?>

Ayasofya Camii.. Deniz Feneri ve su kuyuları..

Ahmet Gülümseyen

4 yıl önce

"Bizans’ı fethederek hadis-i şerifin sırrına mazhar olan Fatih Sultan Mehmet Han, Fetih günü Topkapı’dan şehre girip, doğruca Ayasofya’ya gelmiş ve dünya tarihinin bu büyük şahsiyeti Fatih’in o gün verdiği bir emirle Hıristiyan âleminin ünlü kilisesi Ayasofya Camii’ne tahvil olunmuştur… 
Osmanlı tarihinde fethedilen ülkelerdeki kiliselerin camiye tahvili eski bir ananedir. Fütuhat yıllarında bu ananeye daima riayet olunmuş ve hilâlin haça galibiyetinin timsali mahiyetindeki bu ananeye göre; fetih olunan kalenin burçlarına bayrak dikilir, surların üstünden ezan sesleri yükselirken, şehrin en büyük kilisesi de tahvil edilmiş ve padişahlar ilk Cuma namazını bu camilerde kılmışlardır. Kılıçla fethedilen Bizans’ta, Fatih Sultan Mehmet Han’ın emriyle üç gün içerisinde Ayasofya Camii haline çevrilmiş, ilk hutbe fethin manevi lideri Akşemseddin Hazretleri tarafından okunmuş ve Cuma namazı da, yine bu zat tarafından kıldırılmıştır…" (Yalan Söyleyen Tarih Utansın-Mustafa Müftüoğlu- 1. Cilt)
İstanbul’un fethinin sembolü Ayasofya’nın açılışı kadar, 1934 yılında müzeye çevrilmesi de üzerinde derin düşünülmesi gereken ayrı bir konu. 
Lozan ile bağdaştırıp, dönemine denk geldiği Cumhuriyet sürecinin bir devamı olduğu o kadar bariz ki.

Fatih Sultan Mehmet Han’ın bizlere bıraktığı hatıraya, müzeden camiye dönüşmesi kararının Cuma gününe (10 Temmuz 2020) denk gelmesi ve ilk namazın yine Cuma gününde (24 Temmuz 2020) gerçekleştirilmesi, oldukça önem taşımaktadır. 
Bunun ne denli önem taşıdığını, batılı ve haçlı anlayışın taşıdığı rahatsızlıkta görmek mümkün. 
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Ayasofya konusunda yaptığı konuşmaya dikkat kesilelim; “Ayasofya’nın dirilişi Mescid-i Aksa’nın özgürlüğe kavuşmasının habercisi, Müslümanların fetret devrinden çıkış iradesinin ayak sesidir…”
Ayasofya Camii’nin 1934 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla müzeye dönüştürülmesi, 86 yıl sonra, 2020’de ise Danıştay kararıyla aslına dönen, Fatih Sultan Han’ın vakfiyesinde belirttiği Ayasofya Camii ile ilgili Cumhurbaşkanımızın konuşmasında yer alan “Ayasofya’nın ibadete açılıyor olması, ülkemizin egemenlik hakkı kullanımından ibarettir… Fatih Sultan Mehmet Han, Ayasofya’yı da içeren 1 Haziran 1453 tarihli yüzlerce sayfalık vakfiyesinin bir yerinde aynen şöyle söylüyor; Kim bu Ayasofya’yı camiye dönüştüren vakfiyemi değiştirir, bir maddesini tebdil eder, onu iptal veya tedile koşarsa,.. azapları hafiflemesin, haşr gününde yüzlerine bakılmasın.” 
Ayasofya, özgürlük ve bağımsızlığın yansıması. 
Açılışıyla birlikte, şanlı tarihimizden ne denli yabancı kaldığımız, uzaklaştırıldığımızı gördük. 
Ayasofya’nın tarihine sahip çıkılması, Müslüman Türkiye’nin zaferi, baki hayat için fani dünyada neler yapabileceğimizin müjdeleyicisi -uyanışıdır. 
Fatih Sultan Mehmet Han’ın hatırası, fethin sembolü Ayasofya Camii’ne artık abdestli girilecek, elhamdülillah. 
Bu sürece katkısı olan herkesten Allah (cc) razı olsun…
DENİZ FENERİ VE SU KUYULARI...
Deniz Feneri ile İçişleri Bakanlığı ortak projesi “1000 Şehidimiz Adına 1000 Su Kuyusu Projesi” programına katılmak için, Başkan Yardımcısı Coşkun Yılmaz Beyefendinin davetlisi olarak oğlum Ömer Faruk Gülümseyen ile derneğin Zeytinburnu’ndaki merkezindeydik. 
İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu’nun konuşmasında belirtiği gibi, bizim medeniyetimiz, iyilik medeniyeti ve inancımız, geleneğimiz göreneğimiz, komşuluğumuz, çok şey öğretiyor.
“Bizim yardım karakterimiz sadece bir yardım kolisi bırakmak değil, yardım yapılan yerde hayatın standartlarını iyileştirmek. Bizim medeniyetimiz iyilik medeniyetidir…”
Şehitlerimizin adını taşıyan ve katılımcıların 500 su kuyusu bağışladığı törenin, İstanbul’un fetih sembolü Fatih Sultan Mehmet Han’ın emaneti Ayasofya’nın camiye dönüştüğü güne denk gelmesi, apayrı bir önem ve anlam kazandırdı.
Duygusal bir süreç yaşadık, bundan sonra da yapmamız gerekenlerin sorumluklarını hatırladık, elhamdülillah… 
.
Ahmet Gülümseyen, dikGAZETE.com

YAZARIN DİĞER YAZILARI