğim; zira Efes ile Sardes arası 540 stad gelir.
Gösterilen 3 ayı böylece 3 gün daha uzatmak gerekir” (Herodotos, 1987: 273-274, Madde: 52-53-54). 
MÖ 401: Firikya Vâlisi Oğul Keyhüsrev (Kuruş)’un yol güzergâhı ile Herodotos’un söz ettiği Kıral Yolu
Kıral Yolu, Kemer Boğazı veya tarihî Firik şehri Kelene’nin 20 mil şarkında bulunan ve benim de köyüm olan Gelendost-Kötürnek köyünden geçmektedir.
Biz köyde, “şose” için “susa” deriz. Bu söylemde İran kıralının oturduğu tarihî Susa adının bir tesiri var mı bilmem. Kemer Damları sakini Yörük Mevlit Erdal (öl. 2015), bir gün bana “Ramazan Bey, Kötürnek köyü için İranlı derler” demişti.
Biz, Eğirdir Gölü’ndeki değişimi ve Kelene’nin Dinar’da değil, Kemer Boğazı’nda olduğunu fark etmiş, Herodotos’un verdiği Kıral Yolu’nun güzergâhını da yaklaşık tespitle 2012 yılında Yol ve Tarih adlı kitabımızı yazmış, Miryokefalon Savaşı sırasında İmparator Manuel’in Kemer Boğazı’ndaki Kelene şehrine kadar geldiğini göstermiştik.
Firiderik Barbarossa’nın 1190 yılındaki 3. Haçlı Seferi kaynağı Epistula de Morte Friderici imperator’da bu yolun “Manuel’in hep kullandığı via regia”, yani Kıral Yolu olduğunu görmüş ve Prof. Veli Sevin’e haber verdiğimde, “Kıral Yolu için iyi bir delil bulmuşsun, benim kanaatim de Kıral Yolu’nun güneyden geçtiği şeklindedir” demişti.
Bugünkü yollar üzerinden Sart ile Uluborlu (Ammûriye) arası, Sart-Denizli 145, Denizli-Dinar 113, Dinar-Uluborlu 44 bm olmak üzere toplam 302 bm, İbn Hordazbih’in verdiği rakamlara göre Uluborlu-Çarşamba çayı (Halys) arası ise 146 mil veya 216 bm tutar. Sart ile Halys arası, yani Lidya ve Firikya bölgelerindeki toplam uzunluk 518 bm eder.
Bir fersah 5400 m hesabıyla 94,5 fersah 510 bm eder.
Herodotos’un verdiği rakamlar bizim iddiamızla tam uyuşur; 8 bm fark, Sart ile Uluborlu arasında bugünkü yollar üzerinden yapılan ölçü farkı veya hatası olmalıdır. Buna göre Firikya’nın Çarşamba çayına kadar uzanmış olduğu görülür (bk. Harita). 
MÖ 401’de Firikya Vâlisi Oğul Keyhüsrev, Firikya sınırları dışına çıkıldığı için Karaseňir’den (Çarşamba çayı) itibaren askerlerine yağma izni verdi; bu olay, Firikya’nın o zamanlar, Halys’e kadar uzandığını gösterir (bk. Ksenofon).
MÖ 480’lerde Kıral Serhas, Sart üzerine yürüdüğünde zikredilen Halys de Çarşamba çayı olmaktadır. Serhas, bu yoldan yürüyerek Şarkîkaraağaç, Kelene (Kemer Boğazı), Honaz, Sart ve Çanakkale Boğazı üzerinden Makedonya’ya kadar gitti.
Bu yolun, ilk defa Lidya kıralı Giges (MÖ 716-678) tarafından yapıldığı ve Dârâ (MÖ 522-486) tarafından da genişletilip geliştirildiği söylenir (Sevin, 2001: 7).  
Çapalı köyü halkı, Kıral Yolu için “döşeme”, Şarkîkaraağaç’ın Zengiler (Muratbağı) köyü ise “kadime” yani Kademe der. Şarkîkaraağaç halkının “Bağdat Yolu” dediği bu yolun kalıntıları, “Büyük kaldırım” ve “Küçük kaldırım” olarak zikredilir (Küpçü, 1978). Gelendost’un Köke köyünde de Kıral Yolu izleri görülmektedir (bk. Resim).
Kıral Yolu’nun Sart-Tarsus arasındaki güzergâhını kabaca, Denizli- Dinar- Çapalı köyü- Uluborlu- Kemer Boğazı- Köke köyü- Kötürnek köyü- Manarga köyü-Şarkîkaraağaç- Felebeli- Eflâtun Pınarı- Beyşehir- Akkise-Çarşamba çayı (Halys)-Güneysınır- Karaman-Ereğli-Gülek Boğazı şeklinde tespit ettik. 

.

Tarihçinin ilgilenmediği Kıral Yolu: Dinar-Çapalı köyü 29.10.2019.    Kıral Yolu: Gelendost-Köke köyü 24.05.2012
Karayolları, üniversiteler, uzmanlar ve halkın yardımıyla bu yol, çok daha hassas araziye yerleştirilebilir. 
İbn Hordazbih (820?-912) ve el-İdrîsî (1100-1166), Kıral Yolu’na ait Ammûriye (Uluborlu) ve Tarsus arasındaki durakları ve kentleri vermişlerdir.
İbn Hordazbih, Abbasî devletinin posta ve istihbarat teşkilâtının başı, el-İdrîsî ise Sicilya kıralı Rojer’in adına çalışmış Endülüslü bir coğrafyacıdır. Bu iki İslâm coğrafyacısı ülkemiz hakkında Ammûriye-Halîc (İzmit Körfezi), Ammûriye-İznik, Ammûriye-Kidres (Şuhut-Arızlı)-Tarsus, Ammûriye-Tarsus, Kostantiniyye-Tarsus, Alemeyn (Kötürnek)-Nasre’l-Akritî köyleri-Basilyon (Hoyran) Gölü Başı-Sennade-Ammûriye gibi yolları vererek çok önemli belgeler bırakmışlardır. Türk tarihçisi henüz, onların kaydettiği yol ve durakları, arazi ve haritaya işleyebilmiş değildir. Fakir de olmasa tarihî yollarla ilgilenecek kimse yok maalesef.
Ammûriye (Uluborlu)-Tarsus Yolu: Tarikü’l-Cadde veya Kıral Yolu
Ammuriye’den itibaren Medinetü’l-Endosbabe (Kemer Boğazı; İdrîsî burada metin bir kale olduğunu söyler ki, Miryokefalon’daki kaledir) 24 mil, el-Alemeyn veya Hısnu’l-Meclis (Kötürnek) 20, Rabaz-ı Konya (Manarga) 15, Nehrü’l-Ahsa (Fele Pınarı) 18, Ayn-ı Burgus (Eflâtun Pınarı) 18, Hısnu’l-Şemeşki veya Miskinin (Beyşehir. İdrîsî, Şemeşki’den Konya’ya bir yol var der) 12, Medinetü’l-Leben (Akkise) 31, Çarşamba çayı (Halys) 8 mil, toplam 146 mil veya 216 bm’dir. Buraya kadar olan ölçüler çok hassas olarak coğrafyaya yerleştirilmiştir.
Güneysınır-Akkise arasında da Abratu Kunas (Devebağırtan) ve Lâta (Tahtalı) gibi isimler kaydedilmiştir.
Güneysınır ile Ereğli ırmağı arasında; Katalak, Hedi kalesi, Yk. Hırb-i Kardane, Ankarson, Kanna kalesi, Farta gibi isimler kaydedilmiştir. Konya’ya 75 bm, Karaman (Tuvena)’a 58 bm mesafede olan Farita (Barata) köyü Karaseňir yakınlarına yerleşir.
Batılılar Barata veya Barita’nın Farita telâffuz edildiğini ve Tuvena (Tyana)’nın Karaman olduğunu fark edememişlerdir. Bizim işimiz-gücümüz ise onları taklitten ibarettir.
Kıral Yolu için halkımız umumiyetle İpek Yolu der.
Ünlü hadis ve tefsir âlimi Taberî ise “Tarikü’l-Cadde”, yani Anayol tabirini kullanır.
Ekteki haritada Kıral Yolu’nun Sart-Tarsus arasındaki güzergâhı ve MÖ 401 yılında Firikya Vâlisi Oğul Keyhüsrev veya Oğul Kuruş’un yol güzergâhı gösterilmeye çalışılmıştır (bk. Ksenofon, Onbinlerin Dönüşü).
Resimde Kemer Boğazı’nın batı yakası; Senirkent Akkeçili köyü Karababa Mah. Elif Akkeçili’ye ait evin bahçesindeki menzil taşı görülmektedir.
Burada üç menzil taşı gördük, fakat bir tanesinde yazı vardı. “Yol ve Tarih”  s. 124’de belirtildiği gibi, o civarda birçok menzil taşı var.
Roma’nın çıkardığı bir kanunla menzil veya mil taşlarına zarar verenlere büyük cezalar koyduğu bilinmektedir.
Açıklama: 1480 m olan bir Roma mili, bin çift adımdır. Bizim bulduğumuz taşta: Üst satır: AK? O ??, Orta satır: APTEMON?  OI … , Alt satır: ANT?OH okunabilmiştir.
Artemon, “Ahali Artemon’un torunu Olimpihhos Artemon’a bu hürmet abidesini koydular” (Demirdal, 1968: 71) şeklinde zikredilir.  Artemon vâli, Ant?oh ise Yalvaç olmalıdır.
Kemer Boğazı’nda bulduğumuz bir menzil taşı, 16.09.2012

Yol ve Tarih-2012
Kıral Yolu: Çapalı köyü-Kıreli kasabası arasındaki Parasang veya Menzil taşları
Çapalı 3, Uluborlu 1, Yassıören 2, Büyükkabaca 5, Genceli 8, Kundanlı 1, Aşağı Kaşıkara 2, Dedeçam 2, Kıyakdede 4, Kırelli 1 adet olmak üzere Çapalı, Kıreli arasında ceman 29 adet menzil taşı vardır (French, 1988: 18-19, 146, 156, 227, 229).
Kemer Boğazı’nda bulduğumuz taşla beraber sayı, otuza çıkmıştır. Roma Yolu ve Kıral Yolu’nun Kemer Boğazı’ndan geçtiği esasına göre aranmış olsaydı, daha çok menzil taşı bulunabilirdi. 
2019 yılında Genceli Akaryakıt istasyonunda iki mil taşı daha gördüm. İstasyon yakınından ve tarla içinden çıktığı söylendi.
Bizans Askerî Yolu Bozdurmuşbeli ve Yoğurtçubeli üzerinden geçmektedir. Onun için Genceli ve Aşağı Kaşıkara civarında bulunan mil taşları, Roma veya Bizans Askeri Yolu’na ait olmalıdır.
İlk defa Farslar, menzil taşı dikmişler. Uluborlu ve Dinar-Çapalı köyünde bu taşlar görülebilir. Kıral Yolu’na ait bu kalıntılar, henüz yok olup gitmeden sahiplenilmeli ve hassasiyetle korunmalıdır.
Prof. Dr. Veli Sevin, “Herodotos’un bahsettiği 2500 bm uzunluğundaki bu Kıral Yolu’ndan günümüze, son zamanlarda İran, Nakş-i Rüstem yakınlarında 5 m genişliğinde kayaya oyulmuş küçük bir bölümü dışında, hemen hiç bir kalıntı gelebilmiş değildir” (Sevin, 2001: 8-9) şeklinde dert yanar.
Ekte resmini gördüğünüz yol, Anadolu’da Kıral Yolu’ndan günümüze kadar ulaşabilmiş iki parçadır. Söz konusu yol, Dinar-Çapalı köyü ile Uluborlu arasında ve Çapalı köyü yerleşim sahanın yanındadır.
Diğeri de Gelendost-Köke köyü Güvercinlik mevkisi önündedir. Umarım mermer ocakları veya yol yapımı yüzünden, 3000 yıllık bir mazisi olan yolun başına bir iş gelmez.
Ne hikmetse bize Sakarya, Menderes veya Fırat’ın özelliklerinin değil de Amazon, Misisipi vs gibi yabancı ülke nehirlerinin özelliklerinin öğretilmesi misalindeki gibi ülkemizdeki Kıral Yolu kalıntılarını değil de İran’daki yol kalıntılarını öğrenir, onu yazarız.
Dinar-Çapalı, Gelendost-Yenice, Gelendost-Köke, Gelendost-Kötürnek, Yalvaç-Manarga, Şarkîkaraağaç, Beyşehir ve Gülek Boğazı’ndaki kalıntılarla ilgilenmeyiz.
Biz bir acayip olduk vesselam.
Karayolları Genel Müdürlüğü, bu yola sahip çıkmalı ve bu yolun tanıtımını yapmalıdır. Zaten Teşkilatın bünyesinde Tarihi Köprüler Müdürlüğü vardır.
Zaman, zaman buraya geziler düzenlenip, bilgiler verilebilir ve bu yolun tarihteki önemi ve bilinebildiği kadarıyla bu yoldan kimlerin gelip geçtiği anlatılabilir.
Hem tatil, hem tarih, ikisi bir arada farklı bir faaliyet yapılabilir. Hatta bu gibi faaliyetlerde yolların, trafik levhalarının önemi ve korunması anlatılabilir.
Her şehirde en az bir üniversite var. Bizden söylemesi: Kıral Yolu kalıntıları üniversite, ortaokul, ilkokul ve değişik meslek dallarındaki öğrenciler için bir tatbikat alanı olarak kullanılabilir.
.

.

Roma Askerî Yolu; Bozdurmuşbeli’nden üç resim. 04 Mayıs 2019. İkisi Senirkent-Genceli, son resim Şuhut-Oyniğan
.
Ramazan Topraklı, dikGAZETE.com

KAYNAKLAR:
Arrianos (1945): İskender’in Anabasisi, Çev.: Hayrullah Örs, Maarif Matbaası-İstanbul
Demirdal, Said (1968): Bütünüyle Uluborlu (Monografi)-İstanbul
El-İdrisî (1984): Ünsü’l-Mühec ve’r Ravzu’l-Fürec, (Tıpkı Basım)-Frankfurt, 
French, Davit (1988): Küçük Asyada Roma Yolları ve Miltaşları Kataloğu., Fasikül 2, I. Bölüm-Oksford
Herodotos (1987): Herodot Tarihi, Müntekim Ökmen, Sunan: Azra Erhat, Remzi Kitabevi, 2. Baskı-İstanbul
İbn Hordazbih (1889): El-Mesalik ve’l-Memalik, Beril Matbaası-Leiden
Küpcü, Fahri (1978): Karaağaç, Akın Basımevi, Konya 
Ksenofon (1944): Anabasis, Çev.: Hayrullah Örs, Maarif Matbaası-İstanbul
Ksenofon (2011): Anabasis, Onbinlerin Dönüşü, Çev. Oğuz Yarlıgaş, Kabalcı-İstanbul
Remsi, (V. M. Ramsay) (1960): Anadolu’nun Tarihi Coğrafyası, Çev. Mihri Pektaş, MEB-İstanbul
Sevin, Veli (2001): Anadolu’nun Tarihi Coğrafyası I, Türk Tarih Kurumu (TTK)-Ankara
Strabon (1993): Antik Anadolu Coğrafyası, Çev.: Adnan Pekman, Sanat Yayınları-İstanbul
Topraklı, Ramazan (2010): Değişen Coğrafya ve Miryokefalon Savaşı, Semih Ofset-Ankara
Topraklı, Ramazan (2011): Yalvaç Meydan Muharebesi ve Kaşıkçıbeli Zaferi, Semih Ofset-Ankara
Topraklı, Ramazan (2012): Yol ve Tarih, Semih Ofset-Ankara
Topraklı, Ramazan (2013): Sütkuyusu Baskını ve Ammûriye, Sistem Ofset-Ankara
Topraklı, Ramazan (2014): Ammûriye’nin Fethi Risalesi, Sistem Ofset-Ankara

YAZARIN DİĞER YAZILARI