Ülkemizde, İşitme, Görme, Özel (Zihinsel) ve Bedensel engelli bireyler, toplumumuzun kayda değer bir kesimini oluşturmakta, toplum içinde kendilerine yer edinmeye çalışıyorlar. İçinde yer aldıkları hayat şartları, onların toplum ile iç içe olma gerekliliğinin bir parçası...
ŞÜKREDİP HAYATA DÖRT ELLE SARILIYORLAR...
Kendilerini yoktan var eden, imtihan dünyasına gönderen Allah'ın (cc) yazdığı kader çizgisi her ne kadar çetin olarak görünse de, hallerine “Kader" deyip, şükür ve hamd çizgisinde ayakta kalmanın kendilerine sağlayacağı mükâfatın, engelli olmayan normal insanlara göre kat kat fazla olacağı düşüncesi ile, hayata dört elle sarılıyorlar...
Kimi, doğuştan, kimi yanlış tedavi, kimi trafik kazası, kimi, kimi, kimi!.. Uzayan gerekçeler.
Kader çizgisinin kılıç kadar ince ve keskin sürecinde, adeta dünyanın sırat köprüsünden geçmeye çalışıyorlar.
Girdikleri hayat imtihanında başarı sağlamalarının altındaki sır, kendilerine sunulan imkanlar ile bitmek bilmeyen azimleri ve ülke olarak ortaya çıkan gurur tablosu...
TEKERLEKLİ SANDALYE BASKETBOL MİLLİ TAKIMININ BAŞARILARI...
Tekerlekli Sandalye Basketbol Milli takımının ülkemizi ilk kez katılan takım oyuncuların, hayat hikâyeleri başarıları kadar takdir ve dikkat çekici.
‘İlki 1960’ta Roma’da yapılan ve bu yıl 14’üncüsü düzenlenen Paralimpik Olimpiyatları’nın Türkiye için önemi büyük..’ şeklinde başlıyor Ceren Arseven imzasını taşıyan özel röportaj-haberi, bugün, engelli bireylerin ortak mesajını vermek istiyoruz... 14 Temmuz 2012 tarihli röportajda, Milli Takım Yardımcı Antrenörü Celal Demirtaş "Aslında hepimiz potansiyel olarak engelliyiz. Her an bir kaza geçirip engelli olabiliriz. Engelliler hayatın içine karışmıyor. Bu sporcularla çalışmaya başlayınca aslında etrafımda ne kadar çok engelli olduğunu fark ettim" derken, takımdaki sporcuların Avrupa’da görmediği ülke kalmadığına da işaret ediyor, hepsi engellerini aşmış oyuncular gerçeğine dikkat çekiyor...
OYUNCULARIN HAYAT HİKÂYESİ DİKKAT ÇEKİCİ...
Sporcuların her birinin ayrı bir hayat hikâyesi var.
Aytaç Eren, 9 aylıkken çocuk felci geçirirken, İsmail Ar ,17 Ağustos depreminde enkaz altında kalmış. Bestami Boz, sekiz aylıkken yanlış iğne ile engelli olurken, Yasin Çıgaoğlu, 11 yaşında ağaçtan düşerek omurilik felci olmuş. Samet Topbaş, doğuştan, Deniz Acar ise bir yaşında çocuk felci ile değişime uğrayan hayatlarıyla, mücadelenin içinde yer almışlar...
"Her insan bir engelli adayıdır" sözü kadar, engellilerin her defasında dikkat çektikleri bir gerçek var; "Acıma, bir ışık da sen yak!” Evet, tekerlekli sandalye Milli Takım sporcularının her birinin hayatı, farklı zaman süreçlerinde değişime uğrasa da, değişmeyen önemli bir mesaj, sporun hayatlarında neleri değiştirdiği…
İNSANIN UFKUNU AÇAN SPOR...
Basketbolun engel tanımayan Tekerlekli Sandalye Milli Takım sporcularının spor ile farkındalığı oldukça dikkat çekici. Bu spor insanın ufkunu açıp, sosyalleşmeyi sağlarken, Dünyada gitmedikleri şehrin kalmamasının kendileri için önemli bir şans olarak görüyorlar…
Basketbol sayesinde kazanılan bedensel güç ve özgüvenden, ayağındaki sakatlık sebebiyle küçükken kendilerine takılan arkadaşlarına, her sporcunun Olimpiyatlara gitmesi hayaliyle, kısaca sağlam görünen takıntıya-takıntı sahiplerine, başarıları ile karşılık vermeleri..
Sadece tekerlekli sandalyede mücadele edenler değil, spordaki başarı çıtasını engelli olimpiyatları Paralimpik Oyunlarına kadar yükselten diğer ferdi ve takım sporcuları!
2016 RİO OLİMPİYATLARI’NDA ÜLKE OLARAK ETAKIM SPORLARI VE NGELLİLLER...
Ülke olarak takım sporlarında 2016 Rio Olimpiyatları vizesi göremez iken, Görmeyen Engelli Bayan ve Erkek Goalball takımız ve Futbol Takımız ve Tekerlekli Basketbol takımlarımızı ve ferdi branşlarda Dev Organizasyona katılan sporcularımızI pür dikkat, gururla takip edeceğiz…
Sizlerle bu satırları paylaşırken, engelli bireylerin yaptığı spor branşlarında yeni bir rekor, tur, vize, madalya, kupa var mı, "Haber atlamış olabilir miyiz?" şeklinde, kendi kendimize sormadan edemiyoruz.
ALMANYA’YI YENEREK 2. DEFA DÜNYA ŞAMPİYONU OLAN İŞİTME ENGELLİ FUTBOL TAKIMIMIZ...
Bizi bu beklentide haklı çıkaran en canlı örnek, İşitme Engelli Futbol Takımımızın geçtiğimiz hafta, finalde Almanya’yı 2-1 yenerek 2. defa Dünya Şampiyonu olması. "Daha ne olsun!.." yakıştırmasının hakkını-karşılığını veren bir başarı…
"Spor ile engelleri nasıl aştılar?” sorusunu sorarken, engelli sporcularımız ve araştırmalarımız bize gösterdi ki başarıya giden yolda, onların (engellilerin) en büyük beklentileri, kendilerine imkân tanınması ve güvenilmesi. Fazlası mı! Teferruat olur ki, o teferruatın-bahanenin onlara hiçbir şey kazandırmayacağını da her birinin hayat hikayelerinden anlıyoruz!..
Ahmet Gülümseyen, dikGAZETE.com