Engelli bireylerin yaşantısında sporun ne denli önemli rol oynadığı yapılan akademik çalışmalarla gün yüzüne çıkmaya devam ediyor.
Toplumun önemli bir parçasını oluşturan özel gereksinimli bireylerle (görme, işitme, bedensel ve zihinsel) yapılan her bir yatırım-yaptırımın, toplumun en değerli çekirdeği olan ailelere-bireylere ne denli yansımaları olduğunu görmekteyiz!
İşte o akademik çalışmaların içerisinde yer almayı Allah (cc) bizlere de nasip etti.
Marmara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulundan mezun olduktan tam yirmi yıl sonra, Gelişim Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu’nda Yüksel Lisansımızı tamamladık, elhamdülillah.
Üniversiteden kıymetli hocam Doç. Dr. Mustafa Zahit Serarslan’ın danışmanlığını yaptığı tezimizin konusu “Bedensel Engelli Bireylere Sunulan Yüzme Faaliyetlerinde Hizmet Kalitesinin belirlenmesi; Spor İstanbul Örneği” idi.
Tezimizde amaçlanan, “Spor İstanbul” kurumundan çocukları hizmet alan velilerin ilgili tesislerden beklediği hizmet algısıyla, tesisten algıladığı hizmet düzeyinin farklılık nedenlerini incelemekti.
Gerek literatür taraması, gerekse yüzme eğitimi alan çocukların velileriyle yapılan anket sonuçlarının, engelli bireylere yönelik yapılacak her türlü çalışmaya destek olması temennisiyle, çalışmadan büyük bir haz duyduğumuzu belirtmek isteriz.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) iştirak şirketi olan Spor İstanbul’a bağlı yüzme havuzlarını kullanan bedensel engelli çocukların velilerine yönelik yapılan araştırmada, mevcut tesisin kullanım sıklığı, tesise ulaşım, çalışan personelin (temizlik-eğitmen-idareci v.b.) tutumu, velilerin gelir düzeyleri, tesis program içerikleri gibi birçok konuda bulgulara ulaşılmış, literatürde yer alan benzer çalışmalarla ulaşılan sonuçlar karşılaştırılarak değerlendirilme imkânına sahip olduk…
Akademik çalışmaların en önemli özelliği, ayrıntı gerektiriyor olması.
Bir konu hakkında yapılan araştırma neticesine elde edilen bilgiler, böylelikle karşılık bulur ve uygulama için önemli kaynak oluşturur.
Örneğin tez konumuzdan yola çıkarsak, İBB’nin yaptırdığı ve işletmesini Spor İstanbul’un üstlendiği, İstanbul’un dört bir yanındaki 19 yüzme havuzundan yararlanan bedensel engelli (serebral palsi, kas distrofisi, brakial pleksus, ampute v.b.) bireyler, aldıkları hizmetin kendileri için ne denli önem taşıdığını ortaya koymaktadır.
Geriye, daha iyisini yapma adına mevcut hizmetin kalitesini artırmak, diğer kurum ve kuruşlara ise yapılan çalışmalarla örnek olmak kalıyor…
Tüm bunları dillendirirken, ülkemizde yer alan üniversite ve onun mevcut bölümlerinde yapılan akademik - bilimsel, araştırmaların oldukça fazla olduğunu da belirtelim.
Burada çalışmaların hayata geçirilmesi önem taşımaktadır.
Bu gerçekleşirse, sözden öteye gidilmiş, insanlığa yarar sağlanmış olunur.
Bizler de, engelliler ve spor üzerine yaptığımız bilimsel çalışmada, önemli verilere ulaşarak, bu verilerin daha fazla insana ulaşılması adına yayınlama gereği duyduk.
Kaynağını göstererek yaptığımız akademik çalışmamızdaki şu ifadeler, sanırım konunun hassasiyetini ortaya koymaktadır;
“Sporla birlikte birey, hareket gereksinimi sağlama, kazanma-kaybetme duygusuna ulaşmasını, sosyalleşmesini sağlamaktadır.. Sonuç olarak engelli bireylerin hayatına uyum sağlaması ve günlük yaşamlarını kolaylaştırmak için gerekli olan her türlü tedbirin alınması, sürekli olarak geliştirilmesi ve kullanılması önemli bir toplumsal görevdir.
Bu kapsamda da engelli bireylere yönelik beden eğitimi ve spor etkinlikleri hakkında çalışmalar yapılmalı, engelli bireylerin sosyal ve sportif etkinliklere katılımları sürekli desteklenmelidir…”
Spor’un, engelleri aşmada belki ‘kanat’ olmasa da, engelsiz bir hayatın kapısını açmak için değer taşıyan ‘çilingir’ görevi üstlendiğini, hayatımızın her aşamasında örnekleriyle şahit olmaktayız.
‘İnsan, bildiğinden mesuldür…’ sözünü her daim hatırlayarak, sorumluluk yüklenmek, hepimizin asli görevleri arasında olması gerekmektedir.
Rabbim bizlere, rızasını kazanma adına hayr yolunda bıkmadan-usanmadan yol almayı, bir o kadar da samimi olmayı nasip ve müyesser eylesin inşallah... Amin.
.
Ahmet Gülümseyen, dikGAZETE.com